"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1353 E., 2022/2180 K.
DAVA TARİHİ : 27.03.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/306 E., 2020/87 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret, küfür ve tehditleri olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, az harçlık verdiğini, kahvehane ve kumar alışkanlığı olduğunu, eve geç geldiğini, eşine ve çocuklarına ilgisiz olduğunu, tarafların uzun süredir aynı yatakta yatmadığını, ortak paylaşım ve iletişimlerinin bulunmadığını ve en son işbu davadan 4-5 gün önce göz ameliyatı olan kadına fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve mal rejimi tasfiyesi alacaklarına karşılık şimdilik 1.000,00 TL'ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının eşine hakaret ve beddua ettiğini, iftiralar attığını, ortak kız çocuğuna aşırı bağlı olup onun sözünden çıkmadığını, tarafların kızının kadının evini satıp parasını almak istediğini ve davalı buna karşı çıktığından satışa zemin hazırlamak için işbu davanın açıldığını, kadının eşinden habersiz ameliyat olduğunu ve torunlarına bakıp ev işlerini ihmal ettiğini iddia ederek davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili tarafından açılan mal rejimi tasfiyesinden kaynaklı alacak davasının işbu dava ile birleştirilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin nihai kararı ile birleşen dava tefrik edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine "sen anlamazsın, salaktır, bilmez o, beceriksizdir, şerefsiz, namussuz, senin Al...nı sinkaf ederim" şeklinde küfür ve hakaretler eden, fiziksel şiddet uygulayan, kumar ve kahvehane alışkanlığı olan, tarafların torununa tanımadığı kişilerin "deden kumar borcunu versin" demelerine sebebiyet veren, kazancını evine harcamayan, ev için aylık sadece 500,00 TL mutfak masrafı verip bu parayla evin giderlerinin karşılanmasını bekleyen, kadının gözündeki rahatsızlık nedeniyle gittiği hastanede aniden ameliyata alınması sonrasında "o benim sigortamdan mı faydalandı, benden habersiz nasıl ameliyat olur" diyerek eşine fiziksel şiddet uygulayan ve eve geç gelerek eşiyle iletişim kurmaktan kaçınan erkeğin ağır, kızının güdümüne girerek onun sözüyle hareket eden, "bana ait evi satıp kızıma vereceğim" deyip bu konuda ısrarcı olan, uzun zamandır kızının çocuklarına bakarak eşini ve evini ihmal eden ve kızı kendisini kovmasına rağmen onun yanında ayrılmak istemeyen kadının az kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadının da kusurlu olmasına rağmen davasının ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak davanın ve kadının tazminat taleplerinin kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, uygun ise tazminat miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.