"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/599 E., 2022/2804 K.
DAVA TARİHİ : 22.06.2020
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siverek Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/157 E., 2021/535 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın (asıl) dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin hakaret ettiğini, başka bir kadın ile yaşadığını belirterek tarafların boşanmalarına ve velâyetin tarafına tevdiini talep etmiştir.
2-Davacı kadın vekili 01.02.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalının resmi nikah kıyıldıktan sonra imam nikahlı eşini evden göndermediğini, hakaret, beddua, tehdit edip fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, aylık 1000.00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, faizi ile 50000.00 TL maddî, 20000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; başlangıçta tarafların imam nikahlı yaşadıklarını, davacı kadının sürekli baba evine gittiğini, uzun süre gelmediğini, çocukla ilgilenmediğini, müvekkilinin imam nikahlı evlendiğini bildiği halde kendisine resmi nikah yapılması şartıyla eve döndüğünü, resmi nikah kıyıldıktan sonra altınları da alarak evi terk ettiğini belirterek boşanma talebinin kabulüne karar verilmesini aksi halde velâyetin davalı babaya tevdiini, ayrıca kadının götürdüğü altınların iadesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili ıslaha cevap dilekçesinde; ıslahı kabul etmediğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliği devam ederken başka bir kadın ile imam nikahlı olarak evlendiği, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, fiili ayrılık sürecinde çocuğun anne ile birlikte kalmış olması ile küçüğün anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyulduğu yaşta olması dikkate alınarak velâyetin davacı anneye tevdiine, aylık 350,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, koşulları oluştuğundan aylık 350,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 18.000,00 TL maddî 16.000,00 TL manevî tazminata, davalının usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet eşyası davası bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kısmen kabule rağmen vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kısmen kabule rağmen vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönlerinden yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı ve çocuk yararıına nafaka takdirinin ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, davacının taleplerinin kısmen kabulüne rağmen davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı erkek vekilinin adli yardım talebinin KABULÜNE,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.