"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1001 E., 2023/105 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/925 E., 2019/829 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin konusuz kalan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin istinaf itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı-davalı ... ... ile vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, psikolojik şiddet uyguladığını, boşanmakla tehdit ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, duygusal şiddet uyguladığı, erkeğin ise sinirli ve agresif bir yapıya sahip olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 850,00 TL tedbir nafakası, 1.250,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin hatalı yapıldığı, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; velâyet, kişisel ilişki ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olmadığı, kadının davasının reddi ile erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği iştirak nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan İlk Derece Mahkemesince hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddi olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı, yapılan kusurların nitelendirilmesi ile kusur derecesinin tayininde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik olmadığı, öne sürülen ve ispat edilmeyen vakıaların dikkate alınmamasının da isabetli olduğu, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de evlilik birliğini devam ettirmelerinin kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsıldığı, yasal koşulları gerçekleşen kadının davasının kabulü ile boşanma hükmü verilmesinin de doğru olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu bulunan erkeğin gerçekleşen kusur derecesine göre, yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin yasal koşullar oluşmadığından, İlk Derece Mahkemesince erkeğin maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ortak çocuğun 05.04.2004 doğumlu olduğu, istinaf inceleme tarihi itibarıyla ergin olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin istinaf taleplerinin konusuz kaldığı, velâyet verilmeyen eşin ortak çocuk için yapılan giderlere katılma yükümlülüğü çerçevesinde ortak çocuk yararına bir miktar nafakaya hükmedilmesinin ve hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, annenin geliri, ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin konusuz kalan velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik incelemenin bulunup bulunmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin Cenk'ten alınıp Özlem'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.