"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/469 E., 2023/459 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2014/77 E., 2022/668 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1984 tarihinde evlendiklerini, davalının müvekkilini aldatması, hatta birlikte olduğu kadına ev açması nedeniyle Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalının ise Akşehir ilçesindeki Foto Rüya isimli iş yerinin sahibi olduğunu, davalının adına kayıtlı pek çok gayrimenkulü Akşehir ilçesinde bulunan evlerin yanında, Eskişehir ilinde Odunpazarı İlçesinde 1 adet garajlı ev, Foto Başkent isimli dükkanın bulunduğu gibi Şekerbank'ta altın hesabı, Asyabank'ta parası, tarlaları, bahçeleri, 42 UE ... plaka sayılı Mercedes marka jipi, 1 adet karavanı, 1 adet ford marka 06 GÜN ..., 1 adet Opel Marka 31 NAM ..., 1 adet Golf marka 06 FE ..., 1 adet Audi marka 07 ZJ ..., 1 adet 38 ZK ... ve 1 adet 42 UU ..., 42 LK 278, 06 Y ... plaka sayılı araçlarının bulunduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 225 maddesinin ikinci fıkrasına göre boşanma kararı verilmesi halinde mal rejimi dava tarihi itibariyle sona ereceğinden, ilgili kanun hükümlerine göre malların tasfiye edilerek edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaştırılmasına karar verilmesini, bankalara müzekkere yazılarak davalı adına kayıtlı tüm vadeli vadesiz mevduat hesaplarının ve altın hesaplarının tespiti ile tüm taşınır taşınmaz malların tasfiyesine ve malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasına, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı vekili 28.10.2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 2.298,184,17 TL olarak belirlemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik sonrasında 2 adet ev satın aldığını, davacının hiçbir geliri olmadığı halde müvekkilinden edindiği para ile ilgili taşınmazları aldığını, bu taşınmazlardan birinin Konya Akşehir Selçuk Mah. 910 ada 274 parselde bulunan daire olduğunu, diğer evi ise yine Altı nolu sağlık ocağı arkasında bulunan melis apartmanında bulunduğu fakat elinde müvekkilinin tapu fotokopisi bulunmaması nedeniyle tam olarak ada ve parselini bildiremediğini, takbis kayıtlarından davacının aktif ve pasif taşınmaz varlığının tespitinin istenmesi halinde durumun sarihleşebileceğini, fakat bahsi geçen adına kayıtlı 2 evi davacının ileride davayı açacağını düşünerek güvendiği 3. kişilere devrettiğini düşündüğünü, iş bu taşınmazların satılması durumunda davacının maddi olarak bir bedelin bankada saklanması gerektiğini, satılan bu taşınmazların satış olarak değil de bağış olarak yapıldığnın karinesinin bu olduğunu, dolayısıyla yapılan devirlerin tamamının muvazaalı olduğunu, müvekkilinin ... isimli Almanya'da yaşayan bir iş adamı tarafından Türkiye de yatırım yapılmak, iş yapmak ve takibini yapmak amacı ile müvekkilinin ...'e uzun yıllar önce Pamakbank Konya Şubesi aracılığı ile adına 194.000,00 Mark para havalesi gerçekleştiğini, bu havaleyi müvekkilinin miktarın yüklü olması nedeni ile Akşehir'de, müvekkilinin arkadaşı Hikmet isimli kişi ile ilgili banka şubesine gittiğini, bu parayı nakit olarak alan müvekkilinin Akşehir'e döndüğünü, ...'un bu paranın ne yapılacağı hakkında talimatı beklemekteyken bahsi geçen kişinin Almanya sınırları içerisinde cezaevine girdiğini öğrendiğini, halen bahsi geçen ...'