Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3897 E. 2024/1976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1522 E., 2023/347 K.

DAVA TARİHİ : 15.11.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/1045 E., 2020/470 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların cinsel hayatının olmadığını, cinsel sorunlarını kendisinden sakladığını, erkeğin bunu sorun ederek eşine şiddet uyguladığını, erkeğin kadınlık organıyla ilgili ameliyat olduğunu, sadece erkeklik organını bıraktığını, önceki isminin Aysel olduğunu, ameliyattan sonra Veysel olarak değiştirdiğini, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ortak konuttan kovduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen davacının iddialarının doğru olmadığını, kadının ortak konutu bilerek terkettiğini, davacının davalıyı ekonomik bir kaynak olarak kullandığını, evlilik tarihinden önceki yıllarda davalı tarafından davacıya İstanbul'da taşınmaz devredildiğini, davacı adına kayıtlı tüm taşınmazların kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, asıl mağdurun davalı olduğunu belirterek bu nedenle tazminata da hükmedilmemesine bu nedenlerle boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya 'maddî güç bende' diyerek aşağıladığı ve tehdit ettiği, davacının da davalının cinsel hayatı ile ilgili haksız ve onur kırıcı söylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan bu olaylarda davacının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin şartları oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve nafaka taleplerinin reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; vekâlet ücreti, tedbir nafakası yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; davacı kadına "davacının da davalının cinsel hayatı ile ilgili haksız ve onur kırıcı söylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olaylarda davacının ağır kusurlu olduğu" gerekçesi ile kusur yüklenmiş ise de; davacı kadının dava dilekçesindeki " erkeğin cinsel sorunlarının bulunduğu ve bu nedenle cinsel ilişkinin gerçekleşmediğine" yönelik iddialarına karşı, davalı erkek vekilince verilen cevap dilekçesiyle savunma kapsamında "kadının bu iddialarının haksız, onur ve haysiyet zedeleyici ve ahlaka mugayir olduğu ve bu hususta maddî ve manevî tazminat haklarını saklı tuttuklarını" belirterek, kadının bu iddialarını kabul etmediklerini ifade ettikleri, dolayısıyla erkek vekilinin dava açılması ile birlikte ortaya atılan bu iddialar karşısında savunma kapsamında bu cümleleri yazdığı, aynı dilekçede kadının haksız olarak evden ayrıldığı, eşini ekonomik manada bir kaynak olarak kullandığı ve kötü niyetli olduğu belirtilerek, kadının kusurlu davranışlarının izah edildiği, özetle davalı erkek vekilince davacı kadın tarafından boşanma davası açılmadan ve ayrılık yaşanmadan önce erkeğe karşı bu isnatların yapıldığı ve ayrılığın bu sebeple gerçekleştiğinin iddia edilmediği, sadece davacının bu iddialarının doğru olmadığının ifade edildiği, buna rağmen ilk derece mahkemesince kadının "erkeğin cinsel sorunlarının bulunduğu ve bu nedenle cinsel ilişkinin gerçekleşmediğine" yönelik iddialarının haksız olduğuna dair ve inkar mahiyetindeki erkek vekilinin savunma kapsamında sunduğu cevap dilekçesi esas alınarak, kadına bu kusurların yüklenmesinin doğru olmadığı, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği, kadına yüklenen bu kusurların gerekçeden çıkartılarak kusur durumunun düzeltilmesinin uygun olacağı, kadına ayrılık sebebiyle bir kusur yüklenemeyeceği, erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, erkeğin kusurları nedeniyle kadının boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşecek kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmemesinin de doğru olmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf taleplerinin reddine, davacı kadının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararında kadına yüklenen kusurların gerekçeden çıkartılmasına, kusur durumunun erkeğin yaşanan ayrılıkta tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararına toptan 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî ile 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazmınatlar, tedbir, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve toplu yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, vekâlet ücretinin doğru takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.