"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/205 E., 2023/195 K.
... : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...,...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/942 E., 2021/638 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, cimri olduğunu, ihtiyaçları karşılamadığını, eşine ve çocuklarına ilgisiz olduğunu, tarafların ortak hesabındaki tüm parayı çektiğini, kadının ameliyatı için verdiği parayı istediğini, "kredi çek bana parayı öde" diyerek baskı yaptığını, aşağıladığını, hakaret ve tehditleri olduğunu, eve geç geldiğini, evde yemek yemediğini, telefonunu sakladığını, güven sarsıcı davranışları olduğunu, cinsellikten kaçındığını, sürekli eşini istemediğini söylediğini ve boşanma konusunda baskı yaptığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.00,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının çalışmaya başladıktan sonra eşini küçük gördüğünü, sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, erkek uyurken erkeğin parmak izi ile telefonunu açıp telefona casus program yüklediğini, geliri hakkında bilgi vermediğini, birikimlerini gizlediğini, müsrif olduğunu, çocukların eğitim giderleri için açılan ortak hesaba para yatırmadığını, erkeğin kadının hesaptaki parayı gereksiz harcamalarında kullanmaması için çektiğini, ev işlerini yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, hakaret ve beddua ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayanın erkek değil kadın olduğunu iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine karşı cimrilik gösteren, eşinden sürekli ameliyat için ödediği parayı isteyip huzursuzluk çıkaran, hakaret eden, eşinin yaptığı yemekleri yemeyen, eve geç saatlerde gelen, fiziksel şiddet uygulayan, eşi ve çocukları ile yeterince ilgilenmeyen ve evliliğin mutluluğunu sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranan erkeğin ağır, eşinden habersiz kredi çeken, eşine beddua eden ve kıskanç davranarak eşinin telefonunu takip uygulaması ile izleyen kadının az kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve ağır kusurlu erkek eşin manevî tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği, sürekli ve düzenli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, uzman raporu ve ortak çocukların anne bakım ve şefkatine ihtiyaçları göz önüne alındığında velâyetlerinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ...,...,...,... 'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonu cumartesi saat 10.00 ile pazar saat 18.00, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile üçüncü günü saat 18.00, çocukların eğitimleri süresince yarı yıl tatillerinin ilk haftası cumartesi saat 10.00 ile ertesi hafta cumartesi saat 18.00 ve her yıl temmuz ayının birinci günü saat 10.00 ile otuz birinci günü saat 18.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, iştirak nafakalarına TÜFE oranında artış yapılmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 14.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen manevî tazminat, nafakalar ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşinin telefonuna casus programı yüklediğine dair tanık beyanlarının soyut olduğu, bu hususun ispatlanamadığı, yine kadının eşinden habersiz kredi çektiğinin de ispatlanamadığı ancak kusur derecelendirmesinin değişmediği; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesi ve tazminatların miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik durumunun kadının ekonomik durumuna kıyasla iyi olması sebebiyle kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden söz edilemeyeceğini, tazminat miktarlarının az olduğunu ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin tazminat ve nafakaları ödeyecek ekonomik gücü olmadığını, annenin çocuklara karşı olumsuz davranışları olduğunu ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, koşulları var ise tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyeti ve kişisel ilişki düzenlemesinin çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 22.03.2005 doğumlu ortak çocuk ...'in temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...