Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3523 E. 2024/95 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarlarının uygunluğu, ziynet eşyası alacağı ve velayet hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, ziynet eşyası alacağına ilişkin temyiz talebi miktar yönünden reddedilmiş, diğer hususlarda ise Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/159 E., 2023/326 K.

DAVA TARİHİ : 20.02.2021-12.04.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/29 E., 2022/568 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen boşanma davasının derdestlik nedeniyle reddine, erkeğin asıl davası ile kadının karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun aynı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre reddedilen ziynet alacağı bedeli ve davalı-davacı ... vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 25.740,00TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı ... vekilinin reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

... erkek vekilinin ve reddedilen yön dışında davalı-davacı ... vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evliliğin ilk yıllarından itibaren geçimsizlik yaşadıklarını, kadının 2012 yılında ortak çocuğu babasına bırakarak baba evine döndüğünü, bir daha geri gelmediğini, son zamanlarda ortak çocukla da görüşmediğini, evlilik süresince kadının sürekli telefon ve televizyon ile meşgul olduğunu, temizlik ve diğer ev işlerini aksattığını, erkeğe ilgisiz davrandığını, ortak çocukla sınırlı olarak ilgilendiğini, erkeğin eve çağırdığı erkek arkadaşı nedeniyle kadının erkeğe iftira attığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 10.000,00TL maddî ve 10.000,00TL manevî tazminata karar verilesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı ... asıl cevap ve karşı dava dilekçesinde; ortak çocuğun doğumundan sonra erkeğin eve geç gelmeye başladığını, bazen 2-3 gün gelmediğini, eve gelmeme nedeninin başka kadınlar olduğunu sonradan öğrendiğini, bu kadınlardan birini eve misafir olarak getirdiğini, bu kadına daha sonradan ev tuttuğunu öğrendiğini, gayrimeşru ilişkileri nedeniyle eve ilgisiz olduğunu, kadına soğuk davrandığını, ilişki yaşadığı kadına yaptığı harcamalar nedeniyle evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuk 6 yaşında iken evdeki eşyaları dışarıya götürmesi nedeniyle çıkan tartışmada kadının boğazını sıktığını, kadına birlikte yaşamak istemediğini söyleyerek evden kovduğunu, sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin evli erkek arkadaşını yatılı olarak misafir getirdiğini, erkeğin amacının bir plan dahilinde kadına iftira atmak olduğunu düşünerek evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına, 500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki beledilini yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı ... vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin eve geç geldiğini, bazı günler gelmediğini, başka bir kadınla birlikte olduğunu sonradan öğrendiğini, bu kadını eve misafir olarak getirdiğini ve sonradan bu kadına ayrı ev açtığını, evine ve kadına ilgisiz davrandığını, kadının evi terk etmesi yönünde baskı yaptığını, en son eve bir erkek arkadaşını yatılı olarak çağırdığını, kadının bu misafir nedeniyle kendisine iftira atılacağını düşünerek evden ayrıldığını, tarafların 2012 yılından beri ayrı yaşadığını, erkeğin ortak çocuk vasıtasıyla anlaşmalı boşanma talep ettiğini belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 25.740,00 TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin gece geç saatlerde ve uzun sürelerle başka bir kadınla telefonda görüştüğü, tanık beyanlarına göre başka bir kadınla el ele tutuştuğu, bu hareketlerinin güven sarsıcı davranış oluşturduğu, ortak çocuğun beyanına göre kadına fiziksel şiddet uyguladığı, evli olan erkek arkadaşını evde uzun süreli yatılı misafir olarak ağırladığını ve kadının bunu kabul etmemekte haklı olduğu; kadının ise ev işleri ile yeterince ilgilenmediği, vaktinin çoğunu televizyon izleyerek geçirdiği, düzenli yemek yapmadığı, ortak çocuğu erkeğin yanında bırakarak baba evine döndüğü, gerçekleşen kusur duruma göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, kadın tarafından açılan birleşen davada dayanılan vakıalar ve hukuki sebeplerin kadın tarafından açılan karşı davadaki vakıalar ve hukuk sebeplerle aynı olması nedeniyle birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği, tarafların ayrı yaşamaya başlamalarından bu yana ortak çocuğun baba yanında yaşadığı ve Mahkeme huzurunda alınan beyanında babası ile yaşamak istediğini ifade ettiği anlaşılmış olup alınan uzman raporunda da baba yanında yaşamasının uygun olduğu belirtildiğinden ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği gerekçesi ile birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine, asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 11.11.2022 tarihli ek kararı ile gerekçeli kararda velâyete ilişkin hüküm kurulmadığı belirtilerek ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğuna yönelik tespite katılmadıklarını, telefon görüşmelerinin süreklilik arz etmediğini ve eski tarihli olduğunu, tarafların ilişkisinin dava tarihinden 9 yıl önce son bulduğunu ve evliliğin sadece kağıt üzerinde kaldığını, bu nedenle erkeğin bu yıllardaki davranışlarından sorumlu tutulamayacağını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılarak erkek yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının düşük olduğunu, ziynet eşyası talebi yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra kadına anlaşmalı boşanma yönünde baskı oluşturduğunu ve ortak çocuğa kadının aleyhine beyanlarda bulunduğunu, birleşen davanın bu nedenle açıldığını belirterek asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı, ziynet eşyası alacağı davasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle ziynet eşyası alacağı yönünden kesin olmak üzere taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğuna yönelik tespite katılmadıklarını, telefon görüşmelerinin süreklilik arz etmediğini ve eski tarihli olduğunu, tarafların ilişkisinin dava tarihinden 9 yıl önce son bulduğunu ve evliliğin sadece kağıt üzerinde kaldığını, bu nedenle erkeğin bu yıllardaki davranışlarından sorumlu tutulamayacağını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılarak erkek yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının düşük olduğunu, ziynet eşyası talebi yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra kadına anlaşmalı boşanma yönünde baskı oluşturduğunu ve ortak çocuğa kadının aleyhine beyanlarda bulunduğunu, birleşen davanın bu nedenle açıldığını belirterek asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı, ziynet eşyası alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin, asıl davanın kabulü ve birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü, 115 inci, 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı ... vekilinin reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.... erkeğin tüm, davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Meryem'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Kemal'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.