Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3713 E. 2023/2831 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile ziynet alacağının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında yoksulluk nafakası ile ilgili olduğu belirtilip kaldırılmasına karar verilen bentlerin yoksulluk nafakası ile ilgisinin bulunmadığı ve ziynet alacağı ile yoksulluk nafakası hakkında yeniden hüküm kurulduğu gözetilerek, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1904 E., 2022/881 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/968 E., 2019/133 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar hakkında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam ziynet miktarı 16.318,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; eşinin evliliğin başlangıcından itibaren müvekkiline ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, maddî durumu iyi olmasına rağmen müvekkiline tek kuruş dahi vermediğini, sürekli hor görüp aşağıladığını, sürekli çocukların üzerine yürüdüğü, müvekkili ve 9 yaşındaki oğlu Efe yi dövdüğünü, son dönemlerde müvekkiline çocuklarının yanında cinsel tacizde bulunduğunu, müvekkilini birçok kez çocuklar önünde itelediğini, saçlarından tutarak sürüklediğini, saçlarından sürükleyerek banyoya kilitleyip zorla şiddet kullanarak birlikte olduğunu, en son 1 ay önce, saat 21:00 sularında, evde çocuklar ve davalı yeğeni Emrah YILMAZ'ın da bulunduğu ortamda davalının ortak çocuk Efe’yi dövdüğünü, müvekkilinin araya girmeye çalışırken onu da tartaklandığını ve elindeki telefonu eşine doğru attığını, telefonun paramparça olduğunu, başlangıçta da müvekkilinin hamile kalması nedeni ile evlenmek zorunda kaldırğını, bu nedenle de sürekli aşağıladığını, sosyal ortamlarda hep yalnız bıraktığını, ailesini istemediği görüşmediğini, sürekli telefonla ilgilenip eş ve çocuklarla ilgilenmediğini, çocuklarının gözü önünde davacının üzerine yürüdüğünü, şiddet uyguladığını, para vermediğini, tehditler savurduğunu, çocukları ile birlikte kapının önüne koyduğunu, en son vuku bulan olayda, davalı kusurlu kocanın davacıyı, çocuklarını hiç düşünmeden evden kovup üç gün önce "git fahişelik yap" dediğini, 6 Aralık tarihinde müvekkilinin ailesi yanına gitmek zorunda kaldığını, müvekkilini "eve gelirsen fena olur" şeklinde tehdit ettiğini, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddet gördüğünü, cinselliğe aşırı düşkün olduğunu, internetten cinsel içerikli görüşmeler yaptığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tedbiren ve dava sonunda kesin olarak davacıya verilmesini, yararına 300.000,00 TL maddî tazminat ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, aylık tedbiren ve dava sonunda 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, çocuklar için aylık 1000,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini her yıl enflasyon oranında artış uygulanmasını, evden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını, 43.700,00 TL değerindeki ziynet eşyası bedelini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek olmadığını, annesinin yakınına taşınmasından sonra kadının akşam 23.00’e kadar orada kaldığını, hiçbir zaman evde yemek yapmadığını, senin adını çıkarıcam evlerini alacağım diyerek tehdit ettiğini, asılsız ithamlarda bulunduğunu, gece yarısına kadar sürekli telefonda vakit geçirdiğini ve yazışmalar yaptığını iddia ederek, boşanmayı kabul ettiğini çocukların velâyetinin kendisine verilmesini ve yararına 200.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, kadının özellikle annesi olmak üzere ailesini müşterek konutlarına yaklaştırmadığını, bunun bir neticesi olarak da davalının hemen her gün çocuklarını da alarak annesinin evine gidip geldiğini, her ne kadar davacı tanıkları davacının evini, eşini ve çocuklarını ihmal etmediğini beyan etmişler ise de, bazen eşinden daha geç saatlerde evine geldiği yahut yatılı olarak annesinde kaldığı bazen ise bir ay kadar annesinde kaldığı ve müşterek konuta gelmediğinin anlaşılması karşısında davacı kadının da aile birliğinin kendisine yükümlülüklerden kaçınmış olduğu kanaatine varıldığını, kadının eşinden cinsel şiddet gördüğünü, davalının davacı eşini arayarak hem hakaret hem de tehdit ettiğini, taraflar arasında yaşanan bir tartışma sırasında Ahmet’in eşi Ayşe’nin cep telefonunu duvara fırlatarak kırdığını, yaşananlar üzerine Ayşe’nin müşterek konutu terk ettiğini, davalı tanıklarından Safiye Yılmaz’ın beyanına göre ise, Ayşe’nin neden evi terk ettiğini sormak için kendisini aradığında “ben onların adını kötüye çıkaracağım, görecekler kendilerini” şeklinde sair tehditte bulunduğunu, davalının ise terk eden eşini eve geri döndürmek ve evlilik birliğini yeniden tesis etmek hususunda herhangi bir çabasının olmadığını, bu kapsamda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğunun kabulü ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, aylık 400,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir 550,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, ziynet eşyası alacağının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin ağır kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitini kabul etmediklerini, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davacının iddialarını ispatlayamadığını, ilk derece mahkemesinin delillerin takdirinde ve değerlendirmesinde hataya düştüğünü, davacının gelir elde ettiğini buna rağmen davacının yoksulluğa düşeceği belirtilerek davacı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, müvekkilinin manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ziynet alacağının kabulünün hatalı olduğunu, mahkeme kararının boşanma dışında tüm yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf talebi, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, ziynet eşyası ile davalının manevî tazminat talebinin reddi kararına ilişkindir.

