"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/73 E., 2023/408 K.
KARAR : Kısmen kabul, yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1187 E., 2022/183 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davalı kadın yararına maddî- manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının müvekkilin özgürlüğünü kısıtlayarak aşırı kıskanç tavırlar sergilediğini, evliliğin ilk günlerinden itibaren psikolojik baskı ve sosyal hayata yönelik ağır kısıtlamalara maruz kaldığını, davalının kıskançlık boyutunun zamanla daha da rahatsız edici hale dönüştüğünü, müvekkile devamlı olarak ağır ithamlarda bulunduğunu, namusuna dair çirkin beyanda bulunarak müvekkilin onurunu zedelediğini, davalının giderek saldırganlaşmaya başladığını, psikolojik şiddet ve fiziksel şiddetin boyutlarının öngörülmez seviyeye geldiğini, müvekkilin kanser tedavisi gördüğünü, buna rağmen davalının müvekkili defalarca darp ettiğini, sağlığını hiçe saydığını, ağır fiziksel şiddet uyguladığını, kanser tedavisi gören müvekkilin tedavi süresi sonrasında çocuk sahibi olmama riski olduğu için ileride çocuk sahibi olabilmek için yumurtalıklarını dondurttuğunu,davalının çocuk sahibi olmak istemediği gerekçesiyle ödemeyi yapmayacağını söylediğini, müvekkilin evlat sahibi olma hakkını elinden almaya çalıştığını, davalı için müvekkilin ailesinin sık sık sorun olduğunu, müvekkilin ailesini dışladığını, davalının defalarca boşanma tehdidiyle ve hakaretlerle müvekkili evden çıkardığını, ailesinin evine götürmeye zorladığını, davalının birçok kez eşinin gözünün önünde başka bir kadınla görüştüğünü, müvekkilin eşi tarafından her türlü kötü muameleye, ... kırıcı davranışlara maruz kaldığını, en sonunda ise hayatına kast edildiğini, evlilik birliğinin müvekkil için çekilmez hale geldiğini iddia ederek, evlilik birlikteliğinin sona ermesi nedenine dayalı tarafların boşanmalarına karar verilmesine, müvekkilin yoksulluğa düşmüş olması sebebiyle sonradan yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere kadın yararına aylık 20.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini, 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, evlilik birliği içerisinde yaşanan tüm olumsuzluklar neticesinde müvekkilin evlilik birliğini ayakta tutmak için elinden geleni yaptığını, müvekkilin hiç bir zaman eşine karşı psikolojik ya da başkaca herhangi bir şiddet uygulamadığını, gereksiz kıskançlık içerisine girmediğini, tam aksine davacının müvekkile karşı ... sarsıcı eylemlerde bulunması ve geçmiş yaşantısını sürekli özlemle dile getirmesinden dolayı taraflar arasında huzursuzluklar başladığını, müvekkilin hiç bir surette davacıya karşı kısıtlama uygulamadığını, eşinin tüm isteklerine hatta maddî gücünün üstünde olan isteklere aile huzurunun kaçmaması için karşılık verdiğini, davacının beyanlarının aksine eşinin tüm tedavi süresi boyunca elinden gelen maddî ve manevî fedakarlıkları gösterdiğini, taraflar evlenmeden önce alkol kullanmama konusunda anlaşmış olmalarına rağmen davacı kadının alkol kullandığını, boşanma konusunda davacıyı tehdit etmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı kadının tam ve ağır kusurlu olduğunu, davacı- davalı kadının birçok kez ... sarsıcı eylemlerde bulunarak evliliklerini zedeleyecek davranışlar sergilediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, çekilmez hale geldiğini, tarafların tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini kurmalarının mümkün olmadığını, davacı- davalı tarafından açılan davacının asıl davanın ve ferilerinin reddine, karşı dava yönünden davalarının kabulü ile kadının ağır ve tam kusurlu olduğu gözetilerek müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli ve 2020/1187 Esas, 2022/183 Karar kararı ile; davalı- davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, ona ve ailesine hakaret ettiği, onu öldürmekle tehdit ettiği, "istediğim gibi bir eş değilsin" dediği, boşanacağını dile getirdiği, mesajla boşanma dilekçeleri gönderdiği, kıskanç olduğu ve kadının sosyal hayatını kısıtladığı, kadının kök ailesini istemediği, kadının annesini arayıp kızının ahlaksız olduğunu söyleyerek ... düşürücü ithamlarda bulunduğu, maddî taleplerde bulunursa onu öldürmekle tehdit ettiği, davacı- davalı kadının ise aşırı kıskanç olduğu, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı -davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı-davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı; davacı- davalı erkek kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, reddedilen manevî tazminat , nafaka ve tazminatların yüksek olması yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli ve 2020/1399 Esas, 2022/1365 Karar sayılı kararıyla; davacı - karşı davalı kadının yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük oluşuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılmasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat yönünden yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 08.12.2022 tarihli ve 2022/ 7723 Esas, 2022/ 10175 Karar sayılı bozma ilâmında;
" İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece, davacı-davalı kadına “kıskanç olduğu” kusuru yüklenmiş ise de; dinlenen davalı-davacı erkek tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Davacı-davalı kadının, dosya kapsamı itibariyle herhangi bir kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkek tam kusurludur. Bu durumda, tam kusurlu erkek tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı kanun) 50 ... ve 51 ... madde hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi ... bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışındaki temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının kıskanç olduğu yönündeki erkeğin iddiasının ispat edilemediği, erkeğin ise evlilik birliğinin devamı sırasında eşine şiddet uyguladığı, ona ve ailesine hakaret ettiği, öldürmekle tehdit ettiği, "istediğim gibi bir eş değilsin" dediği, boşanacağını dile getirdiği, mesajla boşanma dilekçesini gönderdiği, kıskanç olduğu, kadının sosyal hayatını kısıtladığı, ailesini istemediği ve ahlaksızlıkla itham ettiği bu davranışları ile tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin davasının reddine ,tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesiyle bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının tek kusurunun kıskançlık olmadığın, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinin tek ve asli sorumlusunun kadın olduğunu daha önceki temyiz itirazlarında da dile getirildiğini ancak yeterli araştırma yapılmadığını, davacı-davalı kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkilinin ekonomik ve sosyal açıdan mahvı anlamına geldiğini, takdir edilen tazminatın bir tarafın zenginleşmesine neden olmaması gerektiğini, kadının İzmir ilinde ikamet etiğini, barınma nezdinde sorunun olmadığını, boşandıktan sona işe girdiğini ve geçimini sekteye uğratacak sorununun olmadığını, müvekkilinin ise müteahhitlik yaptığı ve maddî durumunun ... olduğu iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin tek malvarlığı ve geçim kaynağının ailesinden ona intikal eden malların kirası olan 10.000,00 TL olduğunu ayrıca müvekkilinin borçlanmalarının olduğunu , maddî gerçekten uzak tazminatlara karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek 08.06.2022 tarihli temyiz başvurusundaki itirazlar ve savunmaları doğrultusunda tüm taleplerinin kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesine rağmen vekalet ücreti hükmedilmediğini , davalı-davacı erkeğin müvekkiline karşı işlemiş olduğu basit yaralama tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin soruşturma ve dava dosyası konu olduğunu beyan ederek tazminat miktarlarının bu durum karşısında düşük kaldığını beyan ederek, talepleri gibi kabul edilmesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden bozmanın amacına uygun karar verip vermediği, tazminat miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.