Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3885 E. 2024/1973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ve miktarının tespiti uyuşmazlığı bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve yargılama sürecinin hukuka uygun olduğu, taraf vekillerinin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1528 E., 2022/2473 K.

DAVA TARİHİ : 07.09.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Doğubayazıt 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/297 E., 2020/71 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesi ile, erkeğin sürekli hakaret ve küfür ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını,kovduğunu, 27.08.2018 tarihinde öldürmeye çalıştığını, darp ettiğini,kadının hayatına kast ettiğini, kadının kardeşleri hakkında asılsız suç ihbarında bulunduğunu, kumar oynadığını, sorumsuz ve tutarsız olduğunu,kredi kartı harcamalarını ödemediğini, kadını borç batağına sürüklediğini, kazancını gece hayatı, kumar ve alkol için harcadığını, alkollü halde ev eşyalarına zarar verdiğini, evi terk edip günlerce eve gelmediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksullluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili karşı dava ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, kadının kardeşi ile arasında iş ilişkisinden kaynaklı sorunları kadının kişiselleştirip anlaşmazlık çıkarttığını, iftira etmediğini sadece suç ihbarında bulunduğunu, kardeşi ile iş ilişkilerini sonlandırmasından sonra anlaşılması imkansız bir şekilde müvekkili ile geçinemediğini, ufak meseleleri büyütüp sıkıntı çıkarttığını, müvekkilinin uzun yoldan geldikten sonra eşini evde hiç bulamadığını, söylediği halde davacı eşinin eve gelmediğini, belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, lehine 70.000,00 TL manevî ve 70.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesin

e dayanarak hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma isteminde bulunduğu, her ne kadar dinlenen davacı karşı davalı tanıkları 27.08.2018 tarihi gece yarısı eşlerin ortak konutunda yaşanan hadisede davacı kadının kendilerini çağırması üzerine eve gittiklerinde Maksut'un elinde ve/veya yerde bıçak olduğunu gördüklerini beyan etmişlerse de, soruşturma dosyasında yer alan ve kolluk tarafından tutulan 27.08.2018 tarihli olay tutanağında eve kapıyı açan davalı karşı davacı erkekle birlikte girildiği belirtildiği ancak tanık anlatımları gibi cereyan eden bir husus veya olguya tutanakta yer verilmediğinin anlaşıldığı, öte yandan savcılıkça yürütülen soruşturma neticesinde davacı karşı davalı kadında darp ve cebir izine rastlanmadığına dair adli raporlar bulunması ve soyut iddia dışında somut ve inandırıcı delil elde edilememesi sebebiyle takipsizlik kararı verildiği, soruşturma dosyasına aykırı kalan tanıkların davalı karşı davacının elinde veya evin giriş kısmında holde yer bıçak olduğuna dair beyanları inandırıcı görülmeyerek bu beyanlara itibar edilmediği, kaldı ki tanıkların da davacı karşı davalı kadında darp ve cebir izi gördüklerine dair bir beyanları olmadığı gerekçesi ile kadının hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuksal sebebine dayalı boşanma istemi usulünce ispat olunamadığından bu sebebe dayalı boşanma davasının reddine karar verdiği, dinlenen tanık anlatımlarından, davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliği devam ederken engel durum olmadığı halde çalışmadığı ve evin geçimine maddî katkı sağlamadığı, evin geçiminin davacı kadın tarafından sağlandığı, davacı karşı davalı kadından sürekli para talebinde bulunduğu keza kişisel harcamalarının davacı karşı davalı kadın tarafından karşılandığı, tır şoförlüğü yapan davalının bu işe işyeri ücret bordrolarından ve tanık beyanından da anlaşıldığı üzere 2018 yılı eylül ayında başladığı, bu şekilde davalı karşı davacının çalışmayarak birliğin giderlerine katılma yükümünü ihmal ettiği, yine davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliği içerisinde sorun yaşanmasına sebebiyet verecek şekilde normalin üstünde alkol alışkanlığı bulunduğu ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, karşı davada erkeğin cevap-karşı dava dilekçesinde netice-i talep kısmında boşanma istemi bulunmadığı usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de olmadığından davalı karşı davacı erkeğin boşanma istemi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı erkek dilekçesinde maddî ve manevî tazminat isteminde bulunmuş ise de, maddî ve manevî tazminat isteminde bulunan tarafın boşanmaya sebep olan olaylarda kusurunun bulunmaması veya daha ziyade kusurlu olmaması gerektiği, toplanan deliller ve özellikle tanık anlatımlarına göre davacı karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı kanıtlanamadığı erkeğin tam kusurlu olduğu, bu sebeple davalı karşı davacı erkeğin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesi ile asıl davaya ilişkin olarak 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesine uyarınca açılan boşanma isteminin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına

yönelik boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına, kadının yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin tarafından açılan karşı davanın talep kısmında açıkça boşanma istemi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesine uyarınca açılan boşanma isteminin reddine karar verilmesi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin normalin üzerinde alkol alması ve birliğin giderlerine katılma yükümlülüğüne katılmayı ihmal etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğin belirlenen kusurlarının yanında eşine fiziksel şiddet uyguladığının da anlaşıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşama yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği o halde ilk derece mahkemesince, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, diğer istinaf taleplerinin usule ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesine uyarınca açılan boşanma isteminin reddine karar verilmesi, maddî ve manevî tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 162 nci maddesinde düzenlenen hukuki sebeplere dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 162 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edelere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.