2.Davacı vekili katılma yolu ile istinaf sebepleri olarak; kusurunun bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok az olduğunu, mahkemenin ziynet eşyalarını eksik hesapladığını, nafaka miktarlarının az olduğunu ve dava dilekçesindeki taleplerine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf talebi, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası, ziynet eşyası miktarına ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince verilen sürede nispi harç yatırılmadığından 17.12.2019 tarihli kararı ile davacı vekilinin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar vermiş, davacı vekili ek karar yönünden de istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin ziynet eşyasının kısmen reddine ilişkin istinaf talebi nispi harca tabi olmadığından mahkemece verilen 17.12.2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına, davalının, davacının ailesinin müşterek eve gelmelerini istemediği, davacı eşi ile hiçbir sosyal ortama katılmadığı, davacıyı yalnız bıraktığı, davacının arkadaşı tanık ...’nin de olduğu bir ortamda davalının davacı eşini arayarak "seni mahvedeceğim, orospu, senin ne yaptığın, ne mal olduğun belli değil" diyerek hakaret ve tehdit ettiği, yine davalının davacı tanığı ...'ye "Ayşe'nin işleri ile uğraşıyoruz, beni dolandırıyor, bıktım bu kadından" dediği, davacının kardeşi ...'a "kardeşini boşayacağım" dediği, yine davacının kardeşi ...'a facebooktan bir kadınla birbirlerine cinsel içerikli mesajlar çektiklerini söylediği, bir tartışma sırasında davalının davacının telefonunu duvara fırlatarak kırdığı, davacı kadının da, yakın mesafede oturan annesinin evine sıklıkla gittiği, bazı geceler annesinde kaldığı gibi, davalıdan sonra geç saatte müşterek haneye döndüğü, böylelikle evlilik birliğindeki sorumluluklarından kaçınmış olduğu, davalı tanığı Safiye Yılmaz davacıyı evi neden terk ettiği konusunda aradığında "onların adını kötüye çıkaracağım, görecekler kendileri" diyerek sair tehditte bulunduğu, böylece davacının az, davalının ağır kusurlu olduğu” ilk derece mahkemesi gerekçeli kararının hüküm kısmının 1. bendindeki "TMK'nın 166/3" ibaresinin "TMK'nın 166/1" olarak düzeltilmesine, tarafların kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, davacının iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılması ile aylık 500,00'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının (10, 13, 14, 15 ve 16. bentler) kaldırılmasına davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların ziynet eşyasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm sonucunun ziynet eşyası alacağına ilişkin bentlerinden aynen iadeye ilişkin kısımlar çıkarılarak toplam bedeli olan 16.318,00 TL ziynet eşyası alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," şeklinde düzeltilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin ziynet alacağı yönünden verilen karar miktar itibariyle kesin olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu erkeğin kusurlarının ispat edilemediğini, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu ve ziynetin kısmen kabulünün usul ve yasaya uygun olmadığı yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönlerinde toplanmıştır.

2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının 4 üncü bendi olarak düzenlenen ve İlk Derece Mahkemesi kararında yoksulluk nafakası ile ilgili olduğu belirtilip kaldırılmasına karar verilen bentlerin yoksulluk nafakası ile ilgilisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı ve yoksulluk nafakası hakkında yeniden hüküm kurulduğu da dikkate alınarak bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a) Davalı vekilinin, bu maddenin (b) bendinde gösterilen itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

b) Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının ise yukarıda (2.) paragrafta gösterilen nedenle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin tamamen hükümden çıkarılmasına, yerine (4) numaralı bent olarak "Davalının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf isteminin kabulüne, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine" cümlesi yazılmak suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.