Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3530 E. 2024/2557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ve hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı değerlendirilerek maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, hükmün tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/488 E., 2023/113 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kızıltepe Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/213 E., 2022/79 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline sürekli olarak psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin darp nedeniyle kadın sığınma evine sığındığını, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğunu, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmalarına, bu da mümkün olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine davacı için kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devam etmek kaydıyla aylık 1.600,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar için kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devam etmek kaydıyla aylık 700,00' er TL tedbir nafakasına, 82.000,00 TL maddî, 106.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ailesinin ve babasının lafını dinleyip evini bırakıp ailesinin yanına gittiğini, davacının babasının sürekli davalıyı arayarak tahrik edici laflar kullandığını bu nedenlerle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı kadının dava dilekçesi ile tanık deliline dayandığı, 27.09.2021 tarihli ön inceleme duruşmasının 2 numaralı ara kararı uyarınca davacıya tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi amacıyla kesin mehil verildiği, kesin mehile rağmen davacının herhangi bir tanık isim ve adresi bildirmediği gibi 08.12.2021 tarihli celsede herhangi bir tanığını da hazır etmediği, bu hali ile davacı tarafın dayandığı iddia ve vakıalara ilişkin herhangi bir delil yahut ispatın bulunmadığı, fiili olarak ayrı yaşamanın tek başına ayrılık sebebi de olmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin evliliği devam ettirmek istemediğini, yerel mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme sonucunda karar verdiğini, Kızıltepe Devlet Hastanesinden alınan raporlar, Kızıltepe 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/529 Esas sayılı dosyası ve sosyal inceleme raporu ile dosyada yer alan diğer delillerin tarafların boşanmaları ile son derece yeterli olduğunu, tarafların yeniden bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını, müvekkilinin bulunduğu özel durum nedeniyle tanık dinletmesinin mümkün olmadığını, dosya içerisinde birçok somut delil olduğunu, müvekkiline ait darp ve cebir raporlarının yeterli delil olduğunu belirterek hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının delil olarak darp raporları, tanık beyanları, fotoğraf ve bilirkişi incelemesine dayandığı, mahkemece verilen kesin süre içinde tanıklarını bildirmediği, sonraki celsede de hazır etmediğinden tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş ise de, delil olarak dayandığı doktor raporları dosya arasına alınmış ve 08.07.2019 tarihli raporda aile içi şiddet nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şeklinde rapor tanzim olunduğu anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacı kadına fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle tam kusuruyla sebebiyet verdiği anlaşılmakla açılan davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasayla aykırı olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılması gerektiğinden 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına tarafların ortak çocuklarının velâyetlerinin anneye tevdiine ve baba ile kişisel ilişki tesisine, davacı yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, tarafların ortak çocukları yararına aylık 300,00'er TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar için kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00'er TL iştirak nafakasına, davacı kadın için aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olmadığını belirterek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının, boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragraflın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.