"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1180 E., 2023/378 K.
DAVA TARİHİ : 11.02.2020-05.03.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/699 E., 2022/122 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine karar verilmiştir. Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının ve kadının birleşen davadaki karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın asıl, dava dilekçesinde; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmak istediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili birleşen davada karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, sürekli olarak güven sarsıcı davranışlarla suçladığını, baskıcı davrandığını, erkeğin dilekçesinde belirtilen ses kaydınını kadının özel hayatına müdahale niteliğinde olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu, erkeğin alkol bağımlısı olduğunu, kadına ve kadının ailesine fiziksel şiddet uyguladığını, kadının dayısına bıçakla saldırdığını ve kadının annesini dövdüğünü, kadına hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, erkeğin fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, kadının aylığının erkek tarafından çekilerek alkole harcandığını, evin geçimine harcanmadığını belirterek karşı davarın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek asıl davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında kaçarak imam nikahı ile evlendiklerini, 2008 yılında ortak çocuklarının doğduğunu, 2017 yılında resmi nikah yaptıklarını, kadının 2 yıl kadar davranışlarının değiştiğini, telefonla saatler süren konuşmalar yaptığını, telefonuna şifre koyduğunu, Orhan ve Uğur isimli kişiler ile görüştüğünü, kadına güveni kalmayan erkeğin eve ses kayıt cihazı yerleştirdiğini ve kadının bu iki kişi ile cinsel birliktelik yaşadığını anladığını, kadının ev işleri ile erkek ve çocuk ile ilgilenmediğini, sürekli yalan söylediğini belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarih ve 2020/105 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararı ile kadının dava dilekçesinde maddî bir vakıaya dayanmadığı, erkeğe herhangi bir isnatta bulunmadığı anlaşıldığından davanın ispatlanamadığından reddine, taraflar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili erkek tarafından açılan boşanma davasının da bu dosya ile birleştirilmesi gerektiği, kadının asıl davasının reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 10.09.2021 tarih ve 2021/1147 Esas ve 2021/1825 Karar sayılı kararı ile kadın tarafından açılan işbu boşanma davası ile erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı Antalya 8. Aile Mahkemesi'nin 2020/107 Esas sayılı dosyasında açılan boşanma davası ve bu dosyada kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının birleştirilmesi ve deliller hep birlikte değerlendirilerek, her üç dava yönünden işin esası ile ilgili bir hüküm tesis edilmesi gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya 8. Aile Mahkemesi'nin 2020/107 Esas sayılı dosya ile eldeki dosyanın birleştirildiğini, yapılan inceleme sonucunda kadının başka bir erkek şahısla görüştüğü, gönül ilişkisini ortaya koyacak şekilde mesajlaştığı, yasak delil mahiyetindeki ses kaydına dair anlatımlara itibar edilmese de erkeğin tanıklarının anlatımları, bazı numaralar ile sebebi açıklanamayan sıralı ve sürekli mesajlaşma kayıtları ve tüm dosya kapsamından kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve bu nedenle erkeğin birleşen davasının kabulü gerektiği; erkeğin ise kadına hakaret ettiği, şiddet uyguladığı sabit olup bu nedenle de kadının birleşen davadaki karşı davasının kabulü gerektiği, kadının asıl davada erkeğe kusur isnadında bulunmadığı, erkeğin de asıl davada cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmış olup kadının asıl davasının reddi gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davası ve kadının birleşen davadaki karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 650,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 02.04.2021 tarihli ara karar tarihinden 08.10.2021 tarihli ara karar tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuka aykırı delili hükme esas alınamayacağını, erkeğin davasının reddi gerektiğini, arama kayıtları ve mesaj dökümleri ile kusur isnadının hatalı olduğunu, eşit kusur tespitinin yerinde olmadığını ve lehe tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, erkek yararına iki kere vekâlet ücretine hükmedildiğini, kadının asıl davasının kabulü gerektiğini belirterek kadının asıl davasının reddi, erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ile vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının beyanlarının gerçeğe uygun olmadığını, erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası kaldırıldığı halde nihai kararda tekrar konu edildiğini, kararın bu yönden adaletsiz olduğunu, kadının tüm yıl boyunca otelde çalıştığını, buna rağmen mevsimlik işçi gibi nafakaya hükmedildiğini, erkeğin daha önce ödediği nafaka bedellerini kısa karardan sonra tekrar ödemek zorunda kaldığını, çocuk yararına hükmedilen nafakanın yeterince arttırılmamasının haksız olduğunu, kadının ekonomik durumunun erkekten daha iyi olduğunu, kadının açtığı boşanma davasını ispat edemediğini ve reddedildiğini, buna rağmen davaların birleştirilerek görülmesi için verilen kararın yerinde olmadığını, taşınmaz üzerinden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmaması gerektiğini belirterek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve mükerrer ödeme, çocuk yarınına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının beyanlarının gerçeğe uygun olmadığını, erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası kaldırıldığı halde nihai kararda tekrar konu edildiğini, kararın bu yönden adaletsiz olduğunu, kadının tüm yıl boyunca otelde çalıştığını, buna rağmen mevsimlik işçi gibi nafakaya hükmedildiğini, erkeğin daha önce ödediği nafaka bedellerini kısa karardan sonra tekrar ödemek zorunda kaldığını, çocuk yararına hükmedilen nafakanın yeterince arttırılmamasının haksız olduğunu, kadının ekonomik durumunun erkekten daha iyi olduğunu, kadının açtığı boşanma davasını ispat edemediğini ve reddedildiğini, buna rağmen davaların birleştirilerek görülmesi için verilen kararın yerinde olmadığını, taşınmaz üzerinden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmaması gerektiğini belirterek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve mükerrer ödeme, çocuk yarınına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının mükerrer ödemeye neden olup olmayacağı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmemesi ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılması noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.