Logo

2. Hukuk Dairesi2023/332 E. 2023/2863 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, davaya etki edecek tüm delillerin dosyada mevcut olduğu ve kanunun olaya doğru uygulandığı gözetilerek, davalı-davacı erkeğin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2530 E., 2022/3401 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/672 E., 2022/220 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten bir süre sonra erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ortak konuta gelmediğini, alkol kullandığını, davacıya ve çocuklarına hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline aşağılayıcı ve hakaret içeren ithamlarda bulunduğunu yıllarca "çocukların hepsi benden değil DNA testi yaptıracağım" gibi kadınlık onurunu ayaklar altına alan asılsız ithamlarda bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, davalı-davacı erkek hakkında adli ve idari işlemler yapıldığını, müvekkilinin pasta börek tarzı yiyecekler yapıp satarak kendisinin ve çocuklarının geçimini sağlamakta olduğunu, çocuklarıyla vakit geçirmesi için bir süreliğine çocukları davalı -davacı erkeğe verdiğini, davalı-davacı erkeğin çocuklarına sahip çıkmadığını, davalı erkeğin ve annesinin, ortak çocuk ...'e "sen bizdensin, diğerleri piç, annenin onları kimden kazandığı belli değil, sen bizimle kal diğerlerini anası alsın" gibi çirkin ifadeler kullandıklarını, telefonda annesine anlatan çocuğun annene neden anlatıyorsun diye şiddet uyguladığını, çocuğun bisikletini kırdığını, çocukların bakımsızlık ve pislik nedeniyle et yiyen bir bakteriye maruz kalmış olduklarını, müvekkilinin hastaneye götürerek çocuklarının ve kendisinin tedavisini yaptırdığını, davalı-davacı erkeğin ikinci telefonunun olduğunu, incelediklerinde internet üzerinden müstehcen içerikli aramalar yapıldığını, kadınlar ile uygulamalar üzerinden görüntülü görüşüldüğünü, kadınlarla yapmış olduğu görüşmelerin ses kayıtlarını tuttuğunu, randevu ayarlamaya çalıştığını beyan ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacıya bırakılmasına, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00TL maddî 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- davalı kadın vekili karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalmış olduğunu, davalı-karşı davalı erkeğin sadakatsiz ve ilgisiz tutumlarından dolayı müvekkili ve ortak çocukların derinden yaralanmış olduğunu, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının tamamen erkeğin kusurundan kaynaklanmış olduğunu, karşı davanın, ortak çocukların velâyetinin erkeğe bırakılması ve ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesini talep etme gereği doğduğunu beyanla asıl davanın ferileri ile birlikte kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ve evi terk etmekle tehdit ettiğini, ''ben seni istemiyorum ben ayrılmak istiyorum'' diyerek evden çekip gittiğini, birkaç gün sonra eve geri gelmiş olduğunu, gereksiz yere ortada hiçbir sebep yokken şikayet edildiğini ve uzaklaştırma kararı aldıklarını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı dava olarak açmış bulundukları evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davasının kabulüne, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocukların her biri için aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliği boyunca yaşanan olaylarda tüm kusurun kadında olduğunu, asıl davanın reddine karşı davanın ferileri ile birlikte kabulüne, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının arkadaşına kadınla arkadaşlık etmemesi gerektiğini, kadının başka erkeklerle görüştüğünü söylediği, eve alkollü vaziyette geldiği, küfür ettiği, çocuklara ve kadına hakaret ettiği ve şiddet uyguladığı, "çocuklar benden değil, DNA testi yaptıracağım" gibi sözler söylediği, evine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği, gizli bir telefon daha kullandığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadına"bir tek sen yoksun, başka kadınlar da var" dediği, çocukları arabayla okula götürürken alkol kullandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmü uyarınca boşanmalarına, her ne kadar erkek tarafından kadına karşı evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası açılmışsa da kadına kusur izafe edilmediği gerekçesiyle erkeğin açtığı karşı davanın reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, sosyal inceleme raporu, idrak çağında olduğu tespit edilen Mert ve ...'ın beyanları ve uzman görüşü doğrultusunda, Mert, ... ve Poyraz'ın velâyetlerinin anneye verilmesine, her ne kadar Mert ve ... babalarıyla görüşmek istemediklerini beyan etmiş iseler de sosyal inceleme raporu dikkate alınarak, çocukların babaları ile aralarındaki bağın kopmaması için ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı musallat olur diye kimsenin tanıklık yapmadığını, tanık isimlerini bildiremediklerini, karşı dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu hususa ilişkin sunulan fotoğrafların dikkate alınmadığını, delil listesinde dayanılan 31.12.2019 ve 11.01.2020 tarihlerinde müvekkiline açıkça hakaretlerde bulunduğunu gözetmeden karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının evlilik birlikteliğinin sona ermesinde kusurlu olduğunu beyan ederek tazminatların kabulü şatlarının oluşmadığını, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların kabulü ve tazminatlar ile nafakaların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulü kararlarının isabetli olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve çocuklar yararına hükmedilen nafakaların hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.