"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/107 E., 2022/1781 K.
DAVA TARİHİ : 30.01.2017-30.01.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/86 E., 2019/792 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve çocukla kişisel ilişki kurulması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın ... kadın vekili tarafından tazminatların miktarı ve reddedilen nafaka talepleri; davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve reddedilen nafaka talepleri yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, reddedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulmaktadır. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda, bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı ... kadın vekilince ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden istinafa başvurulmamış ve Bölge Adliye Mahkemesince de iştirak nafakası yönünden kadın aleyhine yeni bir hüküm tesis edilmemiştir. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararını bu yönden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ... kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
... kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarı dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin annesinin "biz seni gelin almayacaktık, başkasını alacaktık, senden karı olmaz" deyip aşağıladığını, kadının evlendiğinde üniversite öğrencisi olduğunu, erkeğin eşinin eğitimine destek olmadığını, evliliğin giderlerine katılmadığını, ne kadar ücret aldığını söylemediğini, ailesinin kadının kazancında gözü olduğunu, kadının eczanedeki kazancını aldığını, "fakiriz çok çalışman lazım" dediğini, kıskanç ve baskıcı olduğunu, kadın boşanmak istediğinde onu tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hasta olduğunda, aç olduğunda dahi cinselliğe zorladığını, kadının ailesini arayıp ortak çocuk için "Zahid kimden" dediğini ve dosyaya sunulan sosyal medya paylaşımlarının hakaret amacıyla değil kadının ruh halinin bilinmesi için yapıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, erkeğin kadın ve annesinin sözlü şiddetine maruz kaldığını, kadın eşin hakaret ve tehdit ettiğini, kadının "bundan sonra Zahid'in babası değilsin" demesi üzerine ona mesaj göndererek "bundan sonra Zahid'in babası kim" şekilinde yazdığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; tarafların fiilen ayrı olduklarını ve kadının ortak çocuğun babası ile kişisel ilişki kurmasını engellediğini iddia ederek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret ve tehdit eden, kadının eczanesine giderek eczanenin kazancına müdahale eden erkeğin ağır, eşine başkalarının yanında "geri zekalı, salak, niye arkana bakmıyorsun sana selektör yaktım" diyerek hakaret eden kadının az kusurlu olduğu, erkeğin eşine giyimi konusunda baskı yaptığı ve kıskanç olduğunun ispatlanamadığı; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Zahid'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.200,00 TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştikten sonra aylık 1.200,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu ve nafaka talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek tazminatların miktarı ve reddedilen nafaka talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların ispatlanmadığını ve kadının erkeğe hakaretlerinin sabit olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca boşanma hükmü istinaf konusu edilmediğinden hükmün boşanma yönünden kesinleştirilerek nüfus kayıtlarına işlendiği, erkeğin birleşen davasının "çocukla kişisel ilişki kurulması" davası olduğu, birleşen davada boşanma talebinin bulunmamasına rağmen mahkemece "asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği ancak bu durum istinaf konusu edilmediğinden yanılgıya değinilmekle yetinildiği; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, giyimi konusunda baskı yaptığı ve kıskanç davrandığının ispat edilemediği, kadının "bundan sonra Zahid'in babası değilsin" sözü üzerine söylenen "bundan sonra Zahid'in babası kim" sözünün erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine hakaret eden kadının tam kusurlu olduğu; tam kusurlu kadın eşin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği ancak kadının davasındaki boşanma hükmünü istinaf konusu edilmeyerek kesinleştiği; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği; tam kusurlu kadın eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma ve fer'îleri konusunda açtığı bir davası bulunmadığının Bölge Adliye Mahkemesi kararında da belirtildiğini, boşanma davası olmayan erkeğin cevap dilekçesindeki taleplerine hükmedilemeyeceğini, kadının eşine hakaret ettiğinin ispatlanamadığını ve erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların ispatlandığını belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadına İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlar kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş ve yine kadın istinafa kusur yönünden başvurmadığından erkeğe Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kusurları arasından çıkarılan kusurlar dışında kusur eklenemeyecek olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince erkekten çıkarılan kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesinin ve erkeğin tazminat taleplerinin kabul edilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, uygun ise tazminat miktarlarının hakkaniyetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, giyimi konusunda baskı yaptığı ve kıskanç davrandığının ispat edilemediği, kadının "bundan sonra Zahid'in babası değilsin" sözü üzerine söylenen "bundan sonra Zahid'in babası kim" sözünün erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine hakaret eden kadının tam kusurlu olduğu olduğu gerekçesiyle erkek eşin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusu kabul edilerek kadının tazminat talepleri reddedilmiş ve erkek yararına tazminatlara hükmedilmiştir. Dosya kapsamındaki tanık beyanlarından, erkek eşin eşine "evin işlerinden ne anlarsın, senden karı olmaz, Zahit kimden çabuk söyle bana, bu çocuk kimden" diyerek aşağıladığı ve hakaret ettiği ve boşanmak isteyen kadına "kendimi de seni de öldürürüm" diyerek tehdit ettiği anlaşılmıştır. Bu itibarla, boşanmaya neden olan olaylarda, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre eşini aşağılayıp hakaret eden ve onu tehdit eden erkek ağır, eşine hakaret eden kadın az kusurlu olup Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu kadın eşin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eş kadın eşe nazaran daha ağır kusurlu olup somut olayda erkek eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle erkek eşin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu erkek eş yararına tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan ve bu olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
b.... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.