"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/113 E., 2023/294 K.
DAVA TARİHİ : 06.03.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/166 E., 2021/630 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sadakatsiz olduğunu, eve geç ve alkollü geldiğini, ilgisiz davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, kadının ailesine hakaret ettiğini, mal kaçırmak için annesi üzerine mal edindiğini, daha önceden karşılıklı açılan boşanma davalarından feragat edildiğini ve tarafların barıştıklarını ancak erkeğin aynı kusurlu davranışlarının sürdürdüğünü iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına ve yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadının annesinin evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını, evlenmeden önce erkekten yedi yaş büyük olduğunu gizlediğini, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, kıskanç davranıp sürekli erkeği izlettirdiğini, hakaret ettiğini, tarafların en son olayda kadının kıskançlığı sebebiyle tartıştıklarını ve eşinin erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, velâyet verilmediği takdirde ortak velâyete hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine hakaret eden, fiziksel şiddet uygulayan, güven sarsıcı davranışları bulunan ve küçük düşürücü sözler söyleyen erkeğin tam kusurlu olduğu, daha önceden açılan boşanma davasından feragat edilmiş olması sebebiyle feragat tarihinden önceki vakıaların kusur belirlemesine esas alınamayacağı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, uzman raporu da dikkate alındığında yargılama sürecinde anne ile yaşayan ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL olarak hükmedilen ve yargılama sürecinde aylık 600,00 TL'ye çıkarılan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra her bir çocuk yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakaların TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL olarak hükmedilen ve yargılama sürecinde aylık 600,00 TL'ye çıkarına tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, bu nafakaların TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ortak velâyet talebi ile süresinden sonra istediği maddî ve manevî tazminatın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fiili ayrılığa neden olan son olayda erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının darp raporunda vücudunun farklı bölgelerinde değişik ebatlarda şiddet izlerinin olduğunun belirtildiği, erkeğin kadına uyguladığı şiddetin ağırlığı karşısında erkeğin yüzündeki çizik ve sıyrıkların savunma kapsamında kaldığı ve kadına kusur olarak yüklenmemesinde hata bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği ve kadının da eşinin iş arkadaşını ve iş yerini arayarak hakaret ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve ortak çocukların ihtiyaçlarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile; erkeğin kusur belirlemesine, kadının da tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuklar ... ve ... yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanma, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.