ın, Almanya'da cezaevinde kaldığını, müvekkilinin kendisine yatırım yapılması amacı ile gönderilen parayı ne yapacağını bilemediğinden bu parayı bankalarda yatırmak suretiyle beklettiğini, bu paranın diğer kaybetmemesi için müvekkilinin kimi zaman paranın banka veya yatırım araçları ile değerlendirmek suretiyle paranın değerini bugüne değin dürmediğini, 194.000,00 Mark olan paranın değerlendirilmesi nedeniyle yaklaşık 600.000,00 TL ye çıktığını, yani 15 yıllık süreçte müvekkilinin bahsi geçen kişinin parasının değerini yükselttiğini, son olarak Akşehir Şekerbank şubesinde olduğunu, başkaca bahsi geçen kişinin müvekkilinde bir parasının olmadığını, Akşehir İlçesi ... Köyü Geri Mevkinde bulunan elmalığı müvekkilinin 1990 yılı içerisinde babası ...'ten iki oğluna mal paylaştırma aşamasında iken bu elmalığı müvekkili ...'e verdiğini, dolayısıyla söz konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde kazanılan para ile elde edilmediğini, ...'in bu hususta tanık olarak dinlenilmesini talep ettiklerini, Selçuk Mahallesinde bulunan dükkan vasıflı taşınmazı 1995 yılında müvekkilinin yine babasının iki oğluna paylaştırması neticesinde edindiği bir mal olduğunu, dolayısıyla bu taşınmazın da evlilik birliği içerisinde kazanılan bir para ile edinmediğini, Eskişehir'de bulunan taşınmazın dava yeri ile ilgili ilk itirazlarının mevcut olduğunu, bu davanın taşınmazın bulunduğu yerde açılması gerektiğini, müvekkilinin galericilik yaptığı göz önünde bulundurulduğunda ve mal rejimi davasının bir alacak hakkı elde edilmesi göz önüne alındığında müvekkilinin sahip olduğu mallar üzerine tedbir konulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 1984 yılında evlendikleri, 17.02.2014 tarihinde açılan boşanma davasının neticesinde 15.01.2018 tarihli kesinleşme şerhi ile boşandıkları, davacının dava dilekçesindeki talepleri dikkate alındığında istemin edinilmiş malların tasfiyesi nedeniyle alacak isteminden ibaret olduğu, 01.01.2002 öncesine ilişkin herhangi bir katkısının olduğunun ileri sürülmediği, iş bu tarihten önce edinilen malların davalının kişisel malları olacağı, 01.01.2002'den sonra edinilen ve boşanma dava tarihi olan 17.02.2014 arasında edinilen mallar ise yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu, aksini iddia eden tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiği, evlilik birliği içerisinde edinilen ve boşanma dava tarihi sırasında mevcut olan araçlardan kaynaklı makine mühendisi tarafından tanzim edilen raporda muhtemel karar tarihine göre tespit edilen değerler dikkate alındığında; 44 UU ..., 06 GUN ..., 07 ZJ ..., 31 NAM ..., 42 UE ..., 06 Y ..., 42 UF ..., 38 ZK ..., 06 FE ... plakalı araçların toplam değerinin yarısı üzerinde davacının katılma alacağı bulunduğundan 417.000,00 TL katılma alacağının araçlardan kaynaklandığı, Yine Yeni Mah. 795 ada 400 parsel 3 nolu bağımsız bölüm ve 8 nolu bağımsız bölüm (garaj) sayılı taşınmazın karar tarihindeki toplam değerinin 850.000,00 TL olarak belirlendiği; her ne kadar davalı sonradan mesken niteliğindeki 3 nolu bağımsız bölümde iyileştirmelerde bulunduğuna dair beyanda bulunmuş ise bu husus cevap dilekçesinde süresinde bildirilmediğinde; mevcut durumuna göre iş bu taşınmazlarda davacının 425.000,00 TL katılma alacağının bulunduğu yine davaya konu Eskişehir İli Odunpazarı İlçesi ... Mah. 20634 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölümün karar tarihine yakın muhtemel değerinin 799.776,00 TL olarak hesaplandığı, davacının bu taşınmazdan kaynaklı 389.888,00 TL katılma alacağının bulunduğu, diğer taşınmazların edinme tarihleri dikkate alındığında 01.01.2002 öncesi taraflar arasında yasal mal rejimi olan mal ayrılığı dönemimde olduğundan davacının herhangi bir alacak hakkının bulunmadığı, kaldı ki davacı tarafından aksi yönde bir iddianın da bulunmadığı, yine bankalarda davalı tarafından çekilen paraların çekildiği tarih gözetildiğinde; davacıdan mal kaçırma kastıyla olduğu; aksine paraların nereye kullanıldığının bildirilmediği nitelikli hesaplamalar uzmanının raporunda belirttiği üzere T. İş Bankası Akşehir Şubesindeki ve Ziraat Bankası Akşehir Şubesindeki paralardan dolayı