Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3415 E. 2024/569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının temyizi üzerine Yargıtay'ın kararının ne şekilde olması gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının düşük, çocuklara hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, hakkaniyet ilkesi ve ilgili kanun maddeleri gözetilerek daha yüksek miktarlarda tazminat ve nafaka takdiri gerektiği gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/722 E., 2022/1815 K.

DAVA TARİHİ : 20.02.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi, sair istinaf istemlerinin esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/137 E., 2020/138 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sabit bir işi ve geliri olmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, eve sarhoş ve geç geldiğini, yoktan yere kavga çıkarttığını, sürekli boşanmak istediğini dile getirdiğini, evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ve hakaret ettiğini, müvekkiline saldırdığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 200.000,00TL manevî tazminata ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının müvekkilinin ailesini istemediğini, evlerine gelmesine karşı çıktığını, müvekkilinin de görüşmesine izin vermediğini, yeğeninin nikahına dahi gidemediğini, müvekkilini ve ailesini sürekli hor gördüğünü, küçük düşürücü sözler söylediğini, "seni boşarım, seni evden uzaklaştırırım" şeklinde tehditler ettiğini, ortak çocukları müvekkiline karşı kışkırttığını, müvekkilini evden kovduğunu, yatakları ayırdığını, özel hayatlarına ilişkin konuları başkalarına, müvekkilinin iş arkadaşlarına anlattığını beyan ederek; taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesinde davacı kadının kusurlu olduğundan ve kusurlu eşin dava açma hakkı bulunmadığından, davacının haksız ve mesnet davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin , davacı kadına haber vermeden sürekli evden ayrıldığı, hasta annesini ziyarete gittiğini söyleyip gitmediği, yalan söylediği, kadından gizli ailesine, arkadaşlarına maddî yardımlar yapıp söylemediği, bir başka kadınla mesajlaştığı, yine el ele gezerken görüldüğü, davacıya "o...." şeklinde hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir 250,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi yönünden hükmün gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, velâyet, tazminatlar ve nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, eşine ve akrabalarına hakaret eden ve eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen kadının az kusurlu olduğu, kusur belirlemesine ilişkin karar gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği; kadının boşanmakla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, ortak çocukların fiili olarak anne yanında kalıyor oluşu dikkate alınarak, velâyetlerinin annelerine verilmesi çocukların menfaatine olduğu velâyeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğun giderlerine katkıda bulunması gerektiği ve çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ve nafakaların miktarının doğru olduğu gerekçesi ile; kadının kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebi ile; davalı erkeğin ise tazminatlar, velâyet ve nafakalara yönelik istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine, davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kusura yönelik karar gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekilinin katılma talepli temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesi, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına tazminatlara, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminat ve nafakaların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Aynur'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Halil'e yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.