Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3939 E. 2023/5839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının (nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve fazladan ödenen nafaka bedelinin tahsili) tanınması ve tenfizi talebinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, temyiz istemi reddedilmiş ve karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/6 E., 2023/196 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile esas hakkında

yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/173 E., 2021/683 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tanıma ve tenfiz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kızı davalı ...'ye nafaka ödeme zorunluluğunun Almanya Mönchengladbach Asliye (Aile) Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli 26 F 47/17 sayılı hükmü gereğince 2016 Eylül ayından itibaren kaldırıldığını, kararda kesinleşme ve apostil şerhinin bulunduğunu, ilgili Mahkemece hüküm altına alınan hususlar uyarınca, baba tarafından Eylül 2016 tarihinden itibaren ödenen 3.756,00 Euro tutarındaki nafaka bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğini, ayrıca ilgili dava masraflarının ve işlemiş faizin davalı tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, davacının fazladan ödediği nafaka bedeli olan 3.756,00 Euro, mahkeme masrafı ve faiz için 1.430,58 Euro ve 2.261,91 Euro'nun davalıdan tahsiline kararının Türkiye'de de geçerli olabilmesi için tanınması ve tenfizine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, talebin kanunun aradığı tenfiz şartlarını taşımadığını, ...Üniversitesinde öğrenci olup eğitimini sürdürdüğünü, halen yardım nafakasına ihtiyacı olduğunu, kararın kesinleşmesinin ve içeriğinin Türk Hukukuna aykırılıklar teşkil ettiğini, o tarihten sonra davalıya ödenen nafaka olmadığını, davacının bu yöndeki talebinin yersiz olduğunu, her ne kadar Alman Mahkemesince nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş ise de davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiğinden sağlıklı bir kesinleşme kararından bahsedilmesinin mümkün olmadığını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2021 tarihli kararı ile ödenen bir nafakanın iadesine mevzuatımızda ve yerleşik içtihatlarımızda ahlaki bir ödevin yerine getirilmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle cevaz verilmediğini ayrıca 1983 Türkiye'de yürürlüğe giren 1973 tarihli Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Kanuna Dair La Haye Sözleşmesi'nin 8 inci maddesine göre iştirak nafakasında ve yardım nafakasında nafaka alacaklısının mutat mesken hukukunun uygulanması gerektiğini, dava konusu ilamı veren Devletin de sözleşmeye taraf olduğunu, verilen karar gıyapta verilmiş olup hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, yabancı mahkemece verilen ilamın kamu düzenine aykırı bulunduğunu belirterek davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı; davacı vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın tümüyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli kararı ile dosya içerisinde yer alan belgelerden davalının o yer kanunları uyarınca hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrıldığını, bu hali ile verilen kararın kamu düzenine açıkça aykırı bir yanı olmadığını, davalının gıyabında verilen bir hükümden de söz edilemeyeceğini belirterek istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile fazladan ödenmiş nafaka bedeli olan 3.756 Euro, 2.261,91 Euro faiz bedeli ve 1.430,58 Euro mahkeme masrafının davalı tarafından davacıya ödenmesine ilişkin Almanya Mönchengladbach Asliye (Aile) Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli 26 F 47/17 sayılı kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı taraf hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 23.11.2022 tarihli ilamı ile davacı tarafın dava dilekçesindeki ve aşamalardaki açıklamalarından ve dosyaya sunulan belgelerden tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının “Almanya Mönchengladbach-Rheydt Asliye Mahkemesi Aile Mahkemesinin 27.02.2018 karar tarihli, 17 F 247/16 sayılı, 21.03.2018 kesinleşme tarihli ” kararı olduğunun anlaşıldığını, mahkemece; davaya konu tanıma ve tenfizi talep edilen ve davacı tarafça dosyaya sunulan “Almanya Mönchengladbach-Rheydt Asliye Mahkemesi Aile Mahkemesinin 27.02.2018 karar tarihli, 17 F 247/16 sayılı, 21.03.2018 kesinleşme tarihli” nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve fazladan ödenen nafaka bedelinin tahsiline ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken dosyada yer almayan "Almanya Mönchengladbach Asliye (Aile) Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli 26 F 47/17 sayılı -ki bu kararın numarası gerçekte 26 F 47/14’tür-" nafaka bağlanması kararının tanıma ve tenfizi hakkında hüküm kurulmasının doğru görülmediğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla davacının istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, davanın kabulü ile; “Almanya Mönchengladbach-Rheydt Asliye (Aile) Mahkemesinin 27.02.2018 karar tarihli, 17 F 247/16 sayılı, 21.03.2018 kesinleşme tarihli” nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve fazladan ödenen nafaka bedelinin tahsiline ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50 nci, 54 üncü ve 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.