Logo

2. Hukuk Dairesi2023/388 E. 2023/2905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının uygunluğu ve erkeğin tazminat talebinin reddinin yerindeliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunduğu, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu ve erkeğin tazminat talebinin reddinin isabetli olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/47 E., 2022/1747 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/801 E., 2019/628 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer yönlere, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin eşine maaşını hiç söylemediğini, evin, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, evde toplu halde tedavülden kaldırılmış eski paralar bulduğunu, kumar alışkanlığı olduğunu, kahvede zaman harcadığını, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli borcu olduğunu, borçlarının sebebini de söylemediğini, çocukların düğünlerine maddî destek sağlamadığını, kızının düğünde takılan altınları istediğini, vermeyince şiddet uygulayıp evden kovduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, eşinin bitmek tükenmek bilmeyen fahiş ihtiyaçlarını karşılamak için geceli-gündüzlü çalışmak zorunda kaldığını, emekli maaş kartını ve ikramiyeyi eşine verdiğini, peyderpey eşine çeşitli ebatlarla aldığı ziynetleri bozdurarak ... aldığını, eşi yüzünden borçların artması nedeniyle kredi çekerek tüm borçları bir bankada topladığını, ziynetlerin hayvan alımında kullanıldığını, kadının ev, araba, ... aldırdıktan sonra borç batağına sürükleyerek dava açtığını, psikolojik şiddet uyguladığını, 1999 yılından beri ayrı yattığını, habersiz tatillere gittiğini, kızlarının nişanından sonra evde yemek yapmadığını, kadının televizyon programlarına seyirci olarak katılıp gelir elde ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadının davasının reddine, erkek yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, maaşını eşinden gizlediği, kadına para verirken zorluk çıkarttığı, özel ihtiyaçlarını karşılamak istemediği, ekonomik şiddet uyguladığı, eve geç geldiği, bankalara borç yaptığı, kadının ise eşi ile uzun yıllardır aynı yatakta yatmadığı, erkeğin yatak odasından başka bir odada yatmak zorunda kaldığı, gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanmakla eşinin maddî desteğinden yoksun kalacağı dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak kadının manevî tazminat talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, belirlenen kusurların manevî tazminatı gerektirdiği, belirlenen nafaka ve maddî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının cinsellikten kaçındığı, yemek yapmadığı, ekonomik şiddet uyguladığı, kadın yararına hükmolunan nafaka ve maddî tazminatın haksız olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca usulüne uygun sunulan dilekçelerinde dayanılan, çekişmeli vakıa olarak belirlenerek hükme esas alınan ve taraflara yüklenen kusurlar somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları, dosya kapsamında sunulan tüm deliller ile kanıtlandığından bu kusurların yüklenilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, erkeğin, kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında, kumar oynadığı vakıasının da ispatlanmış olmasına rağmen bu vakıanın da erkeğe kusur olarak yüklenilmemesinin isabetli olmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve erkeğe yüklenen kusurlar yönünden kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan kadının, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olaylarda ağır kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatlerini zedelediği, erkeğin kumar alışkanlığı ve bankalara borcu nedeniyle icra tehdidi nedeni ile kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, kadının manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri hükmü uyarınca kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu, ancak miktarlarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin ise isabetli olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer yönlere, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenilen kusurların ispatlanamadığı, ispatlanmayan vakıaların kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı, kadının bitmek tükenmez talepleri nedeniyle borca sürüklendiği, aynı odada ve yatakta yatmadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, banka borçlarına bakıldığında kadının ihtiyaçlarını karşılamak için çekildiğinin belli olduğu, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakaların hatalı ve miktarlarının yüksek olup olmadığı ile erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.