davacının 253,85 TL, boşanma dava tarihinden 7 gün önce çekilen para nedeniyle 40.223,72 TL, yine boşanma dava tarihi ile davalı tarafından aynı gün çekilen ve borçlu olduğunu iddia ettiği ...'a verdiğini beyan ettiği para nedeniyle; 1.025....,16 TL katılma alacağının bulunduğu, her ne kadar davalı aşamalarda yurtdışında kendisine paralar geldiğini ve bu paraları kullanarak değerlendirdiğini belirtmiş ise de bu paraları nerede kullandığını somut olarak belirtmediği, tanık olarak dilenen ortak çocuk Hidayet'in beyanından anlaşılacağı üzere davalının sarraflıkta yaptığı, aşamalarda araba alım satımı, fotoğrafçılık yaptığı, dava dışı ...'dan alınan paranın nasıl kullanıldığı, bu para ile hangi malın alındığını hangi maldan kaynaklanan bir borcunun bulunduğu davalı tarafından somut olarak bildirilmediği, soyut beyanlarına itibar edilmeyeceğinden; ispat yükü üzerinde olan davalının aksini ispat edememesi nedeniyle, davacı vekilinin bedel arttırım dilekçesi de dikkate alınarak hüküm kurulduğu gerekçesi; açılan davanın kısmen kabulü ile; 2.298.183,73 TL katılma alacağının işbu karar tarihi olan 30.11.2022'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair bedel arttırım dilekçesindeki talep olan 0,44 TL yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz ve araçların emsallerine göre değerlerinin düşük belirlendiğini, bunlar yönünden hesaplanan katılma alacağının az olduğunu, 01.01.2002'den önce alınan mallarda davacının katkısının olduğunu, zira davalıya ait iş yerlerinde hiçbir ücret almadan çalıştığını, erkeğin zinası nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, bu nedenle lehine 1/2 katılma alacağından fazlasına hükmedilmesi gerektiğini, bankalardaki tüm hesapların incelenmediğini, hükmedilen katılma alacağının az olduğunu, parasal güncelleme raporunda da değerlerin az olarak belirlendiğini, davanın kısmen kabulünün hatalı olduğunu faize de dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini, Şekerbank ve Akbank olmak üzere Akşehir'de bulunan tüm bankalarda bulunan davalıya ait hesapların tespit edilerek tüm taşınır ve taşınmaz mallar için tasfiyeye karar verilmesi gerektiğini, Selçuk Mahallesi 1137 ada 7 parsel 9 nolu taşınmaz için katılma alacağı hesaplanmamasının hatalı olduğunu belirerek davanın reddedilen kısmı ve katılma alacağının miktarı ile reddedilen katkı payı alacağı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davalı tarafından yapılan iyileştirmelerin dava tarihinden sonraki döneme ait olması nedeni ile cevap dilekçesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle bu iyileştirmelerin davalı lehine dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, dava konusu araçların oto galericilik yapması nedeni ile ticari emtia olarak değerlendirilerek tasfiye dışı bırakılması gerektiğini, Akşehir Yapı Kredi Bankası'nda bulunan 20.250,00 TL'nin 44 FY ... plakalı aracın satışından elde edilen para olup, bu para ile de 12.02.2014 tarihinde 06 FE ... plakalı aracın alındığını, dolayısıyla mükerrer hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davalıya ait tüm mal varlığının ... tarafından kendisi adına Antalya'da arsa alınması için gönderilen para olduğunu, Şekerbank'taki 500.000,00 TL paranın gerçek sahibinin de ... olduğunu, davacının emanet verilen para ile alınan takıları götürmesine rağmen bu takıların paylaşmaya dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, yine davacıda bulunan ev eşyalarının paylaşmaya dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, ...'