Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3168 E. 2024/533 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur durumu, velayet, nafaka ve manevi tazminat konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, davalı erkeğin velayet dışındaki temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/758 E., 2022/1973 K.

DAVA TARİHİ : 28.08.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/838 E., 2020/145 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevî tazminat, ortak çocuk Abdulhalik'in velâyeti, iştirak nafakası, ortak çocuk ... için ödenen tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, yönlerinden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince velâyete ilişkin olarak verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen velâyet düzenlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin velâyet dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle;erkeğin evi ile ilgilenmediğini, baskı, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını,herşeye karıştığını, ailesinin yanına gönderdiğini, yaklaşık 15 gün önce de çocukları alıp gittiğini, göstermediğini, ayrı kaldıkları dönemde herhangi bir maddî manevî desteğinin olmadığını beyan ederek çocukların velâyetlerinin tarafına tevdii ile, ortak çocukların her biri için 750,00'şer TL iştirak nafakasına, 1.000TL yoksulluk nafakasına, düğün takılarına karşılık 250gr altına karşılık 53.750,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu tüm iddiaların asılsız olduğunu, kadının sorumluluk almayı sevmeyen bir insan olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesinin arayarak hakaretler ettiğini, yuvalarının bozulmasının en büyük sebeplerinden birinin davacının annesi olduğunu, eşini sevdiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin saygısız bir insan olduğu, kadının boğazını sıkarak boğmaya kalkıştığı, kötü söz ve hakaretlerde bulunduğu, şiddet uyguladığı, kadının ev işleri ve çocuk bakımı konusunda biraz ağır kaldığı, erkeğin sofra düzeni ile ilgili kadını uyardığı ancak kadının bu uyarıyı dikkate almadığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi saat 10.00 ile Pazar 18.00 arası, dini bayramların 2. günleri aynı saatler arası ve her yıl temmuz ayının tamamında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 300,00 ’er TL tedbir ve iştirak nafakasının babadan alınarak anneye velâyeten verilmesine, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddî tazminat husunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur tayininde hataya düşüldüğünü ve her iki çocuk yönünden kurulan tedbir nafakasının hatalı olduğunu, süresiz nafakaya itiraz ettiğini, manevî tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, erkeğe kusur olarak yüklenen şiddet vakıasından sonra evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle bu sebeple erkeğe kusur yüklenemeyeceği, Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret ve kötü sözler kullandığı vakıalarının sabit olduğu, meydana gelen geçimsizliğinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu gerekçesi ile ve ortak çocuk Abdülhalik'in yargılama aşamasında babasının yanında kalması nedeniyle Abdulhalik için hükmedilen tedbir nafakası yönünden kabulüne, davalı baba ve ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularının tatmini bakımından yetersiz olduğu gibi Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkide saat belirtilmemesi nedeniyle infazda sorun yaşanacağından İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek ortak çocuklar ile her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günleri saat 10:00 ile Pazar günü saat 18:00 arasında, her yıl yarıyıl tatilinin l. günü saat 10.00 ile 7. günü saat 18.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 3. günü saat 18:00 arasında, babalar gününde saat 10:00 - 18:00 arasında, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10:00 ile 31. günü saat 18:00 arasında davalı baba yanında kalması suretiyle kişisel ilişki kurulmasına,ortak çocuk Abdulhalik için talep edilen tedbir nafakasının reddine, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek; ortak çocuk Abdulhalik'in baba yanında kaldığı ve anne tarafından aranmadığı, velâyetinin babaya verilmesi gerektiği ve iştirak nafakasının kaldırılması gerektiği,kadının düzenli gelirir olması sebebiyle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, kusur belirlemesi hatalı olması sebebiyle manevî tazminatın reddi gerektiği ve ortak çocuk ... için tedbir nafakasının kaldırılması gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, manevî tazminat, ortak çocuk Abdulhalik'in velâyeti, iştirak nafakası, ortak çocuk ... için ödenen tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile manevî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, iştirak nafakasının ve ortak çocuk ... için ödenen tedbir nafakasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı erkeğin ortak çocuk Abdülhalik'in velâyetine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.