Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3211 E. 2024/682 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğe yüklenen sadakatsizlik iddiasının boşanmaya sebep olacak boyutta kusur oluşturduğu ve diğer delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1 E., 2022/2550 K.

DAVA TARİHİ : 02.03.2020-23.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/135 E., 2021/827 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin üzerine yüklediği maddî ve manevî hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, akşamları eve geç geldiğini, yemek yedikten sonra kendi odasına çekilerek eşi ve çocukları ile irtibatını kestiğini, iki yabancı gibi yaşadıklarını, kadının görme kaybı artınca erkeğin daha da agresif olmaya başladığını, eşinin evde yapılacak işlerde yardım istediğinde eşine destek olmadığını, perdeyi görmediği için yanlış takması nedeniyle kör müsün neden yanlış taktın diyerek aşağıladığını, onurunu kırdığını,i aldatmaya başladığını,eşini sevmediğini, sadece maddî menfaatler için seviyormuş gibi davrandığını anladıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının gözlerindeki rahatsızlığın evlilik öncesinde de var olduğunu ve bu durum ile ilgili bir bilgi vermediklerini, böyle ciddi bir durumu saklandığını, kadının yükümlülüklerini hastalığının artmasıyla birlikte yerine getirmemeye başladığını, beni bırakacaksın gibi paronayalar kurmaya başladığını, ailesinin sürekli ortak yaşamlarına müdahale ettiğini, ailesinin her fırsatta ekonomik olarak kendilerinden düşük olduğunu belirterek erkeği rencide ettiklerini, söz hakkı dahi tanımadıklarını, son olarak 2020 Şubat ayında evde yokken evi terk ettiğini, babasının evine gittiğini, kadına ait malların haberi olmadan babasının üzerine devrettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 tl manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeği ve ailesini küçük gördüğü, erkeğin ise kadına yönelik hakaret ve küfür ettiği, aşağıladığı, sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafaka miktarı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadına, erkeğin anne ve babasına karşı kırıcı ifadeler kullandığı, kendisini ve kök ailesini üstün gördüğü vakıasının kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan tanık beyanının beyanının soyut nitelikte olduğu, erkeğin davasını ispatlayamadığı, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı; İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının reddine, ... kadın yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güvensarsıcı boyutta kaldığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.