"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1544 E., 2022/1115 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : S.... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 24.05.2018 - 25.06.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/156 E., 2020/153 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'ileri yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, maddî tazminatın ve nafakaların miktarları, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının maddî tazminat talebi yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, yoksulluk nafakası talebi, tedbir nafakası miktarı, maddî tazminat talebi yönünden verilen kaldırma kararı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemelerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verdiği kararlar aynı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca temyiz edilemez.
Bu durumda davalı-karşı davacı kadın vekilinin; maddî tazminat talebi yönünden verilen kaldırma kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkilinin eski eşinden olma çocuklarına çok kötü davranmaya başlandığını, onlara sık sık hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, temizlik yapmadığını, yemek yapmadığını, bu güne kadar evine misafir dahi gelmediğini, davalının yatak odasını kendi odası yaptığını ve bütün gün orada yaşadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kızlarının müvekkiline ilk günden itibaren tavır aldıklarını, bu tavır almaya bir müddet sonra davacı erkeğin de katıldığını, müvekkiline "salonda da mutfakta da gözüme görünme" dediğini, müvekkilinin hiçbir misafirinin ziyaretine gelmesine müsaade etmediğini, müvekkilinin evlenirken davacıdan tek şartının anne olma arzusu olduğunu, davacının bunu kabul ettiğini, davacının sözünde durmadığını, davacı erkeğin müvekkilinin annelik hakkını elinden aldığını, müvekkiline düğünde takılan takıları alarak harcadığını, takılar bittikten sonra müvekkiline karşı tavırlarının büyük çocukları gibi olduğunu, müvekkiline "düş yakamdan, defol git, boşanalım" şeklinde ... kırıcı beyanlarda bulunduğunu, evlendiklerinden beri müvekkiline bir kuruş para vermediğini, giysi almadığını, müvekkili ile ile mutfağı dahi ayırdığını, kendi getirdiği yiyecekleri kızları ile kendisinin tükettiğini, kendileri yerken müvekkilini mutfağa sokmadıklarını, müvekkilinin yaptığı yemekleri de yine tavır olarak onlar yemediğini, müvekkilinin evlenirken aldığı çeyizi taksitler halinde aldığını, erkeğin müvekkilinin ailesinden hiçbir bireyi evde istemediğini, davacı erkeğin müvekkiline takılan takılardan toplam 20 çeyrek altını, 2 cumhuriyet altını, 3 adet 20'şer gram 22 ayar bilezik, 800,00 dolar ve 8.000,00 TL'sini aldığını, bu maddî kaybının miktarının tespiti ile bakiyesini de talep etmek üzere müvekkilinin evlilik sebebiyle gerçekleşen maddî kaybından şimdilik 20.000,00 TL maddî tazminat taleplerinin olduğunu, müvekkilinin kız olarak evlendiğini, anne olma ümidiyle evlendiklerini, müvekkilinin anne olma imkanının davacı erkek tarafından baştan açıkça konuşulmasına rağmen engellendiğini, ayrıca evlilikleri boyunca davacının üst katta oturan kız kardeşi ve büyük çocukları tarafından müvekkiline mobing uygulandığını, psikolojik işkenceye tabi tutulduğunu savunarak ve iddia ederek erkeğin davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kız çocuklarının kadın ile geçinememesi ve kadını istememeleri, erkeğin bu evlilikte önceliğinin kız çocukları olduğunu belirtmesi ve kadının eve gelmemesini istemesi, kadına "eve sakın gelme" demesi şeklinde kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin sarsılmasın erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadın eşin kusursuz olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu belirtilerek erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmolunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 250,00 TL 2ye indirilmesine, kadın yararına aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına; kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin davasının ve manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini, kadınının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, tazminatların ve nafakaların miktarlarının fazla olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının ve manevî tazminat talebinin reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, maddî tazminat ile nafakaların miktarlarının az olduğunu, müvekkilinin manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, maddî tazminatın ve nafakaların miktarları ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe; evliliğinde, eski eşinden olma çocuklarını öncelik olarak gördüğü ve kendilerinin eşi ile geçinememeleri ve istememeleri nedeniyle eşine "eve sakın gelme" dediği ve boşanmak istediği vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe yüklenen, eşine "eve sakın gelme" dediği vakıasından sonra tarafların bir araya geldikleri; kadının, erkeğin bu kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekeceği, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin ayrıca çocuk sahibi olmak istemediği vakıasının da sabit olduğu; kadının da odasından çıkmadığı, ev işlerini yapmadığı, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına hakaret ettiği, her iki tarafında birbirlerinin yakınlarının eve gelmesini istemedikleri vakıalarının sabit olduğu, tarafların birbirlerine yönelik diğer iddialarını ispat edemedikleri, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek kadının vakıaya yönelik kısmen kabulüne, erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine; erkeğin reddedilen asıl davaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine; kadının 6100 sayılı Kanun'un 141 ... maddesi hükmüne göre süresinde sonra gerçekleşen yoksulluk nafakasına erkeğin açık muvafakatının bulunmadığı belirtilerek erkeğin kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısmının kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına; kadın vekilinin maddî tazminat taleplerinin boşanmanın eki niteliğindeki maddî tazminat niteliğinde olmayan, ayrı harca tabi bağımsız talepler olduğu, başvurma harcının dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığı, bu taleple ilgili nispi peşin harcın 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) uyarınca kadına tamamlattırılması; harç tamamlandığı takdirde gösterilen deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi; harç tamamlanmadığı takdirde ise anılan Kanun'un 32 nci maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği belirtilerek erkeğin maddî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, bu hususta belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; kadının manevî tazminat talebinin tarafların kusur durumu nazara alındığında reddine karar verilmesinin ... olduğu belirtilerek tarafların diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen reddi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin davasının kabulü ile kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü gerektiğini, tedbir nafakası miktarının az olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, yoksulluk nafakası talebi, tedbir nafakası miktarı, maddî tazminat talebine yönelik verilen kaldırma kararı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarı, kadının süresinde sonra yoksulluk nafakası talep etmesi sebebiyle karar verilmesine yer olmadığın karar verilmesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 141 ... maddesi, 353 üncü maddesi, 362 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Tarafların Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurludur. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ... görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4. Yukarıda (3.) paragrafta açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebep olaylarda davalı-karşı davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğundan, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talebin reddi ... görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı kadının; maddî tazminat talebi yönünden verilen kaldırma kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-karşı davacı kadının diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
b) Davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.