Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3511 E. 2023/2395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma ilamına uyularak verilen kararda hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler nazara alınarak, davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/153 E., 2023/246 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/331 E., 2022/190 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının kendisine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, sorumsuz bir kişiliğinin olduğunu, evin bakım ve giderleriyle ilgilenmediğini, kendisi ve çocuklarına ilgi göstermediği gibi kötü muamelede bulunduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine 1.500,00 TL tebdir, iştirak nafakasına, kadın için 1.500,00 TL tedbir, yoksulluk ve 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının açtığı davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, asıl kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu, müşterek ikametgahı 2 yıl önce terk ettiğini, müvekkili tarafından ikna edildiğini ve kadının eve geri döndüğünü, müvekkiline yönelik ... düşürücü davranışlara devam ettiğini, çocuklara ve müvekkiline cephe aldığını, aile halkından habersiz işletme açtığını, 20.000,00 TL masraf yaptığını ancak işleri idare edemeyip iş yerini kapattığını, aile içerisinde geçimsizliğe neden olduğunu ileri sürerek kadının kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birlikteliğinin sona erdiğini, tarafların boşanmalarına, kadının fer'î taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 2021/331 Esas, 2022/190 Karar ve 04.03.2022 tarihli Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin, davacı kadına ve müşterek çocuklara sık sık "dinini sinkaf edeceğim, a..ına koyacağım" şeklinde küfür ve hakaret ettiği, kazancını alkole ve kumara harcadığı, müşterek çocukları "sizi öldürtürüm benim elim kirlenmez" şeklinde tehdit ettiği, alkol alarak evde huzursuzluk ve taşkınlık çıkardığı, davacı kadına kusur izafe edilemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın için 750,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk için 500,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, evlilik birlikteliğinin sona ermesinde davalı erkeğin tam kusurlu olması , tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 manevî tazminata, davacı kadının mal rejimi tasfiyesine yönelik davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin10.06.2022 tarih ve 2022/829 Esas, 2022/812 Karar Karar sayılı kararıyla; davacı kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, tarafların evli kaldıkları sürenin 30 yıla yakın olması dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi gereği kadın lehine, tam kusurlu erkek aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve çocukların yaşı, ihtiyaçları dikkate alındığında çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının az olduğu gerekçesiyle, davacı kadının, yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile yeniden hüküm tesisine kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili maddî manevî tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.12.2022 tarih ve 2022/8298 Esas, 2022/10134 Karar sayılı bozma ilâmı ile; “...Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, tarafların kusur durumu, evlilik süresi, yaşları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile sosyal ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, 4721 sayılı kanunun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamında davacı kadın lehine 60.000,00TL maddî ve 40.000,00TL manevî tazminata, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davacı kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararı öncesi istinaf ve temyiz dilekçelerini tekrar ederek davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, takdir edilen tazminatların miktarının eksik kaldığını, müvekkilinin çalışmadığını, hiçbir gelirini bulunmadığını, davalının ise emekli maaşı yanınında yan gelirleri olduğunu beyan ederek müvekkili ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesindeki duruşmaya katıldıklarını ve lehlerine vekâlet ücreti verilmediğini ileri sürerek Bölge Adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın amacına uygun olup olmadığı ve davacı kadın ve müşterek çocuk için hükmedilen nafaka ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının az olup olmadığı ve bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesinde duruşma açılması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... 323 üncü ve 326 ıncı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 174 üncü, 175 ..., 327 nci, 328 ..., 330 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.