Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3333 E. 2024/209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve yasal dayanaklar değerlendirilerek, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1528 E., 2023/109 K.

DAVA TARİHİ : 24.04.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/746 E., 2021/102 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, erkek eşin ailesinin baskı ve ithamları nedeni ile müvekkilinin huzur bulamadığını, evli kaldıkları süre zarfında müvekkilinin sadece 4 kez babasının evine ziyarete gittiğini, davalı erkeğin ise müvekkilinin ailesi ile hiç görüşmediğini, davalı ve annesinin müvekkilinin ailesini ziyarete gitmesini hiç bir zaman istemediklerini, müvekkilinin ailesinden herhangi bir kişi ile telefonda konuşmasını istemediklerini, konu açıldığında "ailenin yanına temelli gönderirim" şeklinde tehdit ettiğini, doğuma gelmediğini, çocuğunu görmediğini, doğum masrafları ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkiline harçlık vermediğini, kendi anne ve babasının sözünden çıkmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir , yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kadın ve abilerinden defalarca kez psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü, kadının ortak haneyi terk ettiğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu beyan ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, davacı- davalı kadının boşanmanın fer'isine yönelik taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; kadına bağımsız ikamet tahsis etmediği kendi kök annesi babası ve erkek kardeşiyle birlikte oturdukları, kadının kök ailesi ile görüşmesine ve iletişim kurmasına engel oldukları, kadını ailesinin evinin kapısına bırakıp gittiği, almaya gittiğinde yukarıya gelmesi söylendiği halde yukarı çıkmadığı ve davacı kadının ağabeyiyle telefonda tartıştıkları ve davalı erkek eşin " alın kardeşinizi başına çalın" diyerek evin önünden ayrıldığı, erkek eşin kadının doğum masraflarına katılmadığı, hastane masraflarını kadının ağabeylerinin ödediği, ortak çocukla ilgili topuk kanı alınması gerektiğinde erkek eşin kimlik numarasını vermediği, çocuğun ihtiyaçlarıyla doğumdan sonra da ilgilenmediği çocuğu görmek istemediği, çocuk ile ilgilenmediği tüm bu nedenlerle erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı, velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine , çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasına boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata ve erkek eşin açtığı boşanma davasının, dinlenen tanık beyanların da evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise; sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu ve kadının kusurunun ispatlanamadığından erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, kadının kan hastalığının olduğunu ve evlenmeden önce kendisinden gizlendiğini, müvekkilinin ailesi ile iyi geçindiğini ve bu durumun ispat edildiğini ancak kabul görmediğini, kadının ağabeyleri tarafından fiziksel şiddete uğradığını bu durumun mahkeme kararı ile ispatlandığını, davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakalar reddedilen kendi davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, karşı davanın reddinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet kendisine verilen ebeveynin yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmaması ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığının da ispat edilmemesi, ortak çocuğun yaşı itibariyle anne ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, fiili durum, sosyal inceleme raporundaki tespitler, analık-babalık duygularının tatmin edilmesi ve geliştirilmesi hususları ile velâyet ve kişisel ilişkiye dair ilamların maddî anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceğine dair genel ilke gözetildiğinde, çocuğun üstün yararına uygun olduğu anlaşılan velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde nafakaya hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarlarında, tazminatların kabulü ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, reddedilen erkeğin davası, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ve erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci 182 inci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.