ın emaneten gönderdiği para karşılığında 135.000 Euro'nun ödendiğini, halen bu şahsa 65.000 Euro borç olduğunu, Şekerbank'taki 516.000,00 TL para yönünden davacı lehine katılma alacağı hesaplanmasının hatalı olduğunu, belirterek davanın kabul edilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 29.06.1984 tarihinde evlendikleri, 17.02.2014 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek iş bu kararın 15.01.2018 tarihinde kesinleştiği, davalıya ait Selçuk Mahallesi 1137 ada 7 parselde bulunan zemin kat 9 numaralı bağımsız bölümdeki 1/2 hissenin 09.01.1995 tarihinde davalı adına edinildiği, Kara Bulut Köyü 2882 parsel (3115 parsel) taşınmazın 29.05.1990 tarihinde davalı tarafından edinildiği, her iki taşınmazın mal ayrılığı rejimine tabi olduğu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında, mal ayrılığı rejimine tabii mallara davacının ne suretle somut katkıda bulunduğunun açıklanmaması karşısında bu taşınmazlar yönünden davacı lehine tasfiye alacağına hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı, davalı, ... isimli kişi tarafından 27.06.2002'de arsa alınması için kendisine para gönderildiğini, ancak arsa alınamayınca paranın değerlendirilmesi amacıyla bu paranın 16.07.2002 tarihinde hesaptan çekildiğini, yaklaşık 9 yıl boyunca paranın üzerinde çeşitli mallar edinilmek suretiyle tasarrufta bulunduğunu ve 07.10.2011 tarihinde bu para ile Şekerbak'ta altın hesabı açıldığını, arkadaşı olan ... tarafından kendisine gönderilen paranın değerinin kaybolmaması amacıyla tasfiyeye konu adına kayıtlı tüm mal varlığının alındığını, dolayısıyla davacının hiçbir katkısının olmadığını, hatta bu şahsın gönderdiği paranın yıllar içinde değerlendirilerek 600.000,00 TL' ye ulaştığını, 500.000,00 TL'sinin ...'a ödendiğini, halen bu şahsa 65.000 Euro borcunun olduğunu iddia etmiş ise de, para 16.07.2002 tarihinde hesaptan çekildikten sonra, Şekerbank'taki altın hesabı açılıncaya kadar geçen süre gözetildiğinde, davalının Şekerbank'taki hesabın açılmasında kullanılan paranın, ... tarafından gönderilen para olduğunu ve dava konusu mal varlığını bu para ile aldığını somut delillerle ispatlayamadığı, bu paranın borç olarak alındığı hatta bir kısmının ödendiği, dolayısıyla davalının kişisel malı olarak kabul edilemeyeceği gibi kalan 65.000 Euro'nun da edinilmiş mallara ilişkin borç olmadığı anlaşılmakla, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, tasfiyesine karar verilen araçların 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, bu araçlardan 42 UE ... plakalı araç dışındaki diğer araçların boşanma davası açıldıktan sonra devredildiği, boşanma dava tarihinde davalı adına kayıtlı olması sebebi ile tasfiyeye dahil edilmesinde isabetsizlik olmadığı, 42 KL 278 plakalı aracın taraflar evlenmeden önce 24.09.1980 tarihinde edinildiği, dolayısıyla tasfiyeye dahil edilmemesinde isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalı, bu araçların galericilik yapması nedeniyle ticari faaliyetinden kaynaklı kişisel mal olduğunu iddia etmiş ise de, 4721 sayılı Kanun'un 221 inci maddesi gereğince, eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebi ile doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken mal varlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebileceklerinin düzenlendiği, dolayısıyla madde lafzından da anlaşılacağı üzere bu araçların davalının işletmesinin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mal olduğu, taraflar arasında bu araçların kişisel mal sayılacağına dair herhangi bir sözleşme yapıldığının iddia edilmemesi karşısında araçların edinilmiş mal kabul edilmek suretiyle, 27.07.2022 tarihi itibariyle belirlenen değerleri üzerinden tasfiye alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı kabul edildiği, dava konusu Akşehir İlçesi 795 ada 400 parselde bulunan 3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölüm ile 8 nolu garaj niteliğindeki bağımsız bölümün 04.10.2007 tarihinde davalı adına edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, işbu dava açıldıktan sonra davalı tarafından 3 nolu bağımsız bölümde bir takım iyileştirmeler yapıldığının iddia edildiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davalının yaptığı iyileştirmeler ile ilgili iddianın cevap dilekçesinde ileri sürülmediğinden bahisle dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de, 24.05.