Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3075 E. 2023/6181 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının talepten fazla hükmedilip hükmedilmediği ile nafakaya artış oranı belirlenmesinin doğru olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: HMK 26. maddesi uyarınca hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına karar veremeyeceği gözetilerek, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinden fazla nafakaya hükmedilmesi ve ayrıca talepte bulunmadığı halde nafakaya artış oranı belirlenmesi doğru görülmeyerek, bu hususlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1403 E., 2022/1825 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/870 E., 2022/708 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinin tefrik edilen dosya üzerinden devamına karar verilmiştir.

Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ile karşı davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin Küçükçemece 4. Aile Mahkemesinin 2015/365 Esas sayılı dosyası ile terke dayalı açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve 21.06.2018 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasında tekrar ortak hayatın kurulamadığını ve ayrı yaşamaya devam ettiklerini, kadının iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, ortak konutu kadının terk ettiğini ve kusurlu olduğunu, fiili ayrılık nedeniyle boşanmanın kanuni şartlarının oluştuğunu beyanla, kadının davasının reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ile dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde;erkeğin terk sebebi ile açtığı davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin müvekkiline "evi ilaçlatacağım, sen çocuklara git, gelirsin" şeklinde söylererek ortak konuttan gönderdiğini, müvekkilinin eve döndüğünde evin anahtarının değiştirilmiş olduğundan eve giremediğini, evinden kovulmuş olduğunu, bu olaydan itibaren çocuklarında kaldığını, hiçbir eşyasını dahi alamadığını, mağdur olduğunu, erkeğin müvekkiline ve evliliğine değer vermediğini, erkeğin, müvekkilinden habersiz şekilde yaşadıkları evi annesine devrettiğini, müvekkilini aldattığını, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, erkeğin davasının reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, muvazalı devredilen araç nedeniyel edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye edilmek üzere fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.0000,0 TL' nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından terk nedenine dayalı açılan boşanma davasının Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 2015/365 Esas, 2016/900 Karar sayılı dosyası ile reddedildiği ve 21.06.2018 tarihinde kesinleştiği, erkeğin asıl davasının kabulü koşullarının oluştuğu, erkeğin, kadına yönelik ilgili bir eş olmadığı, eşi ile vakit geçirmediği, kadına ilgi ve sevgi göstermekten kaçındığı, aynı evde iki yabancı gibi yaşamaya sebebiyet verdiği, erkeğin, kadının ailesinin yanına gitmesi hususunda baskıcı tutum sergilediği ve sürekli olarak boşanma istediğini dile getirerek psikolojik baskı uyguladığı, başka kadınlarla mesajlaşarak, ortak konutta farklı odalarda uzun süre yalnız vakit geçirdiği ve sürekli telefon görüşmeleri gerçekleştirmek suretiyle güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, kadının eve girmesini engellemek amacıyla kapı kilidini değiştirdiği ve kadına ait hiçbir eşyayı vermeyerek eşinin mağduriyetine sebep olduğu, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirme hususunda ihmalkar davrandığı, erkeğin tam kusurlu eylemleri neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, kadının boşanmakla birlikte yoksulluğa düşeceği, kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, eşinin desteğinden yoksun kalacağı, boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, buna göre tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zedelenen ve yoksun kalınan menfaat, tarafların evli kaldıkları ve birlikte yaşadıkları süre, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine nafaka ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tahsilde tekkerür olmamak kaydıyla hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 2.500,00TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, nafaka bedelinin her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında kararın kesinleştiği tarih baz alınarak artırılmasına,kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili, tarafların sekiz yıldır ayrı yaşadığını ve sekiz yıl önceki vakıaların esas alınarak müvekkilinin kusurlu kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, kadın ortak konutu terk ettiğini, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası için talep fazlasına ve talep olmadığı halde ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, fiili ayrılık döneminde kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ispat edilemediğinden kadının davasınında kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, kanuni koşulları oluştuğundan kadın lehine maddî, manevî tazminata hükmedilmesinin, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gibi miktarlarının da makul olduğu gerekçesi ile ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili, tarafların sekiz yıldır ayrı yaşadığını ve sekiz yıl önceki vakıaların esas alınarak müvekkilinin kusurlu kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, kadının ortak konutu terk ettiğini, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası için talep fazlasına ve talep olmadığı halde ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarından kadının davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, talep fazlası ve talep harici karar verilip verilmediği, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden talep fazlasına karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 169 uncu , 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi; 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde, "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı-davacı kadın yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 2.500,00 TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, nafaka bedelinin her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında kararın kesinleştiği tarih baz alınarak artırılmasına karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, kadının dilekçeler aşamasında aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, herhangi bir artış talebinin ise olmadığı anlaşılmıştır. Bu hale göre, açıklanan kanuni düzenleme dikkate alınmak suretiyle talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar verilemeyeceği dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası istemi yönünden talepten fazlasına ve kadının herhangi bir talebi bulunmadığı halde yoksulluk nafakasının gelecek yıllardaki artış oranına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile yoksulluk nafakasının artış oranı yönünden KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile yoksulluk nafakasının artış oranı yönündendavacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,

3.... erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...