Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3961 E. 2024/2800 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usule uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2751 E., 2023/867 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/152 E., 2021/571 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında evlilik birliğinin hiç bir zaman tam anlamıyla kurulamadığını, ailesinin davalıyla evlenmesini hiç istemediğini ancak buna rağmen davalıyla evlendiğini, fakat davalının bir eş olarak kendisini kabul etmediğini, çalıştığı işleri ve aldığı maaşı sürekli küçümsediğini, neticesinde de hiç bir zaman huzur ortamının olmadığını, davalının, kendisinin ailesi ve akrabalarıyla hiç görüşmediğini, eş olarak kendisine yüklenen sorumlulukları, ortak çocuğun bakım ve gözetimi için gerekli özeni yerine getirmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklara ve kadına sürekli küfür ettiğini, kaba ve sert konuştuğunu, sürekli psikolojik baskı ve hakaretlere maruz kaldığını, evlilik birliğinin devamı ve bu durumun aşılacağı inancıyla erkeğin ailesini ziyaret etmeye devam ettiğini, iddiaların aksine kendisi erkeğin ailesiyle bağ kurmaya çalışırken erkeğin de ailesine akrabalarına, biz Gülay ile boşandık artık birlikte yaşamıyoruz gibi söylemlerde bulunduğunu, erkeğin çalıştığı işleri ve aldığı maaşı beğenmediği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, kendisi için ve ortak çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, devamında yoksulluk ve iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarih ve 2019/92Esas, 2019/699 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili kararı kusur tespiti yönünden istinaf ettiklerini beyanla, tarafların kusur oranlarının tayin ve tespitinde İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 18.02.2021 tarih ve 2021/221 Esas, 2021/371 Karar sayılı kararı ile; 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 56/ ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalı-davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin usulünce araştırılması ve bu hususun bir ön sorun kabul edilmesi ve sonucu uyarınca işlem yapılması, yeniden bir karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması sebebine göre tarafların diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının, erkeğin aldığı maaşı beğenmediği gibi kendisinin de çalışıp maddî destekte bulunmadığı, ev düzeniyle ilgilenmediği, erkeği rahatsız edecek şekilde işteyken telefondan arayarak iş huzurunu bozduğu, erkeğin ailesiyle ilişkilerini olumsuz etkilediği; erkeğin de ortak çocukla yeterince ilgilenmediği, erkeğin, kadını telefondan engellediği; erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ağır kusurlu olan tarafın erkek olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ortak çocuklar için takdir edilen nafaka miktarının çok düşük olduğunu, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına ve maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, ortak çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, kadının reddedilen tazminat ve nafaka taleplerine yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece, "...davalının davacının aldığı maaşı beğenmediği gibi kendisinin de çalışıp maddî destekte bulunmadığı, ev düzeniyle ilgilenmediği, davacıyı rahatsız edecek şekilde işteyken telefondan arayarak iş huzurunu bozduğu, davacının ailesiyle ilişkilerini olumsuz etkilediği hususları ile; davacı erkeğin ortak çocukla yeterince ilgilenmediği, davacının davalı karşı davacıyı telefondan engellediği" gerekçesi ile kadın ağır kusurlu kabul edilerek eşlerin boşanmalarına karar verilmiş ise de sözkonusu tespit ve değelendirmelerin dosya kapsamında sunulan delillerle uyumlu olmadığı; Mahkemece davacı erkeğe yüklenen kusurlar yanında davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığı, erkeğin Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/455 Esas 2018/883 karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmedikleri, kadının şikayetinden vazgeçmesinin af niteliğinde olmadığının anlaşıldığı, kadına izafe edilen "davacının ailesi ile ilişkilerini olumsuz etkilediği ve telefonla arayarak iş yerindeki huzurunu bozduğu" şeklindeki kusurlara yönelik tanık anlatımları, sebep ve saiki açıklanmayan soyut nitelikteki beyanlar olup, bu beyanlara itibar edilmesinin olanaklı olmadığı, davalı erkeğin daha ziyade, kadının ise daha az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur tespiti ile kadının ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, karar gerekçesinin düzeltilmesine karar verildiği, kaldırma kararı öncesinde davalı-davacı kadın tarafından sadece kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğu, böylelikle İlk Derece Mahkemesince verilen karar kusur belirlemesi dışında kalan boşanma, velâyet, iştirak nafakası, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talepleri yönünden istinaf edilmeyerek kesinleştiği, kaldırma kararı sonrasında yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanma davası ve fer'îleri yönünden verilen kararın kesinleştiği gözetilmeksizin, tarafların boşanma davasının kabulü ile yeniden tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine dair hüküm tesisinin doğru olmadığı, ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilmesine, hükmün tüm yönlerden kaldırılmasına; yeniden hüküm kurulmak suretiyle erkeğin ve kadının boşanma davası yönünden verilen hüküm ile velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakası ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebi kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, gerekçenin düzeltilmesine, kadının diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ağır kusurlu olan tarafın erkek olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ortak çocuklar için takdir edilen nafaka miktarının çok düşük olduğunu, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına ve maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini, kararı kusur, ortak çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, kadının reddedilen tazminat ve nafaka taleplerine yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.