"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1418 E., 2022/2019 K.
DAVA TARİHİ : 29.08.2018-22.10.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/462 E., 2021/272 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; erkeğin kadını eşi olarak görmediğini, sürekli aşağılayıp hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgilenmediğini, sosyal ortamlara götürmediğini, eve geç ve alkollü geldiğini, eşini yatak odasına almadığını, kovduğunu, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, sevmediğini söylediğini ve çatı katına yerleşip ayrı yaşadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına yasal faizi ile birlikte aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya TÜİK'in belirlediği tüketici ve üretici fiyat endeksi ortalaması oranında artış yapılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya TÜİK'in belirlediği tüketici ve üretici fiyat endeksi ortalaması oranında artış yapılmasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, evi, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, sürekli huzursuzluk çıkardığını, hakaret ve tehdit ettiğini, yatakları ayırdığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, telefonunu yanından ayırmadığını, psikiyatri doktorunun verdiği ilaçları kullanmayarak agresif davrandığını, eşyalara zarar verdiğini, ailesinin erkeğe hakaret ve tehditleri olduğunu ve en son evi terk ettiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine küfür eden, fiziksel şiddet uygulayan, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmeyen, eşini sosyal ortamlarda yanında bulundurmayan, misafirlerin yanında durmayan, "seni istemiyorum, evden git, koca kafa, cahilsin, ben üniversite mezunuyum, sen ilkokul mezunusun" diyerek aşağılayan erkeğin ağır, eşine küfür eden, fiziksel şiddet uygulayan ve tartışmalarda "boşanacağım her şeye razıyım" diyen kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Feyza ve Furkan'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle her bir çocuk yararına aylık 450,00 TL'ye çıkarılmasına, çocukların her biri yararına aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği TÜFE+ÜFE/2 oranında artış yapılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği TÜFE+ÜFE/2 oranında artış yapılmasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarının az olduğu, kadının tazminatlara yasal faiz işletilmesi talebi olmadığı halde faize hükmedilmesinin doğru olmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin aleyhine hükmedilen tazminatlara yasal faize hükmedilmesine, kadının da tazminatlar ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocukların her biri yararına asıl dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, 15.04.2021 tarihinden 23.12.2022 tarihine kadar aylık 450,00 TL ve 23.12.2022 tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği TÜFE+ÜFE/2 oranında artış yapılmasına, kadın yararına asıl dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 500,00 TL, 15.04.2021 tarihinden 23.12.2022 tarihine kadar aylık 750,00 TL ve 23.12.2022 tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği TÜFE+ÜFE/2 oranında artış yapılmasına ve kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının ve erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.... kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
Somut uyuşmazlıkta, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine küfür eden, fiziksel şiddet uygulayan, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmeyen, eşini sosyal ortamlarda yanında bulundurmayan, misafirlerin yanında durmayan, "seni istemiyorum, evden git, koca kafa, cahilsin, ben üniversite mezunuyum, sen ilkokul mezunusun" diyerek aşağılayan erkeğin ağır, eşine küfür eden, fiziksel şiddet uygulayan ve tartışmalarda "boşanacağım her şeye razıyım" diyen kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir.
... kadının eşine hakaret ettiğine ilişkin tanık beyanı soyut olduğu gibi erkek dosya kapsamındaki dilekçelerinde eşinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığına vakıa olarak dayanmamıştır. Yine, kadının erkeğin kusurlu davranışlarına karşı söylediği "boşanacağım her şeye razıyım" sözünün kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışı ispatlanmamıştır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine küfür eden, fiziksel şiddet uygulayan, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmeyen, eşini sosyal ortamlarda yanında bulundurmayan, misafirlerin yanında durmayan, "seni istemiyorum, evden git, koca kafa, cahilsin, ben üniversite mezunuyum, sen ilkokul mezunusun" diyerek aşağılayan erkek tam kusurludur. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulü yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'ya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Serdar'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.