Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3778 E. 2023/3014 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak hükmedilen tazminat miktarının belirlenmesinde ve yerel mahkemenin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf kanun yolunda kazanılmış hak ilkesi de değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/492 E., 2023/5 K.

DAVA TARİHİ : 31.08.2016-21.12.2016

KARAR : Kısmen kabul

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, yararına 1.000.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek konutun kadının kullanımına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2019 tarihli kararı ile erkeğin başka bir kadınla güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, bu kadına banka kanalı ile para gönderdiği, bu kadının oturduğu apartmana girip geç saatlerde çıktığı, kullandığı telefon ile kadının kullandığı telefonu arayarak günün değişik saatlerinde gece vakti başka türlü açıklanmayacak şekilde görüşmesinin olduğu, kadının ilk dava tarihinden sonra bu kadını takip ederek eşi ile ilişkisi olduğuna dair hakaret içeren sözler söylediği, içinde bulunduğu iş arkadaşına ait aracın camına vurarak çatlamasına sebebiyet verdiği ve ona da hakaret ettiği, erkeğin iş arkadaşları ile bu nedenle husumet yaşadığı, erkeğin işyerine giderek ilişkisinin olduğunu iddia ettiği, hakaret içeren sözler söylediği, erkeğin kadına seninle birlikte olacağıma duvarla birlikte olurum dediği her tartışmada tarafların birbirlerine karşılıklı hakaret ettikleri, erkeğin ilişkisi olduğunu iddia ettiği kadının oturduğunu düşündüğü eve giderek içerdeler biliyorum deyip eve girdiği ve kadını aradığı, anne babasına da hakaret içeren sözler söylediği belirtilerek evlilik birliğini sarsan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadını tedbir nafakasının devamına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı-davacı kadın hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur tespiti ve hükmün bütünü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2021 tarihli kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2021 tarihli kararına karşı davalı-davacı kadın vekili hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz 22.05.2022 tarihli ilamı ile Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına göre ağır kusurlu olduğunu, gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunduğunu, kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerektiğini belirterek gösterilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Davalı-davacı kadın vekilinin karar düzeltme talebi, Dairemiz 19.09.2022 tarihli ilamı ile reddedilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla 125.000,00 TL maddî 125.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, dava tarihinden bugüne kadar ekonomik koşulların değiştiği, yoksulluk nafakasına hükmedilmediği, erkeğin İTÜ'de profesör olarak çalışma hayatına devam ettiği gibi İTÜ'de genel sekreteri olduğu, bir çok projeden ücret elde ettiği, bir çok şirkete danışmanlıklar yaptığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının bir daha evlenme ihtimali bulunmadığı belirtilerek; maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı kadının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.