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda ........2015 tarihinden sonra taşınmazın dış cephesinin yenilendiği, doğalgaz hattının getirildiği, cam balkon yapıldığı, dolayısıyla cevap dilekçesinin verildiği tarihten sonra yapılan iyileştirmelerin dikkate alınmamasının hatalı olduğu, buna göre, taşınmazın boşanma davasının açıldığı tarihte bu iyileştirmelerin henüz yapılmamış olması sebebi ile mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihindeki durumu dikkate alınarak muhtemel karar tarihinde dava konusu 3 nolu bağımsız bölümün değerinin 700.000,00 TL olduğu, 8 nolu bağımsız bölümün 50.000,00 TL olup, her ikisinin toplamı üzerinden davacının katılma alacağının 375.000,00 TL olduğu gözetilmeden karar verilmesi hatalı olmakla davalının bu yöndeki istinafının yerinde olduğu, dava konusu Eskişehir İli Odunpazarı İlçesi Yıldıztepe Mahallesi 5436 ada 18 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm (... Mahallesi 20634 ada 8 numaralı parsel 3 nolu bağımsız bölümün) 07.10.2009 tarihinde davalı adına edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, bu taşınmazın İlk Derece Mahkemesinin muhtemel karar tarihine yakın tarihteki değerinin yarısı üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, davalı adına Yapı Kredi Bankası Akşehir Şubesi'nde bulunan 20.000,00 TL paranın 10.02.2014 tarihinde yani boşanma davası açılmadan 7 gün önce davalı tarafından çekildiği, ancak bu paranın davalıya aynı gün .... tarafından gönderildiği, davalının 18.07.2022 tarihli dilekçe ekinde sunduğu araç satış sözleşmesine göre 44 FY ... plakalı aracın 10.02.2014 tarihinde davalı tarafından ...'a satıldığı, aynı tarihte de ... tarafından davalının Yapı Kredi Bankası'ndaki hesabına 20.000,00 TL havale edildiği, bu para 10.02.2014 tarihinde çekildikten sonra tasfiyeye dahil olan 06 FE ... plakalı aracın 12.02.2014 tarihinde alındığı, banka kayıtlarının davalının iddiasını doğruladığı, hal böyle olunca Yapı Kredi Bankası'nda bulunan paranın güncellenerek tasfiye alacağına dahil edilmesinin hatalı olduğu, davalının bu yöndeki istinafının yerinde olduğu, Yapı Kredi Bankası'ndan çekilen para yönünden davacı lehine tasfiye alacağına hükmedilemeyeceği, her ne kadar davalı, Şekerbank'ta bulunan paranın aslında arkadaşı ...'ın parası olduğunu, daha sonra arkadaşına bu paradan 500.000,00 TL ödeme yapıldığını iddia etmiş ise de, Şekerbank'ta bulunan 516.432,11 TL'nin 17.02.2014 tarihinde davalı tarafından bankadan çekildiği, bu tarihin taraflar arasındaki boşanma dava tarihi olduğu, aradan bir yıl geçtikten sonra 2015 yılı şubat ayında ... isimli şahsa 500.000,00 TL ödendiği tanık olarak dinlenen ... tarafından ifade edilmiş ise de, yukarıda da açıklandığı üzere Şekerbank'taki paranın kaynağının ...'a ait para olduğunu kabule yeterli delil olmadığı gibi Şekerbank'tan para çekildikten yaklaşık bir yıl sonra ...'a ödenen 500.000,00 TL'nin de Şekerbank'tan çekilen para olduğunun davalı tarafça somut delillerle ispatlanamaması karşısında 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesi kapsamında değerlendirilerek tasfiye alacağına dahil edilmesinde isabetsizlik olmadığı, davalı adına bankalarda bulunan paralar yönünden 22.06.2022 tarihli hesap bilirkişi raporunda, paraların TÜFE'ye göre güncellemesi yapılarak güncel değerlerinin belirlendiği, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre, denkleştirici