Logo

2. Hukuk Dairesi2023/395 E. 2023/1532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi tazminat miktarının yeterliliği ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile Yargıtay'ın daha önceki bozma ilamı da gözetilerek, maddi tazminat miktarının yeterli olduğu ve bozmaya uyularak verilen kararda karşı taraf lehine kazanılmış hak oluştuğundan vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini beyan ederek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, davacı tarafın nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2020 tarihli ve 2018/887 Esas, 2020/74 Karar sayılı kararıyla; tarafların 2014 yılında barıştıkları 3-4 ay ortak hayatın devam ettiği, sonrasında davalı erkeğin, davacı kadın ve çocuklarla ilgilenmediği, bakım ve ihtiyaçlarını sağlamadığı, davalı erkeğin 2015 yılının başında davacı ve müşterek çocukları bakamadığından bahisle yeniden ...'ya davacının ailesinin yanına gönderdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tamamıyla kusurlu olduğu belirtilerek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluşmadığı gerekçesiyle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafaka ve maddî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2022 tarihli ve 2020/1451 Esas, 2022/949 Karar sayılı kararıyla; kesinleşen kusur durumuna göre davalı erkeğin kadın ve çocuklarla ilgilenmediği, bakım ve ihtiyaçlarını sağlamadığı, 2015 yılının başında kadını ve çocuklarını bakamadığı gerekçesi ile ailesinin yanına gönderdiği, davalı erkeğin kusurlu bu davranışları ile taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, İlk Derece Mahkemesince davacı kadın ve yargılama sırasında 21.05.2020'de ... olan müşterek çocuk ... için takdir edilen tedbir nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, gelir seviyeleri ve yaşantılarına, günün ekonomik koşullarına göre uygun olduğu, sabit gelir ve mal varlığı olmadığı anlaşılan ve boşanma ile yoksul duruma düşecek davacı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, gelir seviyeleri ve yaşantılarına, günün ekonomik koşullarına uygun düşmediği, kadın lehine olacak şekilde yoksulluk nafakası takdiri gerektiği, 21.05.2002 doğumlu müşterek çocuk ... yargılama sırasında 21.05.2020 tarihinde ... olduğundan, müşterek çocuk ... yönünden iştirak nafakasının yetersiz olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun konusunun kalmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe yüklenen ve kesinleşen kusur durumu dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen maddî tazminat miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, gelir seviyeleri ve yaşantılarına, günün ekonomik koşullarına uygun düşmediği, kadın lehine olacak şekilde daha uygun miktarda maddî tazminata karar verilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylar nedeni ile kadının kişilik haklarının zarar gördüğü, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine uygun miktarda manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek kadının manevî tazminat talebinin reddinin toplanan delillere, usul ve kanuna uygun düşmediği gerekçesi ile davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, iştirak nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/5509 Esas, 2022/7032 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile hükmün maddî tazminatın miktarı yönünden kadın yararına bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminata, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda boşanmanın fer'î niteliğinde duruşma açılarak karar verildiğinden davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde, davalı erkeğin birliğin temlinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, müvekkilinin yaşı itibari ile yeniden evlenme ihtimali olmadığı, maddî olarak zedelenen menfaatleri, evliliğin 24 yıldan uzun sürmesi, diğer eşin sosyal güvenlik haklarından yoksun kalması, aile bireylerinin ekonomik özellikleri, müvekkilinin eşine güvenerek öğreniminden ve işinden ayrılması nazara alındığında, maddî tazminatın miktarının az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmasına rağmen lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminatın miktarı ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.