Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3176 E. 2023/6563 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizliğin boşanmaya sebep olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararında delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/127 E., 2023/269 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/281 E., 2020/474 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının hakaret ve küfür ettiğini, maddîyatı ön plana çıkaran bir bakış açısına sahip olduğunu, evliliğin mahremiyeti ile bağdaşmayan davranışlarda bulunduğunu, önceki evliliğinden olan kızı ile görüşmesini istemediğini, bunun için sınırlamalar getirdiğini, sürekli ortak evin tapusunun üzerine yapılmasını istediğini, evden kovduğunu, çantasını dışarıya fırlattığını, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak konutun adına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin Ödemiş Aile Mahkemeleri olduğunu, erkeğin sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, horlayıp aşağıladığını, hakaret etttiğini, önceki evliliğinden olan kızlarından ağır hakaret işitmesine sessiz kaldığını ileri sürerek davanın reddine, aksi halde lehine 1.5000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ilk evliliğinden olan kızları ile arasının iyi olmadığı, kadının istememesi nedeniyle zorunlu haller dışında geliş, gidiş, misafirlik durumunun söz konusu olmadığı, kadının, erkeğin kızlarına ne zaman ki babanız ölüm döşeğine yatar o zaman babanızı almaya evime gelirsiniz dediği, Ödemiş'te satın alınan ve erkek adına kayıtlı evde erkek öldükten sonra kendisinin oturmaya devam edebileceği hususunda belge verilmesi isteğinin erkeğin kızlarının kabul etmemesi nedeniyle erkeğin kızları ile kadının arasındaki husumetin iyice arttığı, kadının aynı zamanda bu evin tapusunun kendi üzerine yapılmasını istediği, bu yönde erkeğe baskı yaptığı, erkek ile aralarında bu nedenle sık sık tartışma çıktığı, 2019 yılı akrabalarının düğün evinde davacının küçük kızının davalının elini öpmek istediği, davalının onu terslediği elini vermediği, taraflar arasında yeniden para nedeniyle kavga çıktığı, kavga sırasında davalının erkeğe pezevenk, puşt diyerek hakaret ettiği; son tartışmadan sonra kadının erkekten özür dileyip tekrar barışmak için uğraş verdiği, barışma girişiminde bulunmanın af niteliğinde davranışlardan olduğu, affedilen veya en azından hoşgörüyle karşılanan olaylardan dolayı erkeğe kusur atfedilemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile ara kararla davalı tarafın yetki itirazının reddine, nihai kararla ise; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, buna bağlı olarak tedbir, yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat isteklerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın yetkisiz mahkemede görüldüğünü ileri sürerek kararın, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile yetki yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadın aleyhine belirlenen ve gerçekleşen maddî vakıalar sabit olduğu, evlilik birliğinin devamı için barışma teklifi veya görüşme affetme veya hoşgörü niteliğinde kabul edilemeyeceği; davacı erkeğin kadına hitaben sen benim hizmetçimsin, deli, manyak demek sureti ile aşağılayıp hakaret ettiği, ismini kullanmayıp sık sık aşağılayıcı hitaplarda bulunduğu, kısır olduğunu, annesinin evinde hastalık geçirdiğini ima ettiği, tokat atarak fiziksel şiddet uyguladığı boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü zorunlu olduğu; kadının az da olsa kusurunun bulunduğu, evliliğin taraflar açısından çekilmez hale geldiği, bu nedenle kadının, erkeğin boşanma isteğine karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, kadına göre ağır kusurlu erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, kadının ev hanımı olup, mevsimlik işlerde çalıştığı, düzenli ve sürekli geliri bulunmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceğinin açık olduğunu, kadın yararına uygun bir miktar tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği; erkeğin davayı açtığı, dava tarihi itibariyle aile kütüğünde yer alan yerleşim yeri adresinin Ödemiş/İzmir olduğu o halde mahkemece, davacı erkeğin sürekli kalma niyetiyle Buca/İzmir'e gittiği ve bundan sonra yaşamını burada devam ettireceği yönündeki kanaati ile kadının yetki itirazını reddetmesinde ve red gerekçesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata; davalı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 352 inci madde, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...