Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3249 E. 2023/2531 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları çerçevesinde, daha önceki bozma kararına uyularak verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarını reddederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1986 E., 2023/192 K.

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kararın gerekçesinde kusur düzeltmesi yapıldığı halde hüküm sonucu bölümünde kusura yönelik başvuruların esastan reddine karar verilmek suretiyle çelişki yaratıldığı gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava, karşı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin cinsel iktidarsızlık sorununu çözmek yerine kabullenmemeyi seçtiğini, tarafların ilk zamanlarda cinsel birliktelik yaşayamadıklarını, tedavi sonrası ilaç ile cinsellik yaşandığını ancak erkeğin ilaçları kullanmadığını, erkeğin ancak tedavi yoluyla çocuk sahibi olabileceğini ve bu sürecin ne kadar süreceğinin belli olmadığını, kadından bunu kabul etmesinin beklenemeyeceğini, iftira, şantaj, sözlü taciz ve tehditvari davranışları olduğunu, tarafların evliliğin 15. gününden sonra ayrı yaşamaya başladığını, aralarındaki eğitim farkı ve fikir ayrılıklarının sorunlara neden olduğunu, ev eşyalarını değiştirme taahhüdüne uymadığını, maddî sorumluluklarını yerine getirmediğini, açtığı boşanma davasından feragat ettiğini ve feragat davasındaki gerekçelerle dava açamayacağını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve kadın lehine 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 10 yıldır tanıştığını ve arkadaşlıkları olduğunu, kadının eş ve kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ve küfürler ettiğini, tarafların erkeğin kadının davranışları nedeniyle soğukluk hissetmesi nedeniyle evliliğin ilk gecesinde birlikte olamadığını ancak sonrasında sorun yaşamadıklarını, erkeği çocuk sahibi olmak ve bunun için belli zamanlarda cinsel ilişkiye girmek konusunda zorladığını, eski sevgilisi ile kıyasladığını,13.02.2017 günü fiziksel şiddet uyguladığını, eline geçen eşyaları eşine fırlattığını, eşine kendisini dinen boşamasını, başka biriyle evleneceğini, gerekirse mahkemeye gebe olarak geleceğini söylediğini ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2017/534 Esas, 2018/919 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda çevreye eşinin cinsel yetersizliği nedeniyle cinsel ilişki sağlanamadığını söyleyen ve eşine hakaret eden kadın ile cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için gerekli çabayı göstermeyen ve eşine hakaret eden erkeğin eşit derecede kusurlu oldukları, erkeğin daha önceden boşanma davası açtığı ve davasından feragat ettiği, feragat tarihinden önce yaşanan olayları affetmiş olması nedeniyle bu olaylar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği ve tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine tedbir nafakasına hükmolunmasına yer olmadığına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2019/563 Esas, 2022/378 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda çevreye eşinin cinsel yetersizliği nedeniyle cinsel ilişki sağlanamadığını söyleyen eşine hakaret eden, sataşmalarda bulunan ve duygusal birliktelik yaşadığı kişiyle eşini kıyaslayan kadın ile cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için gerekli çabayı göstermeyen ve eşine hakaret eden erkeğin eşit derecede kusurlu oldukları kararın usul ve esasa uygun olduğu gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi; davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 05.10.2022 tarih ve 2022/5139 Esas, 2022/7796 karar sayılı bozma kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenmeyen bazı kusurlar eklendiği halde, kararın hüküm sonucu bölümünde tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ve hüküm sonucu arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozmaya uyularak İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun bulunmadığını ve kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığını ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü ve kadına yüklenen kusurlu davranışlar kadın tarafından temyize başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla; kusur belirlemesinin ... yapılıp yapılmadığı, erkekten çıkarılabilecek ve kadına eklenebilecek bir kusur bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulünün ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.