Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3522 E. 2023/2401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının yerindeliği ile bozmanın amacına uygun olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlara uygun olarak, kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesinin af olarak nitelendirilemeyeceği, erkeğin ağır kusurlu olduğu ve bu sebeple kadına maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin bozmaya uyularak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/199 E., 2023/373 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı-davacı kadının maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; evlendiklerinden itibaren aralarında geçimsizliklerin olduğunu, davalı kadının kusurlu olduğunu, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evde iki yabancı gibi yaşadıklarını, son 1,5 yıldır özel hayatlarının olmadığını, bu durumu konuştuğunda eşinin kendisine "bana dokunma git dışarda ne yapıyorsan yap" dediğini, eşinin kendisine sürekli hakaret ettiğini ileri sürerek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; erkek tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, asıl kusurlu tarafın davacının olduğunu, evliliklerinin bu aşamaya gelmesindeki eşinin geçimsiz, kavgacı kişilikte olmasından kaynaklandığını, davacı-davalı erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, davacının kişisel bakım ve temizliğine dikkat etmediğini, duş almak, tırnak kesmek, diş fırçalamak gibi temel bakımlarını dahi yapmaktan imtina ettiğini, davacının özel hayatlarının detayına varıncaya kadar ailesine anlattığını, çocuğuyla da ilgili bir baba olmadığını, sürekli olarak gece geç saatlerde eve geldiğini, son olarak evi terk edip annesinin yanına yerleştiğini, müşterek hanenin elektrik, su ve doğal gaz aboneliklerini kapattığını ileri sürerek erkeğin açtığı asıl davanın reddine, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının kabulüne neticesinde davacıyla boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, kadın için 1.000,00 TL nafaka, müşterek çocuk lehine 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine ve nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesine,

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2020 tarih ve 2019/437 Esas, 2020/573 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının boşanma davasının reddine, kadın lehine ara kararı ile hükmedilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına ve boşanmanın diğer fer'îlerine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili asıl davanın kabulü, kusur tespiti yargılama giderleri davacı erkek ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.07.2022 tarih ve 2022/969 Esas, 2022/963 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle; davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle yeniden hüküm tesisine, kadının tüm erkeğin sair istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili Erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası miktarı, yargılama gideri vekâlet ücreti yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.12.2022 tarih ve 2022/9233 Esas, 2022/10853 Karar sayılı bozma ilâmı ile; “...Karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi af olarak nitelendirilerek önceye dair erkeğe yüklenen kusurlar çıkarılmış, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azaltılmış, kadın yararına hükmolunan tazminatların ise reddine karar verilmiştir. Hüküm hakkında davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamından; mahkemece her ne kadar kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; boşanma sürecinde kadın eşin de ortak konutta yaşama hakkının olduğu dikkate alınarak, kadının özel bakım ve eğitim gerektiren çocuğunun ortak yaşanılan konuttan bir anda ayrılmasının çocuk açısından sorun oluşturmaması için zaman zaman çocuğuyla birlikte eve gelmesi af olarak nitelendirilemez. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davaranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin, özel ilgi ve bakıma muhtaç olan çocuğu ile ilgilenmediğinin, eşine ve çocuğuna hakaret ettiğinin, evin giderlerini karşılamadığının, eşin ve çocuğun ihtiyaçları ile yeteri kadar ilgilenmediğinin de sabit olduğu dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ... olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Davacı-karşı davalı erkek vekil ile temsil edilmediği halde, davacı karşı davalı erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek davacı-davalının ağır kusurlu olduğu, tarafların evlilik süresi, yaşları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile sosyal ekonomik durumları dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına 50,000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesine göre aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, vekille temsil edilmeyen erkek yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına hükmedilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olduğunu, kendisinin elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştığını kusur tespitinin gerçek olmayan ifade ve beyanlarla tespit edildiğini, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk ile kişisel ilişki tesisinin davalı-davacı tarafından engellendiğini, kadının velâyet hakkını kötüye kullandığını, çocukların ... menfaati gereği velâyetlerinin tarafına verilmesini, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü ile kusur belirlemesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın amacına uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 ... maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkeğin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.