Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3327 E. 2023/6289 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka miktarları ve tazminat miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Velayeti anneye verilen çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası ile anne yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, hakkaniyet ilkesi ve tarafların ekonomik durumları dikkate alınarak daha uygun miktarda nafaka ve tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/618 E., 2023/204K.

DAVANIN KONUSU : Boşanma

...

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/65E., 2021/326K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, kadın lehine tedbir nafakasına, çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine maddî ve manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının sürekli olarak aşağıladığını, küçük gördüğünü, hakaret ve tehdit ettiğini, sinkaflı sözlerde bulunduğunu, psikolojik şiddetin yanında birçok kez fiziksel şiddete de maruz kaldığını, her yaptığını eleştirdiğini, davalının muhafazakar olduğunu, son zamanlarda giyim tarzına laf söyleyerek, kapanması yönünde şiddete varan baskı uygulamaya başladığını, evde bulunan eşyaları dağıtıp kırdığını, kadının kıyafetlerini kesip parçaladığını, çocukları üzerinden tehdit ederek kadının boşanma davası açmasına engel olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, en son kadının arkadaşının evine sığındığını iddia ederek, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesine, ortak çocuklar lehine aylık 1.500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kadının çocuğun yanında tartıştığını ve bağırdığını, davacının günlük konuşmalarında ara ara küfürlü konuştuğunu, erkeği kışkırtmaya çalıştığını, karşılıklı hakaretlerin edildiği birkaç tartışmada erkeğin kusurlu olduğunun iddia edilmesinin yersiz olduğunu, küfürlü tartışmaya ilişkin anlatılan olayların 3-4 yıl önceki olaylar olduğunu, tarafların birbirlerini affettiklerini, affedilen önceki olaylar nedeniyle kusur atfedilemeyeceğini, kadının sebepsiz yere çocukları da alarak evi terk ederek dört aydır tanımadığı ... isimli kişi ile kaldığını, çocuk ...'i zararlı ve ücretli oyunlara alıştırdığını, çocuklarla görüşmesine engel olduğunu, evin ve çocukların ihtiyaçlarının erkek tarafından karşılandığını, 2019 yılında çocuklarının olması, sunulan yakın zamana ilişkin gezi ve tatillere ilişkin fotoğraflar incelendiğinde evliliklerinin devam ettiğini beyan ederek, bu nedenlerle davanın reddine, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, Mahkeme aksi kanaatte ise ortak velâyete karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, davacı eşinin kıyafetleri noktasında düzenli olarak baskı uyguladığı ve onur kırıcı sözler sarf ettiği, bu eylemini kıyafetlerini parçalama eylemine kadar vardırdığı, bu eylemlerinde davalı kocanın tam kusurlu kabul edilerek bunda davacı kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, tarafların ortak çocukları olan 2011 doğumlu ... ve 2019 doğumlu ...'in velâyetlerinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında; ortak çocuklardan ... 5 yaşını doldurana kadar, her ayın cumartesi günü saat 09.00 ile akşam saat 17.00 arasında dini bayramlarda, ramazan bayramında ikinci günü saat 09.00 ile akşam saat 17.00 arasında, kurban bayramının ikinci günü saat 09.00 ile akşam saat 17.00 arasında, ortak çocuk ... 5 yaşını doldurduktan sonra ve çocuklardan ... ile davalı baba arasında; her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cumartesi günleri saat 10.00 ile Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 3.günü saat 17.00 arasında, çocukların doğum günü ve babalar günü saat 10.00 ile 17.00 arasında, her yıl yarıyıl tatilinin ilk Cumartesi günü saat 10.00 ile takip eden Cumartesi günü saat 10.00 arasında bir hafta süreyle, her yıl Temmuz ayının 1.günü saat 10.00 ile sonuncu günü saat 17.00 arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, davacının ekonomik durumu dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî tazminat ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.Mahkemece davalı vekilinin talebi üzerine 16.03.2022 tarihli ek karar ile Mahkemenin 21.12.2021 tarihli 2021/65 Esas 2021326 Karar sayılı ilamında velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuklar ile davalı baba arasında; ortak çocuklardan ... 5 yaşını doldurana kadar, her ayın 1.ve 3. cumartesi günleri saat 09:00 ile akşam saat 17:00 arasında dini bayramlarda, ramazan bayramında ikinci günü saat 09:00 ile akşam saat 17:00 arasında, kurban bayramının ikinci günü saat 09:00 ile akşam saat 17:00 arasında kişisel ilişki tesisine olarak eklenmesine, iş bu ek kararın Mahkememizin 21.12.2021 tarih 2021/65 Esas ve 2021/326 Karar sayılı kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;davalının yüksek gelirinin olduğunu, mevcut ekonomik koşullar ve paranın alım gücü, erkeğin kusur durumu nazara alındığında hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile nafaka miktarlarının düşük olduğunu, takdir olunan iştirak nafakası ile çocukların maddî yükünün kadın üzerinde olduğunu, yoksul durumda bulunduğunu, tedbir nafakası miktarının da düşük olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek maddî ve manevî tazminat miktarı ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarında anlatılanların, evliliğin çok eski zamanlarına dayanmakta olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarının davacının aktarımlarından ibaret, duyuma dayalı beyanlar olduğunu, tanık beyanlarının kesin olmadığını ve çelişkili olduğunu, itibar edilmemesi gerektiğini, davalı tanıklarının beyanları ile tarafların barıştıklarının ispatlandığını, erkeğe kusur atfedilemeyeceğini, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini ve fahiş miktarda belirlenen maddî ve manevî tazminatların kaldırılmasının gerektiğini, sabit ve düzenli bir geliri olan davacıya tedbir nafakasına hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine kabul edilen tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, maddî ve manevî tazminat miktarı ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine kabul edilen tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları ile ayrıca velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat istemi ile tedbir nafakası isteminin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, tazminat, iştirak ve tedbir nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin, tesis edilen mevcut kişisel ilişkinin küçüklerin yüksek menfaatine olup olmadığı, çocuklar ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin arttırılmasını gerektirir bir durum olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası isteminin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğe yüklenen kusurlarının af kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 335 inci vd. maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar 18.11.2011 doğumlu ... ile 15.06.2019 doğumlu ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının ve davacı kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının ve davacı kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesie,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...