adalet ilkesi gereğince banka hesaplarında bulunan paranın TÜFE artışları, işçi ve memur ücretlerindeki artışlar, döviz kurları, altın fiyatlarındaki artış oranları, Merkez Bankası'ndaki faiz oranları gibi parametrelerin ortalamaları alınarak yapılması gerektiği, ancak bilirkişi tarafından Tüfe oranına göre belirlenen, paranın güncel değerine davacının 06.07.2022 tarihli dilekçesinde itiraz etmediği gibi İş Bankası ve Ziraat Bankası Akşehir Şubeleri'nde bulunan paraların da güncel değerinin belirlenmesi gerekirken belirlenmediği, ancak davacının rapora bu yönüyle de itiraz etmediği, zira bilirkişi raporunun davacıya tebliğinden sonra davacının 6100 sayılı Kanun'un 281 inci maddesi gereğince süresi içinde rapora bu yönleriyle itiraz etmemesi sebebi ile bilirkişi raporunun belirlenen bu hususlarda davacı bakımından kesinleştiği, dolayısıyla İş Bankası ve Ziraat Bankası Akşehir Şubesi ile Şekerbank'ta bulunan para yönünden davacı lehine belirlenen tasfiye alacağı miktarında isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalı, davacının beraberinde götürdüğü birikim yapma amacıyla alınan altınlar ile davacıda bulunan ev eşyaları yönünden külli tasfiye yapılmamasını istinafa sebebi yapmış ise de, davalının bu altınlar ve eşyalar yönünden cevap dilekçesinde takas mahsup definde bulunmadığı gibi usulüne uygun harç yatırılarak açılmış bir karşı davasının da bulunmadığı, davacının bu hususta açık muvafakatinin de olmadığı, davalının cevap dilekçesinde sadece davacıya ait taşınmazlar yönüyle külli tasfiye talep ettiği anlaşılmakla davacıda bulunduğu iddia edilen altın ve eşya yönünden külli tasfiye yapılmamasında isabetsizlik olmadığı , davalı tarafından açılan birleşen davada, davacı adına kayıtlı 1219 ada 440 parsel ve 910 ada 274 parsel yönünden tasfiye talep edilmiş ise de, bu davadan daha sonra feragat edildiği, tarafların davalının zinası nedeni ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince zina nedeniyle boşanma halinde kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, tasfiyeye konu mal varlığının zina eden davalı adına kayıtlı olması sebebi ile davalının artık değerdeki pay oranının azaltılması veya kaldırılmasının mümkün olmayacağı, bu düzenlemenin ancak zina eden eşin kayıt maliki olmayan eş olması halinde uygulama imkanı olacağı gözetilerek davacının, davalının tasfiyedeki pay oranının azaltılması yönündeki talebinin yerinde olmadığı, tasfiye anının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olması sebebi ile bu tarihten itibaren faize hükmedilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının faiz yönünden itirazının yerinde olmadığı gerekçesi ile davacının tüm istinaf taleplerinin reddine, davalının istinafının kısmen kabulü ile dava konusu araçlar yönünden 417.000,00 TL katılma alacağı, 795 ada 400 parselde bulunan 3 ve 8 nolu bağımsız bölümler yönünden 375.000,00 TL katılma alacağı, Eskişehir'de bulunan taşınmaz yönünden 389.888,00 TL katılma alacağı, İş Bankası ve Ziraat Bankası Akşehir Şubeleri'ndeki para yönünden 253,85 TL katılma alacağı, Şekerbank'tan çekilen para yönünden 1.025.816,16 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 2.207.958,01 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdükleri sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu belirterek davanın reddedilen kısmı ile katılma alacağının miktarı yönünden yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdükleri sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu belirterek davanın kabul edilen kısmı ile katılma alacağının miktarı yönünden yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kişisel mal savunması, faiz, güncel değer, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.