"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2013/46 E., 2013/3 K.
EK KARAR TARİHİ : 29.11.2022
KARAR : Tavzih ek karar
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Davalı erkek vekilinin 4.11.2022 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 29.11.2022 tarihli ek karar ile tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.
29.11.2022 tarihli ek karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 95 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, tarafların anlaşamadıklarını ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş olup davalı erkek, Mahkemece yapılan 17.01.2013 tarihli duruşmada alınan beyanında; davacı kadınla anlaşamadıklarını, boşanmak istediğini, protokol hükümleri gereği tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş olup davalı erkek, Mahkemece yapılan 17.01.2013 tarihli duruşmada alınan beyanında; davacı kadınla anlaşamadıklarını, boşanmak istediğini, protokol hükümleri gereği tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1.Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Su’nun velâyetlerinin anne Hülya Çelik'e verilmesine,kişisel ilişkilerin düzenlenmesine, müşterek çocuk için aylık 4.500,00 TL, davacı eş için aylık 500,00 TL nafakanın, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iştirak ve yoksulluk nafakası olarak davalı ...'ten alınarak davacı ... Çelik'e verilmesine, Protokolün 8. maddesinde yazılı Muğla ili, Bodrum ilçesi, Kumbahçe Mah, 52/1 pafta, 95 ada, 164 parselde kayıtlı taşınmazın oturma ve intifa hakkının davalı ...'e bırakılmasına, taşınmazın borçların ödenilmesinden sonra kaydındaki ipoteğin davalı tarafından kaldırılmasına, devir giderlerinin davalı tarafından ödenilmesine, taşınmazın 2013 yılı yaz ayından başlamak üzere yaz tatillerinde Temmuz ve Ağustos ayında olmak üzere) davacı ... Çelik'e kullanım hakkının bırakılmasına, 17.01.2013 havale tarihli protokolün onaylanmasına karar verilmiştir.
2.Davalı erkek vekilinin 4.11.2022 tarihli dilekçesinde taşınmazın kullanım süresinin belirtilmemesi nedeniyle tereddüt yarattığından bahisle tavzih talebi üzerine, Mahkemece 29.11.2022 tarihli ek karar ile Mahkemece anlaşmalı boşanmaya dair verilen hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği, tarafların boşandığı, davalı erkeğin tavzih talebinin kabulüne karar verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen 29.11.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmün icrası sırasında tereddüt oluştuğu, 10 yıl ibaresinin tavzih kararına eklenemeyeceği, tasdik edilmeyen ve böylece boşanma kararının eki haline getirilmeyen protokol hükmün tamamlayıcı bir parçası olarak kabul edilemeyeceği, hakimin çocuğun ve tarafların menfaati doğrultusunda söz konusu protokolde değişiklik yaptığını, kaldı ki sehven yazıldığı kabul edilse bile boşanma kararı kanun yoluna gidilmeden kesinleştiğini, aradan neredeyse 10 yıllık süre geçince tavzih yoluna gidilmiş ve karşı tarafın iddiası üzerine sehven eksik yazıldığı iddia edilen protokol maddesinin hükme eklendiği, karşı tarafın 10 yıla yakın bir süre geçtikten sonra tavzih yoluna gitmesinin, ayrıca dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğini belirterek ek kararın tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın lehine verilen taşınmazın intifa ve oturma hakkının süreli olup olmadığı, hükmün infazında tereddüt bulunup bulunmadığı, tavzih talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 305 inci maddesi ve 306 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle her ne kadar tavzih yoluyla İlk Derece Mahkemesi kararında hak ve borçlar değiştirilemez ise de zaten protokolün İlk Derece Mahkemesi kararında onaylanmasına şeklinde eklenmiş olmakla hükmün bir parçası olmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.