Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3595 E. 2024/27 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, hangi tarafın tazminata ve nafakaya hak kazandığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek, erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılması ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu hareketlerinin sabit olması gözetilerek, yerel mahkeme kararını onayan istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2535 E., 2023/384 K.

DAVA TARİHİ : 10.06.2020- 22.06.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/237 E., 2021/297 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar 2003 yılında yeniden evlendikten sonra da kadının sürekli olarak şiddet gördüğünü, hakaret ve küfürlere maruz kaldığını, erkeğin tehdit ettiğini, birçok kez evden dışarı atıldığını, annesine karşı da ağır hakaretlerde bulunduğunu, başka kadınlarla birliktelik yaşadığını, kazancı ve yaptığı işler ile ilgili kadına hiçbir zaman bilgi vermediğini, evlilik birliğinde edinilen taşınmazın satıldığından dahi davadan sonra haberdar olduğunu, kadının emekli maaş kartını da istediğini, vermeyince tartışma çıkardığını, son olarak kadının araç içinde darp edildiğini ve gece vakti araçtan indirildiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, tarafların 2003 yılındaki yeniden evlenmesinden önceki yıllarda yaşadığı olayların boşanmaya konu yapılamayacağını, yeniden evlenmeleri ile tarafların daha önceki yaşananları karşılıklı olarak affettiklerinin kabulünün gerekeceğini, kadının maaş miktarını eşinden sakladığını ve erkeğe ekonomik şiddet uyguladığını, erkekten para kaçırarak ailesine aktardığını, aile sırlarını 3.kişilerle paylaştığını, son 5 yıldır erkeğin ailesi ile görüşmediğini, eşinden habersiz yatılı misafirliğe gittiğini, oğulları arasında ayrım yaptığını, erkeği başkaları ile kıyasladığını ve her ortamda "para meselesinde güvenmem ben Nahir'e" dediğini,3.kişilerin yanında erkeğe karşı küçük düşürücü tavır ve davranışlarda bulunduğunu, en son olayda kadının araçta erkeğe küfür ve hakaret ettiğini, tartışmadan sonra erkeğin müşterek konuta gittiğini, kadının "defol git, ben sana gelme demedim mi, s..ktir git yoksa polis çağırırım" demesi üzerine erkeğin evine giremediğini, kadının bundan sonra gerek erkeğin ailesi vasıtasıyla, gerekse de ortak çocuklar vasıtasıyla özür ve af dilediğini, erkeğin barışmadığını, affeden tarafın dava hakkının bulunmadığını iddia ederek, kadının asıl davasındaki tüm taleplerin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminatın davacı- karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının açtığı dava yönünden dinlenen tanık beyanlarından erkeği kadına küfür ve hakaret ettiğinin, ayrıca fiziksel şiddet uyguladığının sabit görüldüğü, erkeğin açtığı dava yönünden dinlenen tanık beyanlarından kadının başkalarının yanında ekonomik konularda eşine güvenmediğini sık sık söylediği dolayısıyla evlilik birliğinden doğan güven yükümlülüğüne aykırı olarak eşine güvenmediğinin sabit görüldüğü, yargılama sırasında erkek ve vekili tarafından kadının barışma girişiminde bulunduğu ve bunun af kapsamında değerlendirilerek davasının reddi talep edilmiş ise de uygulamadaki yerleşik içtihatlara göre tarafların salt konuşmak için bir araya gelmelerinin af kapsamında değerlendirilmediği dikkate alınarak her ne kadar tanık beyanlarına göre kadının konuşmak için erkek ile görüşmek istediği sabit ise de yine tanık beyanlarına göre her iki tarafın görüşme yapılacak yer konusunda fikir birliğine varamaması nedeniyle boşanma davası açıldıktan sonra barışma yönünde bir konuşma yapılmadığı, bu nedenle karşı davacı vekilinin bu husustaki talebinin Mahkemece kabul görmediği, erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu hareketleri sonucu evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığı gerekçesi ile açılan davanın ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166'ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 45.000,00 TL maddî tazminata, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük takdir edildiğini, karşı dava yönünden kadının hafif kusurlu kabul edilerek ve karşı davacının boşanma davasının kabulüne karar verilerek kadına yargılama gideri ve vekâlet ücreti yükletilmesinin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığını, karşı davacının boşanma davasının reddinin gerektiğini beyan ederek, karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarları, karşı davada vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme'nin kusur belirlemesi konusunda hatalı karar verdiğini, tarafların 2003 yılındaki yeniden evlenmesinden önceki yıllarda yaşadığı olayların boşanmaya konu edilemeyeceğini, bu hususların af niteliğinde olduğunu, çocukların yanlı beyanda bulunduklarını, Yerel Mahkemece kadının görüşmelerinin af kapsamında sayılamayacağı belirlemesinin dosyada dinlenen tanık beyanlarına aykırı olduğunu, kadının af ve özür dilemesinin yaşanılan olaylarda erkeği affettiği anlamına geldiğini, affeden tarafın dava hakkı olmadığını, ekonomik durumu erkekten daha iyi olan tam kusurlu kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile miktarlarının usul ve yasalara aykırı olduğunu, miktarların fahiş olduğunu beyan ederek, asıl boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları, reddolunan maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, asıl boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları, reddolunan maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı- karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek başkaca bir kusur bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların af kapsamında kalıp kalmadığı. asıl boşanma davasının, maddî ve manevî tazminatın, tedbir ve yoksulluk nafakasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kabul edilen ve gerçekleşen kusurlarının yanında kadının erkeğe karşı "sen adam olmazsın..." yönünde küçük düşürücü sözler söylediğinin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.