Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3210 E. 2024/675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve kusurun kimde olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davalı kadının kayınvalidesine yönelik hakaretinden sonra tarafların bir ay daha birlikte yaşadığı ve bu nedenle hakaret eyleminin affedildiği gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar vermesi, tanık beyanlarının tam olarak değerlendirilmemesi ve tarafların birlikte yaşamadığının anlaşılması nedeniyle isabetsiz görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/257 E., 2022/2967 K.

DAVA TARİHİ : 03.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/161 E., 2021/716 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ev seçimi konusunda kararsızlıkları nedeniyle sorun yaşadıklarını, ailesinin gelmesini istemediğini, şehit olursan devlet bana maaş verir dediğini, ısrarı yüzünden sözleşmeli askerlik mesleğinden ayrıldığını, hakaret ettiğini, son tartışmada bıçak çektiğini, kadının annesinin, erkeğin ailesine hakaret ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle;erkeğin ailesinin etkisinde kaldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini,hakaret ettiğini, küfrettiğini, sürekli şiddet uyguladığını, sürekli oyun oynadığını, çocukla ilgilenmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, erkek ve ailesinin ise kadına şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği ve kadını tehdit ettiğinin sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir nafakasına ve çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişki süresinin babalık duygularını tatmine elverişli olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, velayet ve kişisel ilişki süresi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve davanın kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kayınvalidesine "oro..." dedikten sonra tarafların bir ay birlikte yaşadıkları, "amca oro... gelinine söyle'' şeklindeki beyanının ise boşanma davası açıldıktan sonra meydana gelen olay olduğu, bu nedenle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun ispatlanmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün kaldırılarak davanın reddine; davacı erkek vekilinin itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, tanık beyanlarının hatalı değerlendirildiğini, eksik inceleme olduğunu, kadının kusurları nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince kadının erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, erkek ve ailesinin ise kadına şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği ve kadını tehdit ettiği, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, tanığın beyanında geçen davalının kayınvalidesine yönelik hakaret eyleminden sonra tarafların bir ay daha birlikte yaşadıkları, bu nedenle bu vakıanın erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunun kabulü ile kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine tanık İbrahim'in, davalının kendisine hitaben söylediği "amca oro... gelinine söyle'' şeklindeki beyanının ise dava açıldıktan sonraki döneme ilişkin olması nedeni ile hükme esas alınamayacağı, davalı kadının başkaca da kusurlu bir davranışı ispatlanamadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde yer verdiği davacı tanığının beyanının "...bende abimi aldım, kendi evime gittim, 15 - 20 dakika sonra Adem geldi, Emine yaklaşık 1 ay daha oturdu, Adem de babasının evine gitti..." ifadesini içerdiği, tanığın beyanında geçen "...kadının evde kalması..." ifadesinin birlikte yaşadıkları sonucuna ulaşılmasına yeterli olmadığı gibi tanığın beyanının devamında "....Adem de babasının evine gitti" ifadesinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kadının kayınvalidesine hakaret eyleminden sonra tarafların birlikte yaşamadığının ve bu vakıanın af kapsamında değerlendirilemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince usulüne uygun olarak dosyaya sunulan deliller dikkate alınarak, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalar ile bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler açıkça gösterilerek istinaf incelemesi yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.