"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1619 E., 2022/1635 K.
KARAR : İstinaf başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/838 E., 2021/567 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu ve nüfus kayıtlarına göre ortak çocuk olarak görünen Yiğit Ayaz'ın kadının dini nikahla birlikte yaşadığı dava dışı üçüncü kişiden olduğunu, tarafların ortak çocuklarının Ülkü Nefes olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu, hakaret ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Ülkü Nefes'in velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, asıl dava dilekçesinde dayandıkları vakaları tekrarla birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkek aleyhine boşanma davası açtığını, davanın derdest olduğunu ve her iki davanın birlikte görülmesi gerektiğini, erkeğin, önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, borcu olduğunu söyleyerek ziynet eşyalarını aldığını ve iade etmediğini, baskıcı olduğunu, ortak konuttan kovduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini ve bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, ortak çocuğu ve kadının önceki evliliklerinden olan çocuklarına kötü davrandığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, borcu olduğunu söyleyerek ziynet eşyalarını aldığını ve iade etmediğini, baskıcı olduğunu, ortak konuttan kovduğunu iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar Ülkü Nefes, Sude Naz ve Yiğit Ayaz yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, ortak konutun kadına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan çocuklarına psikolojik baskı uyguladığı, onlara cezalar verdiği, tek ayak üzerinde durdurduğu, karanlık odada bıraktığı, oyuncaklarını sakladığı, yemek yerken konuşmalarına izin vermediği, televizyon izlemelerini ve kollarını masaya koymalarını yasakladığı, banyo yapmalarını süreye bağladığı ve süre aşıldığında kombiyi kapattığı, sürekli çocuklara bağırdığı, hakaret ettiği ve onları aşağıladığı, kadının ise hakaret içeren cümleler sarf ettiği, aşağılayıcı ifadeler kullandığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat talebinin reddine, ağır kusurlu olan erkeğin, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü dikkate alınarak kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası, 450,00 TL yoksulluk nafakası, tarafların ortak çocuğu Ülkü Nefes'in anne yanında kalmasının fikri, bedeni ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuk Ülkü Nefes'in ve Yiğit Ayaz'ın velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk Ülkü Nefes ile baba arasında her ayın 1 inci ve 3üncü hafta sonu Cumartesi günü 10.00 ile Pazar günü 18.00 saatleri arasında, her yıl 1 Ağustos günü 10.00 ile 20 Ağustos günü 18.00 saatleri arasında, Dini Bayramların 2 inci günü 10.00 ile 3 üncü günü 18.00 saatleri arasında, her yıl ara tatillerde tatilin 1 inci günü 10.00 ile 4 üncü günü 10.00 saatleri arasında, her yıl sömestr tatillerinde tatilin 3 üncü günü 10.00 ile 10 uncu günü 18.00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası, 450,00 TL iştirak nafakası, her ne kadar nüfus kayıtlarına göre Yiğit Ayaz'ın tarafların ortak çocuğu olduğu anlaşılsa da biyolojik babanın ... erkek olmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığından Yiğit Ayaz ile ... erkek arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, yine her ne kadar kadın tarafından Yiğit Ayaz ve Sude Naz isimli çocukları için de nafaka talebinde bulunulmuşsa da adı geçen çocukların biyolojik babasının ... erkek olmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, bu nedenle biyolojik baba olmayan erkeğin iştirak nafakası ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı dikkate alınarak kadının adı geçen çocuklar yönünden iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kusurlu olan kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ortak çocukla kurulan kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarlarının az olduğu, ortak çocukla baba arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, asıl davada yargılama giderlerinin kadın aleyhine yüklenmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, kişisel ilişki ve yargılama gideri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan delilleri kapsamında boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışlar ile kusur derecelerinin doğru şekilde tespit edildiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ortak çocuk Ülkü Nefes'in yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, düzenlenen sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, velâyetin anneye verilmesinde, baba ile kişisel ilişki kurulmasında ve süresinde bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanma davası açılmasıyla kadın ve yanında bulunan çocuk yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 169 uncu maddesi hükmü uyarınca tedbir nafakasına, düzenli bir işi ve geliri olmayan, boşanmakla yoksulluğa düşecek kadın lehine aynı Kanunu'nun 175 inci maddesi hükmü uyarınca yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadın ise az kusurlu olduğu ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şartlarının oluştuğu, erkeğin tazminat talebinin reddi ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kusur durumu, kusurun niteliği, paranın satın alma, erkeğin ödeme gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yerinde ve yeterli olduğu,boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az da olsa kusurlu olması sebebiyle erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, asıl davanın kabulü sebebiyle erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki yönünden kararın bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından katılma yoluyla Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki yönünden kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı ve kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevi tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Ülkü Nefes yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı- davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat, manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (3), (4) ve (5) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene davacı-davalıya yükletilmesine,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalı-davacıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.