"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/286 E., 2023/232 K.
...
...
KARAR : Esastan ret - Usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karasu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/291 E., 2021/402 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, ziynet alacağı talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kadının vekilinin ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine, kadın vekilinin diğer, erkek vekilinin tüm istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline fiziksel, sözel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, annesinin sürekli tarafların ortak konutunda kaldığını, habersiz misafir çağırdığını, evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin ortak çocukla ilgilenmediğini, müvekkilini ortak konuttan kovduğunu, ekeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmaz ise bedelinin iadesine, erkeğin davası ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının ortak evi terk ettiğini, terk etmeden on gün kadar önce müvekkilinin üzerine bıçakla yürüdüğünü, müvekkilini, müvekkilin annesini, kardeşini evden kovduğunu, hakaret ettiğini, aşırı kıskançlık yaptığını, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocukla ilgilenmediğini, kadının müvekkiline kaçması sonrası tarafların evlendiklerini, ziynet ve çeyiz eşyası getirmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının davası ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin annesinin ağırlıkla tarafların ortak konutunda kalması sebebiyle tarafların kendilerine özgü konutun bağımsızlığının erkek tarafından yeterince sağlanamadığı, erkeğin annesinin habersizce tarafların ortak konutlarına girmesi, tarafların ortak konutlarına misafir çağırması sebebiyle erkeğin annesinin tarafların evliliklerine müdahalede bulunduğu, erkeğin, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, kadını evden kovduğu, kadının ise kıskançlık yaptığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin devamında tarafların korunmaya değer bir menfaatinin kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anneye ihtiyacı, sosyal inceleme raporu değerlendirilerek velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, karar kesinleşikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, karar kesinleşikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, erkeğin karşı davası ve taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili, katılma yolu ile kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlemesi, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat miktarı ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararı ile ziynet alacağı davası dışında kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve miktarları, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ziynet davası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, kadının katılma yolu ile istinafında ziynet davasının görülmesini talep etmiş ise de, asıl istinaf talebinde bulunan erkeğin ziynet davası yönünden istinaf talebinin bulunmadığı, bu nedenle ziynet davası yönünden kadının katılma yolu ile istinaf talebinin dinlenemeyeceği, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru belirlendiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, bu sebeple kusur derecelendirmesine yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin yerinde, baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeterli ve uygun olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının, çocuk için belirlenen iştirak nafakası miktarının yerinde olduğu, kadının, kıskançlığı sebebiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu olduğu belirlenmesine rağmen, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, erkeğin davasının reddi doğru değil ise de, erkeğin bu yönden istinafı olmadığından bu hususun eleştirilmekle yetinildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, katılma yoluyla ziynet alacağı davası yönünden yapılan istinaf başvurusunun ise usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararı ile ziynet alacağı davası dışında kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve miktarları, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuk lehine iştirak nafakası ile kadın lehine yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 327 inci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...