"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/236 E., 2023/261 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/525 E., 2022/685 K.
Taraflar arasındaki altsoyun denkleştirme alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının kendisinden 5 yaş küçük kardeşi olduğunu, babalarının üzerine kayıtlı dükkânlarının bulunduğunu, davalının okuması ve yazları da Darende'de kalmasına rağmen kendisinin sürekli olarak babasına ait dükkânda çalıştığını, ayrıca yine dükkânlarına 50 metre mesafede bulunan babası ile birlikte toplam 4 ortağa ait inşaatta bilfiil çalıştığını, inşaatın müteahhidinin inşaatı yarıda bırakarak gittiğini ve 4 ortakla birlikte imzalanan sözleşme gereğince inşaatın başında kendisinin kalması şeklinde anlaşma sağlandığını, dükkânda ortak gibi çalışmasına rağmen yalnızca 285 gün bağ kur primi yatırıldığını, buna rağmen ne dükkânda çalışması ne inşaatta çalışması nedeniyle bir ücret ödenmediğini, babasının malvarlığında kendisinin de emeğinin olduğunu, babası olan murisin inşaattaki daireleri satarak oturdukları evi aldığını, son olarak elinde kalan dükkânın anne ve babasınca satıldığını, babalarından kalan evin Sivas Sulh Hukuk Mahkemesince satışa çıkartıldığını belirtmek suretiyle muristen kalan miras hissesine kendisinin yapmış olduğu katkı nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL denkleştirme alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendisine verilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafından denkleştirme alacağının tahsiline dair dava açıldığını, davacının iddialarının haksız olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 669 uncu ve 673 üncü hükümleri gereği murisin diğer mirasçıya yapmış olduğu karşılıksız kazandırmaların denkleştirme tarihi itibariyle terekeye dâhil olmasının gerektiğini, açılan izale-i şüyuu davasının, açılan davaların sonucunu beklemesinin gerekeceğini beyan ederek, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller, dosya kapsamına alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alındığında; murisin malvarlığını sağlığında iken satması ve bir kısmının bedelini taraflara vermesi, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazın da davacının alınmasına katkıda bulunduğunu iddia ettiği diğer taşınmazın satım tarihinden sonra satın alınması nedeniyle davacının iddiasını destekler başkaca veri bulunmaması, davacının murise ait işyerinde çalıştığı dönemin bir kısmının hizmet sözleşmesi veya ortaklık ilişkisi nedeniyle farklı bir hukuki ilişkiyi ilgilendirmesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının çocuk yaşlardan itibaren babasının yanında, iş yerinde babasına yardımcı olduğu, tarafların murisinin kendisi ile birlikte 4 ortak olarak sahip oldukları taşınmazın üzerine 1978-1979 yıllarında bina inşaa ettirdikleri, inşaatın yapımını üstlenen müteahhidin işi yarı bırakması neticesinde davacının yapımı üstlendiği, babası ve diğer ortaklarla bu konuda sözleşme yaptığı, bu doğrultuda kendisinin SGK ya Bağ-Kur kaydının yapıldığı, davacının binanın tamamlanmasından sonra davacının babasının yanından 1983-1984 yılları arasında ayrıldığı, tarafların murisi babalarının, davacının emeği ile katkıda bulunduğunu ileri sürdüğü binadan hissesine düşen depolu 2 dükkân ile 2 mesken niteliğindeki taşınmazları sağlığında tamamını üçüncü kişilere 2014 yılında sattığı, murisin satıştan elde ettiği parayı eşi ve çocukları olan davacı ile davalıya eşit olarak pay ettiği, murisin eşi (tarafların annesi) ve davacının paylarına düşen parayı aldıkları, davalının ise almak istemediği, murisin bu kez davalının hissesine düşen bu paranın bir kısmını yine davacıya verdiği, tarafların arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazın ise bahsi geçen taşınmazların satımından çok sonra muris tarafından 07.11.1997 tarihinde satın alındığı, davacının ise bu taşınmazın edinilmesinde emeği bulunmadığı gibi davacının emeğini özgülediğini ileri sürdüğü taşınmazdan kaynaklı olarak da alacağını almış olup yine ortaklığın giderilmesine konu 1997 yılında satın alınmış taşınmaza önceki taşınmazlardan aktarılan bir tutarında varlığı ispat edilemediği, yerel mahkemenin kararında ve hukuki nitelendirmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı hükmün tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının murisinden kalan mal varlığından yapmış olduğu katkı nedeni ile denkleştirme alacağı olup olmadığı, davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 370 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.