"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2169 E., 2022/1651 K.
DAVA TARİHİ : 24.05.2017
KARAR : İstinaf başvurusun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/400 E., 2019/836 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının işe girdikten sonra yalan söylemeye başladığını, müvekkilinin istemediği kişilerle görüştüğünü, nerede ve kiminle olduğu konusunda yalan söylediğini, sadakatsiz olduğunu, evdeyken de eşi ve evi ile ilgilenmediğini, işe gidiyorum bahanesiyle sürekli evden gittiğini, eve geç geldiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin müvekkilini evden kovduğunu, baskı yaptığını, kayınvalidesinin ortak konuta yerleştiğini, müvekkilinin ise bu nedenle evinden atılıp kirada yaşamak zorunda kaldığını, erkeğin annesinin etkisinde olduğunu, süregelen şekilde şiddet gördüğünü, erkeğin eşine ve çocuğuna bakmadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, maaşını alarak ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, araç ve taşınmazlara tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğuna iyi davranmadığı ve zaman zaman şiddet uyguladığı, eve geç geldiği, davacı-karşı davalı erkeğin ise kadına şiddet uyguladığı, küfürler ettiği, kadını aldattığı, evden kovduğu ve bu nedenlerle davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınara kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, düzenli geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin tazminat, kadının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın lehe olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminatların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf dilekçesinde süresinden sonra bildirilen tanık Ayten D.'nin dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmişse de, bu tanığın cevaba cevap dilekçesinde bildirildiği, kadının dilekçeler teatisi aşamasında ileri sürmediği kusurlara istinaf aşamasında dayanılamayacağı, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen şiddet ve evden kovma kusurlarının ispatlanamadığı, küfür ve aldatma vakıalarına dilekçeler teatisinde açıkça dayanılmadığı, davalı-karşı davacı kadının güven sarsıcı tutum ve davranışlar içinde olduğu, kadın eşin ilgisiz olduğu ve yemeğini yiyip telefonu ile odasına çekildiği vakıalarının dosya kapsamında tanık beyanları ile sabit olduğu, öte yandan kadın eşe önceki evlilikten olan çocuğa iyi davranmadığı ve dövdüğü kusurlarına erkek eş tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığı, sonuç olarak boşanmaya neden olan olaylarda eve geç gelen, evde olduğunda ilgisiz tavırlar sergileyen, güven sarsıcı eylemlerde bulunan kadının tam kusurlu, erkeğin ise kusursuz olduğu, tam kusurlu kadının davasının reddi gerekir ise de bu yönde istinaf başvurusu bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince davacı-karşı davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluştuğu, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, tarafların ortak çocuğu Livanur'un 20.03.2022 tarihinde ergin olduğundan velayetine ilişkin istinaf başvurusunun konusuz kaldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, kadının tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamında bulunan tanık beyanlarıyla davacı-karşı davalı erkeğin eşine birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı ve evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Kadının Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları ile birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Mahkemece kadının tam kusurlu olduğu, buna karşın erkeğin kusursuz olduğu şeklinde yanılgılı değerlendirmelerle hüküm kurulması hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
3.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının koşulları oluşmamıştır. O halde davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.