Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3592 E. 2023/6141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, katkı payı alacağı talebinin ise kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, alacağa faiz uygulanıp uygulanmayacağı, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin paylaştırılmasının doğru olup olmadığı, davanın niteliği ve zamanaşımının dolup dolmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm verdiği, usul ve yasaya uygun davrandığı ve temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/121 E., 2022/269 K.

...

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili ile davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde müvekkilinin kazancını davalıya verdiğini, davalı adına 11470 parsel sayılı taşınmazı ve fındık bahçelerinin satın alındığını, taşınmazların alımında kullanılan paranın büyük bir kısmının müvekkili tarafından karşılandığını belirterek; 11470 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın değeri üzerinden katkı, katılma ve değer artış payı alacaklarının; fındık bahçeleri yönünden de tapu kayıtlarının yarı hissesinin iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazların yarı değeri üzerinden katkı, katılma ve değer artış payı alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma davasından 10.05.2011 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 10.06.2014 tarih ve 2011/171 Esas, 2014/2994 Karar sayılı kararı ile, katkı payı ve katılma alacağına ilişkin davaların ayni hak doğurmayıp sadece alacak olarak şahsi hak doğurduklarından davacının ayni hakka dayalı talebinin reddine karar vermek gerektiği; bilirkişinin yaptığı hesaplama sonucu davacının talep edebileceği toplam katkı payı alacağının 123.749,29 TL olduğu, bilirkişi raporun gerekçeli, denetime uygun ve karar vermeye yeterli olduğu gerekçesiyle; tasfiye konusu 697 ada 53 parsel sayılı taşınmaz ile 11470 parsel sayılı taşınmazın yarı hissesinin davacı adına tesciline ilişkin ilk talebinin reddine, terditli katkı payı alacağı talebinin kısmen kabulü ile, 123.749,29 TL katkı payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarih ve 2016/8533 Esas, 2016/10125 Karar sayılı kararı ile, dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporları incelenmesinden 697 ada 53 parsel sayılı taşınmaz yönünden katkı payı alacağına ilişkin hesaplamada fındık bahçeleri ve taşınmaz üzerindeki bina yönünden katkı payı alacağına ilişkin yapılan hesaplama doğru ise de, bunların yanı sıra Maliye Hazinesi adına kayıtlı zemin yönünden de değere ilişkin hesaplama yapıldığı ve davacı lehine alacağa hükmedildiği; Mahkemece, zeminin değeri hariç sadece fındık bahçeleri ve bina yönünden katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hazineye ait arsa yönünden de hesaplama yaptırılması ve bu parsel yönünden davacı lehine fazla alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına; davalı erkeğin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 04.03.2020 tarih ve 2019/222 Esas, 2020/69 Karar sayılı kararı ile, katkı payı ve katılma alacağına ilişkin davaların ayni hak doğurmayıp sadece alacak olarak şahsi hak doğurduklarıından davacının ayni hakka dayalı talebinin reddine karar vermek gerektiği; bilirkişinin yaptığı hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği toplam katkı payı alacağının 82.697,89 TL olduğu, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime uygun ve karar vermeye yeterli olduğu gerekçesiyle; tasfiye konusu 697 ada 53 parsel sayılı taşınmaz ile 11470 parsel sayılı taşınmazın yarı hissesinin davacı adına tesciline ilişkin ilk talebinin reddine, terditli katkı payı alacağı talebinin kısmen kabulü ile, 82.697,89 TL katkı payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin talebin reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.03.2021 tarih ve 2021/502 Esas, 2021/2615 Karar sayılı kararı ile, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden karar incelendiğinde, Mahkemece davacı tarafın 136.136,30 TL toplam alacak isteğinin kısmen kabul (82.697,89 TL) kısmen reddine (53.438,41 TL) karar verildiği halde kabul-ret oranlarının hükümde dikkate alınmadığı; Mahkemece, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden davalı hakkında da hüküm tesis edilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulması ve lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına; davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, katkı payı ve katılma alacağına ilişkin davaların ayni hak doğurmayıp sadece alacak olarak şahsi hak doğurduklarıından davacının ayni hakka dayalı talebinin reddine karar vermek gerektiği; bilirkişinin yaptığı hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği toplam katkı payı alacağının 82.697,89 TL olduğu, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime uygun ve karar vermeye yeterli olduğu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kabul-ret oranına göre değerlendirilerek karar verildiği gerekçesiyle; tasfiye konusu 697 ada 53 parsel sayılı taşınmaz ile 11470 parsel sayılı taşınmazın yarı hissesinin davacı adına tesciline ilişkin ilk talebinin reddine, terditli katkı payı alacağı talebinin kısmen kabulü ile, 82.697,89 TL katkı payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili lehine eksik vekâlet ücreti hükmedildiğini, davacının tamamı reddedilen tapu iptali ve tescil talebi yönünde de müvekkili lehine ayrıca vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderlerinin de hatalı belirlendiğini, davanın belirsiz alacak davası olduğunu ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımının dolduğunu, alacağın nasıl belirlendiğinin anlaşılmadığı, bilirkişinin daha az alacak belirlediğini, davacının 697 ada 53 parsele yönelik talebini usulüne uygun ileri sürmediğini, davacının katkısının olmadığını ve katkının ispatlanamadığını, müvekkilin davacının katkısı olmadığına dair yemin edebileceğini, bozma sonrası alınan raporun yeterli olmadığını, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, alacağa faiz hükmedilip hükmedilemeyeceği, faiz talebinin bulunup bulunmadığı ve bu hususta usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, terditli davalarda yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin nasıl belirlenmesi gerektiği, davanın niteliği, zamanaşımının dolup dolmadığı, talebin usulüne uygun ileri sürülüp sürülmediği, davacının katkısının bulunup bulunmadığı ve bu hususlarda da usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı patı alacağı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 111 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 323 ünü maddesi, 326 ncı maddesi, 332 nci maddesi, 448 inci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...