"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/145 E., 2022/2554 K.
DAVA TARİHİ : 27.11.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/269 E., 2021/236 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının soğuk, ilgisiz olduğunu, eve geç geldiğini, uyuşturucu bağımlısı olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakatsiz olduğunu, ziynet eşyalarını izin almaksızın evden alarak götürdüğünü, "senden iğreniyorum, midemi bulandırıyorsun, seni istemiyorum, seni en kısa zamanda boşayacağım" şeklinde mesajlar atığını, buna rağmen davacı müvekkilinin ailesinin telkinleri ile evliliğinin devamı için evine döndüğünü, ancak davalının uyuşturucu bağımlısı olması nedeniyle evdeki huzurun sürekli olarak bozulduğunu, şiddet uyguladığını, ölümle tehdit ettiğini,belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının birçoğunun doğru olmadığını, erkeğin olumsuz mesajlar attığını belirterek önceki beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davcı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesindeki iddialarının doğru olmadığını, kadının ruhsal psikolojik sorunları olduğunu, kadının daha çocuk yaşta aile içi şiddetin tarafı olduğunu, kadının madde bağımlısı olduğunu, kadının defalarca evi nedensiz terk ettiğini, tahrik ve rencide edici sözler kullandığını, iki defa intihar girişiminde bulunduğunu, en son tartışmada kapıları kırıp, bıçakla erkeğe saldırdığını, ailesi ortak konuta baskın yaparakerkeği tehdit ettiğini, haksız ve mesnetsiz asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 50.000,00TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili ikinci cevap ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğini çekilmez hale geldiğini, kadının evlilik öncesinde uyuşturucu kullandığını psikolojisinin bozuk olduğunu, intihara meyilli olduğunu, sabıkasının olmasını söylemediğini, tehdit ettiğini, karşı küçük düşürücü, tahrik edici söylemlerde bulunduğunu, karşı tarafın son tartışmanın ardından para biriktirdikleri kumbarayı ve altınları alarak babasının evine gittiğini belirterek ası davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadını sevmediğini, istemediğini, annesinin zoruyla evlendiğini söylediği, kadının babası ve kardeşine "alın kızınızı gidin" dediği; kadını darp ettiği; bıçakla konuşmaya gelen aile fertlerine saldırdığı, son zamanlarda evine bakmadığı, eve ekmek dahi almadığı;kadının ise erkeğin annesi ve kızkardeşine hakaret ettiği, eşine yemek yapmadığını, çok değiştiğini onu artık istemediğini söylediği; tarafların arasında bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu; erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise hafif kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince ağır kusurlu tarafın boşanma davası açamayacağı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırılarak kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, mahkemenin 10.11.2020 tarihli ara kararı ile davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 10.000,00 TL maddî tazminat ile 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının son derece az olduğu gerekçeleri ile hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusurunun bulunmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince
evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında boşanmaya karar verebilmek için diğer eşin az da olsa kusurunun ispatlanması gerektiği, somut olayda kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında hafif kusurlu olduğu anlaşılmasına göre erkeğin karşı davasının da kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu bu nedenle erkek vekilinin karşı davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası koşulları gerçekleştiği, ancak tarafların kusur oranları, ekonomik ve sosyal durumları, erkek eşin ödeme gücü, evlilik birliğinin süresi, ortak çocuk bulunmaması, tarafların yeniden evlenme ihtimalleri nazara alınarak yoksulluk nafakasının toplu olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken aylık irat şeklinde ödenmesine karar verilmesi doğru olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kusur yönünden esastan reddine, maddî ve manevî tazminat ile nafakanın miktarı yönünden kabulüne, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kusur ile maddî ve manevî tazminat yönünden esastan reddine, karşı davanın reddi ile yoksulluk nafakasının ödenme şekline yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılmasına, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL hesabı ile 18.000,00 TL yoksulluk nafakasının toptan ve bir defada davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, sair yönlerden istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının reddi gerektiği, yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu ve toptan ve bir defada ödenmesine karar verilmesinin kadının mağduriyetine sebebiyet vereceği, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazmınatların ve yoksulluk nafakasının miktarı ile toptan ödenmesine karar verilmesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ile yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı, istinaf sınırlamasının doğru yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Yapılan incelemede, davalı- karşı davacı erkek vekilinin istinaf dilekçesinde karşı davasının reddine yönelik bir istinaf talebi bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin istinaf dilekçesinde bu yöne ilişkin bir talebi bulunmadığı nazara alınmadan istinaf incelemesi erkeğin davası yönünden de yapılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş istinaf sebepleri ile sınırlı şekilde inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden hatalı istinaf incelemesi yapılarak yazılı şekilde İlk Derece Mahkemesinin erkeğin karşı davasına yönelik hükmünün kaldırılarak erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının kabulü ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı- karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.