"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/172 E., 2023/333 K.
DAVA TARİHİ : 05.04.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Görele 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/61 E., 2022/193 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre kabul edilen ziynet alacağı bedeli toplam 88.605,80 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin askeri personel olduğunu, kozmetik ürünleri satışına ilişkin bir iş yeri açtığını, bu iş yerinin kadın üzerine açıldığını ancak tüm alım satım ödeme işlemlerinin erkek tarafından yürütüldüğünü, erkeğin kadına bazı firmalara ait sözleşmeler imzalattığını, boş olarak çok sayıda senet imzalattığını, daha sonra bu senetler nedeniyle eve ihbarnameler gelmeye başladığını, bu süreçte kadına hem psikolojik baskı uyguladığını hem de fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin kadının babasından da para aldığını, kadının ziynet eşyaları, çocuğa takılan altınları da aldığını ve harcadığını, tefecilerin baskı yaptığı yönünde beyanlarla kadını korkuttuğunu, kadını babasından para istemeye zorladığını, en son kadın kızı ile birlikte kardeşini askere göndermek için ailesinin yanına geldiğinde ayrılma konusunda kadına baskı yaptığını, bunun üzerine ailelerle hep birlikte konuşulduğunda erkeğin borçları ödemeyeceğini söylediğini, kadının başını belaya sokmakla tehdit ettiğini, kadın adına doğan vergi borcunun kadının babası tarafından ödenmekte olduğunu, erkeğin sahte faturalar ile kadın adına vergi cezaları tahakkuk etmesine neden olduğunu, kadının erkeğe boş olarak imzalayıp verdiği senet sayısını bilmediğini, bu senetler yüzünden borç içinde kaldığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka bedellerine faiz işletilmesine, 500.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, yapılan ticari işlemlerden kadının haberi olduğunu, bütün işlemleri kadının verdiği vekâletname ile kadının bilgisi dahilinde yaptığını, kadının en son ailesinin yanına 15 günlüğüne gittiğini ve geri dönmediğini, kadının kendisine hakaret ve küfürler ettiğini, kadına kasten zarar verme eyleminde bulunmadığını, maddî nedenler söz konusu olduğu için evliliğin temelinden sarsılmış sayılmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin cezaevinde olması nedeniyle süresinde sunamadığı tanık listesini sunmak için ek süre talep ettiği 01.12.2021 tarihli dilekçesinin eski hale getirme talebi niteliğinde olduğu ancak eski hâle getirme talebinde bulunmak için öngörülen süre içinde tanık listesini sunmadığı gibi duruşmada tanıklarını da hazır etmediği, bu nedenle erkeğin tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, kusur durumunun incelenmesinde ise, erkeğin kadına karşı yeterli özeni göstermediği, giriştiği ticari faaliyetlerde kadını kullanıp kadın ve kendi adına çok sayıda senet düzenleyerek borçlandığı, borçları zamanında ödemeyerek kadın ve kendi aleyhine çok sayıda icra takibi yapılmasına neden olduğu, bu kusurlar nedeniyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 600,00 TL ye yükseltilmesine, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 750,00 TL'ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakası olarak devamına, 40.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde dava tarihindeki toplam değeri 88.605,80 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık dinletmek için talep edilen ek sürenin Mahkemece reddinin hatalı olduğunu, mazeret dilekçesi sunulan celsede yokluğunda karar verildiği, mazeretin de kabul edilmediğini, ticari faaliyet yürütürken buna itirazı olmayan kadının itirazının olmadığını ancak işler kötü gidince bu durumun erkeğe kusur olarak yüklendiğini, evlilik birliği içinde tarafların eşit yükümlülüklere sahip olduğunu, ziynet eşyası miktarı belirlenirken kadının tanıklarının yanlı beyanlarının esas alındığını, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi ve kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, erkeğin malulen emekli maaşı ile geçimini sağladığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar,kabul edilen ziynet alacağı davası, tanık dinletme talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin süresinde tanıkların adreslerini bildirmediği, adresleri bildirme için verilen süre içinde tutuklandığı ve eski hale getirme talebi ile birlikte süresinde yapılmayan işlemi yine yapmadığı, bu nedenle Mahkemece erkeğin tanıklarının dinlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı; son celsede erkek vekili mazeret dilekçesi sunmuş ise de erkeğin birden çok vekil ile temsil edildiği, Mahkemece mazeretin reddine dair gerekçe yerinde değil ise de mazeretin reddine karar verilmesinin netice olarak usul ve yasaya aykırı olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık dinletmek için talep edilen ek sürenin Mahkemece reddinin hatalı olduğunu, mazeret dilekçesi sunulan celsede yokluğunda karar verildiği, mazeretin de kabul edilmediğini, ticari faaliyet yürütürken buna itirazı olmayan kadının itirazının olmadığını ancak işler kötü gidince bu durumun erkeğe kusur olarak yüklendiğini, evlilik birliği içinde tarafların eşit yükümlülüklere sahip olduğunu, ziynet eşyası miktarı belirlenirken kadının tanıklarının yanlı beyanlarının esas alındığını, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi ve kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, erkeğin malulen emekli maaşı ile geçimini sağladığını belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, kabul edilen ziynet alacağı davası, tanık dinletme talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tanık dinletme talebinin reddi kararının hukuka uygun olarak verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.