Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3673 E. 2024/1450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve toplanan delillerden, davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğunun anlaşılması ve temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/261 E., 2023/256 K.

DAVA TARİHİ : 10.12.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1026 E., 2022/1168 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-birleşen dosyada davalı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde; Tarafların yaklaşık 2 yıl önce evlenmiş olup bu evlilikten çocuklarının bulunmadığını, tarafların evlendikten sonra birlikte İstanbul'da yaşamaya başladıklarını, ilk yıldan sonra davalının tutum ve davranışlarında değişiklikler başladığını, davalının başına buyruk yaşantısı nedeniyle aralarında geçimsizlik baş gösterdiğini, davalının eşine haber vermeden 14 Şubat 2020'de evi terk edip gittiğini, günlerce kendisinden haber alınamadığını, davalının evden kaçması üzerine kendisi hakkında kayıp ihbarı yapıldığını, hatta davalının babasının Esra Erol'un sunduğu ve ulusal yayın yapan ATV kanalındaki bir TV programından davalının bulunması için yardım istediğini, bu programın davalıyı bulduğunu ve 10 Mart 2020'de yayımlanan bölümünde davalının ortaya çıktığını, bu programın birkaç bölümüne katılan davalının evden kaçtığı dönemlere ilişkin çeşitli açıklamalarda bulunduğunu, bir erkeğin daveti üzerine Bingöl'e gittiğini, orada birkaç gün o kişiyle kaldığını beyan ettiğini, programa telefonla katılan bu kişinin de davalı ile olan ilişkisini doğruladığını, davalının bu programda sabah saatlerine kadar bazı erkeklerle dışarıda dolaştığını da açıkladığını, gene bu programın bir bölümünde evden kaçtığı dönemde uyuşturucu satmak istediğini ve kullandığını da ifade ettiğini, bu programa ait görüntülerin halen Youtube sitesinde bulunduğunu ve her gün izlenme sayısının arttığını, davalının bir eşten beklenmeyen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlarının, ulusal bir kanalda en ince ayrıntısına kadar yayınlanması nedeniyle, evlilik birliği temelinden sarsıldığını, müvekkilinin insan içine çıkamaz hale geldiğini, tek çarenin boşanmak olduğunu anlayan müvekkilinin anlaşmalı boşanmak için çeşitli girişimlerde bulunmuş olsa da davalının duruşmalara katılmayışı nedeniyle boşanmalarının mümkün olmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; yaklaşık iki yıldır evli olan tarafların anlaşmazlık ve problemlerinin olduğunu, erkeğin aile olma bilincinde olmadığını, ev geçimi için bir çabasının olmadığını, bekarken sorumluluk sahibi olmadan yaşadığını, rahat yaşamdan vazgeçemediğini, evlendikten sonra İstanbul'da oturacakları konusunda anlaştıklarını fakat erkeğin ailesi yanında kaldıklarını, taraflar daha sonra davalının anne ve babasının zorlamasıyla İstanbul'a gittiğini, İstanbul'a gittiklerinde bir ay boyunca erkeğin abisi ve amcasının yanında kaldıklarını, erkeğin iş bulma konusunda da acele etmediğini, müvekkilin ev tuttuktan sonra ev eşyalarını dahi kayın babasının ve eltisinin gidip beğendiğini, erkek ve ailesinin müvekkilin düşüncelerine önem vermediğini, tarafların ayrı bir evi olduktan sonra da problemlerinin bitmediğini, erkeğin müvekkilin bilezikleri için evde sakıncalı olduğunu bankaya yatırılacağını ve sonrasında müvekkile kart getireceğini beyan ederek müvekkilden bilezikleri aldığını, tarafların ayrı eve geçmesinden sonra erkeğin iş bulup çalıştım dediğini ve müvekkilin elektrik su doğal gaz gibi abonelikler kesildikten, kira ödenemediğinden erkeğin işe girmediğini öğrendiğini ve erkeğin bu olaylardan sonra işe başladığını, kadının elinden de kazandığı parayı aldığını, işe gidiyorum diyerek evden çıktığını ve eve 2-3 gün uğramadığını, müvekkilin bu süreçte evde yiyecek ekmek bulamadığını, müvekkilin artık dayanamaz hale geldiğini, saygı ve sevgi göstermediğini, müvekkile fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaretler ettiğini, müvekkil yük olmamak için kadın sığınma evine gittiğini, müvekkilin evden gitmesiyle erkeğin kadını hiç aramadığını ve ailesinin 3 gün sonra öğrendiğini, erkeğin kadının evden gitmesi üzerine evdeki eşyaları aldığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, adli yardım talebinin kabulünü karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının başka erkelerle birlikteliğinin bulunduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı bu hususu ATV kanalında yayınlanan "Esra EROL'da" isimli TV programında da bizzat beyan ettiği, ilgili CD çözüm tutanaklarının dosyamız arasına alındığı, bunun yanında haber vermeyerek ortak haneyi terk ettiği ve kayıp olarak arandıktan sonra ortaya çıktığı, bu süreçte de sığınma evi dışında başka bir erkeğin yanında kaldığı bu hususun da hem tanık beyanları hem de TV program kayıtları ile sabit olduğu, buna karşılık erkeğin de ortak hanenin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve kadın eşi yardıma muhtaç duruma getirdiği, kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı, olayların akışı karşısında yukarıda açıklanan davranışları ile tarafların evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine eşit kusurlu olarak sebebiyet verdikleri, ev hanımı olan ve düzenli gelir getirici işi veya malı bulunmayan kadının evlilik sonrası yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olduğu kanaatine varıldığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına karar vermek gerekmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararını kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, birleşen boşanma davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve toplanan delillerden; İlk Derece Mahkemesince tarafların kusurlarının belirlendiği ancak kadına yüklenen kusurların eksik olduğu, kadının belirlenen kusurlu vakıalarına ek olarak, uyuşturucu madde kullandığı, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, kusurlu vakıaların ve kusur derecesinin tespitinde hata yapıldığı, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talebi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakasının reddine, erkek lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince tarafına yüklenen kusurun ispatlanamadığını, hatalı kusur belirlemesi ile erkek lehine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar ile yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadına Bölge Adliye Mahkemesince yüklenen kusurun ispat edilip edilmediği, kadının yoksulluk nafakasının reddinin yerinde olup olmadığı ile erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilme şartları gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Zeliha'ya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.