"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1685 E., 2023/157 K.
DAVA TARİHİ : 13.11.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/688 E., 2021/619 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin alkol probleminin olduğunu, bu nedenle müvekkiline fiziksel, manevî şiddet uyguladığını ve cinsel birlikteliğe zorladığını, müvekkilinin reddettiğinde evden kovduğunu, evin giderlerini karşılamadığını, eve haciz geldiğini, müvekkilinin banka kartını izinsiz olarak alarak müvekkili adına kredi çektiğini ve ödemelerini yapmadığını, erkeğin anne ve babasının müvekkiline sürekli sözel şiddet uyguladığını, müvekkilinin en son 2019 yılı Haziran ayında uğradığı şiddet nedeniyle şikayette bulunduğunu, erkeğin müvekkilini ölümle tehdit ettiğini ve evden kovduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk, aylık 1.500,00 TL tedbir nafakalarına, kadın yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan iddiaların asılsız olduğunu, kadının çocuğu ilgilendiren önemli kararları müvekkilinden gizlediğini, tek başına hareket ettiğini, eşinden gizli planlar yaparak şehir dışına çıktığını, rızası dışında çocuğu özel okula kaydettirdiğini, müvekkilinin bu hususta bir açıklama beklediğinde "sen kimsin, seni ilgilendirmez, sen karışamazsın" şeklinde sözler söylediğini, yemek yapmadığını, maaşını evin ihtiyaçlarına harcamadığını, sık sık "çaldırdım, düşürdüm" şeklinde bahaneler ürettiğini, davacının kişisel bakımına dikkat etmediğini, beden temizliğine önem vermediğini, bu nedenle tarafların 2018 yılından beri ayrı yataklarda yatmak zorunda kaldıklarını, ayrıca evin düzen ve tertibine de gereken özeni göstermediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, erkek yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı olarak evlilik birliğinin yüklemiş oldukları yükümlülükleri yerine getirmedikleri; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eşinden habersiz ve izinsiz maaş kartını alarak bir miktar para çektiği, kadının bu hususta suç duyurusunda bulunduğu, maaş kartını getirmesini istediğinde ise erkeğin "bu gece gelirsem senin boğazını keserim" şeklinde tehditlerde bulunduğu, ayrıca kadına ve ailesine sinkaflı küfürler ettiği, kadının ise evin temizliğine özen göstermediği, erkeğe "ben çalışıyorum, bana karışamazsın" şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesi gerekmediği, kadının sürekli gelir getiren bir işte çalıştığı, karar tarihi itibariyle ortak çocuğun ergin olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortaK çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi, yoksulluk nafakasının reddi, manevî tazminat miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın az olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, boşanma davasının açıldığı günden, ergin olduğu tarihe kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakasına karar verilmesi gerektiği, dava dilekçesinde açıkça maddî tazminata ilişkin talebinin bulunmadığı, ayrıca 26.10.2021 tarihli celsede davacı-karşı davalı kadın vekilinin imzalı beyanı ile maddî tazminat taleplerinin bulunmadığının beyan edildiği, usulüne uygun talep edilmeyen maddî tazminat talebi hakkında karar verilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, ortak çocuk yararına dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminata, kadın tarafından usulüne uygun talep edilmeyen maddî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, dava sürecinde anne yanında olduğu anlaşılan ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, dilekçeler aşamasında kadın tarafından talep edilmeyen maddî tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, erkek yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Çiğdem'e yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Taner''e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.