Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3166 E. 2024/531 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kimin kusurlu olduğu, tazminat, nafaka ve velayet konularının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalının tam kusurlu olduğu, boşanmaya ve fer'ilerine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1887 E., 2023/160 K.

DAVA TARİHİ : 13.02.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, gerekçenin düzeltilmesi, sair istinaf istemlerinin esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/121 E., 2022/777 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun yüklenen vakıalar yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçesinin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; taraflar evlenirken Türkiye'de yaşamaya karar verdiklerini ancak erkeğin Bulgaristan'da diş hekimliğini bitirdikten sonra denklik sınavını kazanamayınca sürekli olarak Bulgaristan'da yaşamak için baskı uyguladığını, tarafların 2008 yılında Bulgaristan'a orada esir hayatı yaşattığını, kimseyle iletişim kurmasına izin vermediğini, harçlık vermediğini, aşağıladığını, sadakatsiz olduğunu, eve geç geldiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının 2018 mayısta İstanbul'a geldiğinde geri dönmediğini, boşanmadan vazgeçirmek için tehdit ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, çocuklar için 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini,kadının iddiaların doğru olmadığını, kadının çevresiyle iletişim kurmak istemediğini, sürekli memnuniyetsiz olduğunu, son dönemlerde kadınlık görevini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, homoseksüelsin tarzında iddialarda bulunduğunu, ailesinin sözüyle hareket ettiğini ve boşanmak istediğini dile getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendiklerinde Türkiye’de yaşadıkları, bu süreçte davalının Bulgaristan’da eğitim gördüğü ancak Türkiye’de kayıt dışı çalıştığı, davacının Türkiye’de yaşayacaklarını düşündüğü, devamında davalının eğitimini tamamladığı ancak Türkiye’de diplomasının geçerli olabilmesi ve mesleğini icra edebilmesi için denklik almasının gerektiği, davalının Bulgaristan’da klinik açtığı ve tarafların orada yaşamaya başladığı, davalının Türkiye’de denklik almak için çaba göstermediği ve daha önce kararlaştırdıklarının aksine davacıyı Bulgaristan’da yaşamak mecburiyetinde bıraktığı, bu nedenle kusurlu olduğu, davacının Türkiye’ye dönüş yapmasından sonra davalıya gelip Türkiye’de çalışmasını teklif ettiği, davalının buna yanaşmadığı, bu şekilde fiili ayrılığa sebep olduğu ve tarafların 4 yıldır ayrı yaşadıkları, davalının eğitim durumunu ve Bulgaristan’da ki şartlarını söyleyerek davacıyı ve ailesini küçümsediği, bu yönüyle kusurlu olduğu bu değerlendirmelere göre davalının tam kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, çocukların velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 400,00'er TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihi olan 09.06.2022 tarihi itibariyle aylık 750,00'şer TL'ye çıkartılmasına, toplam aylık 1.500,00 TL nafakanın karar kesinleşene kadar tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 55.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

2.30.06.2022 tarihinde tashih şerhi başlığı ile, "Mahkememiz dosyasının resen ele alınıp yapılan incelemesinde; mahkememizin 09.06.2022 tarih, 2022/121 Esas 2022/777 Karar sayılı duruşma tutanağı ile birlikte gerekçeli kararının hüküm kısmının 8.bendinde "Davacının boşanmanın feri niteliğinde olan manevîtazminat isteminin kısmen kabulü ile TMK 174/2 maddesi gereğince 55.000,00 TL manevîtazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine," denilmek suretiyle manevîtazminat miktarının "15.000,00 TL" olması gerekirken maddîhata sonucu sehven "55.000,00 TL" olarak geçildiği, gerekçeli kararda 15.000,00 TL manevîtazminata ödenmesine karar verildiği görülmekle; Kısa kararda yapılan maddîhatanın HMK 304.md uyarınca düzeltilebilir olduğu anlaşılmakla; mahkememiz hükmünün 8.bendinin "Davacının boşanmanın feri niteliğinde olan manevî tazminat isteminin kısmen kabulü ile TMK 174/2 maddesi gereğince 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine," olarak tashihine ve mahkememiz gerekçeli kararının eki sayılmasına" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü, kusur tespiti, velayet, maddîve manevîtazminat derdestlik itirazının reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin yerleşim yerinin Bulgaristan olması ve pasaport kayıtlarına göre Türkiye'ye giriş ve çıkış tarihleri dikkate alındığında dava dilekçesinin davalıya tebliği usulsüz olduğu görülmekle cevap dilekçesinin süresinde verildiği kabul edildiği, davalının denklik sınavı için başvurup başvurmadığı ve geçerli not alıp almadığı hususunda araştırma yapılmasına delil listesinde dayanılmadığı gibi verilecek kararın esasına da etkisi bulunmadığından bu husustaki istinaf talebinin reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin gerekçede davalıya kusur olarak yüklediği "eşinin ailesini aşağılama" vakıasına usulünce ve süresinde dayanılmadığından bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bunun dışındaki kusurlu davranışların toplanan delillerle sabit olduğu, tespit edilen kusurlu davranışlara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, meydana gelen geçimsizlikte davalının yine de tam kusurlu olduğu anlaşıldığından boşanma kararına ve kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin reddine, yüklenen vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kusura yönelik vakıaların açıklandığı şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; eksik inceleme ile karar verildiği, aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, çocukların kaçırıldığı ve iade edilmesi gerektiğine yönelik yapılan tespitin irdelenmediği, çocukların velayetinin anneye bırakılmasının hatalı olduğu, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayetler yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velayetlerin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.