"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2370 E., 2022/1420 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/469 E., 2019/627 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini sürekli aldattığını, duygusal ve fiziksel şiddet uyguladığını, 2017 yılı Nisan ayında barıştıklarını, davalı erkeğin isteğiyle onun ailesiyle yaşamaya başladıklarını, davalının işten çıkarıldığını, evin geçimini müvekkilinin sağladığını, davalının düzensiz para kazandığını, parayı alkole harcadığını, alkol bağımlılığının gün geçtikçe arttığını, müvekkilini ailesinden para alması için zorladığını, davacı kadının cep telefonunu, son olarak evdeki eşyaları habersiz sattığını, güven sarsacık şekilde başkalarıyla telefonla görüştüğünü ve onlarla mesajlaştığını, fotoğraf çektirdiğini, telefonunda fotoğraf ve yazışmalar bulunduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline "sakat, mal" diye hakaret ettiğini, aşağıladığını, küçümsediğini, inançlarına saygı göstermediğini, ortak çocuk ile ilgilenmediğini iddia ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk yararına her yıl TEFE-TÜFE oranında artırım yapılmak kaydıyla aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî 100.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddialarının doğru olmadığını davacı kadının sürekli sinir krizi geçirdiğini, kapıları, camları yumrukladığını, çocuğun menfaatlerini düşünmeden hareket ettiğini, yakın çevrede apartmanda saygınlığın yitirilmesine sebep olduğunu, işten çıkarılınca da ek iş aradığını, babasının da destek olduğunu, çocuğun eğitim ve profosyonel spor hayatına katkıda bulunduğunu, çocukla ilişkisinin çok iyi olduğunu, davacı kadının ağır hakaretler ettiğini, eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, eşinin isteğiyle eşyaların satıldığını beyan ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi halde kadının nafaka tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylardadavalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, alkol alışkanlığı olduğu, eşine şiddet uyguladığı, bu nedenle aralarında şiddetli geçimsizlik başladığı, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, yürütülmesinde kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, 4721 sayılı kanunun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince kadın lehine 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk ile ilgili velâyet düzenlemesi ve tazminat miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuğun velâyetinin kendisine verildiğini, çocuğun ihtiyaçlarına katılması gerektiğinden aylık 2.000,00 TL tedbir , iştirak nafakasına hükmedilmesini , kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, kusurlu olanın kadın olduğunu beyan ederek tazminatların kabulü yönünden de istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kusurlu olduğunun kabulünde ve boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik görülmediğini, ortak çocuğun karardan 10 gün sonra reşit olması nedeniyle velâyet ve iştirak nafakası taleplerinin konusu kalmadığını, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarları yerinde olduğu gerekçesiyle; davacı kadının velâyete ilişkin , davalı erkeğin iştirak nafakası taleplerinin ortak çocuğun reşit olması ile konusunun kalmadığından, bunlara ilişkin istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek; tazminatların miktarının çok düşük kalması nedeniyle temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylara davalı erkeğin tam kusurlu olduğundan kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarın hakkaniyet ilkesi gereğince düşük kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.