"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1574 E., 2022/2013 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akhisar Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/253 E., 2021/441 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların yıllar içerisinde biriktirdikleri 25.000,00 TL değerinde ziynet eşyalarının evde bir çantada muhafaza edildiğini, bu ziynet eşyalarına bakmak istediğinde yerinde olmadığını gördüğünü, kadına bu durumu sorduğunda kadının cevap vermediğini, tekrar sorduğunda bankada olduğunu söylediğini, hangi bankada olduğunu sorduğunda ise yine cevap vermediğini, bu şekilde güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, aralarında bu sebeple çıkan tartışmada tepkisel olarak ziynet eşyalarını kime götürdüysen kendin de oraya git dediğini, bu tartışmadan sonra kadının yaşadıkları ortak konuttan ayrıldığını, bir daha geri dönmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, bahsedilen ziynetlerin düğünden önce ve düğünde takılan kişisel mali sayılan altınlar olduğunu, evlendikten sonra borçları için bozdurulduğunu ve sonrasında yeniden alındığını dolayısıyla yatırım amacıyla alınan altınlar olmayıp kişisel eşyası olduğunu, al altınlarını da bir yerine s.k, evden s.kt.r g.t şeklinde beyanda bulunduğunu, gururunu ve onurunu kırdığını, bozdurulması endişesi ile yerini söylemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına yasal faizi ile birlikte kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının ziynet eşyalarının nerede olduğunu sakladığı, kadının ziynet eşyalarını vermekle yükümlü olmadığı ancak altınların nerede olduğunu sebepsiz olarak saklayarak evlilik içerisinde güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve bu haliyle evliliğin bitmesinde kusurlu olduğu ; kadın her ne kadar erkeğin kendisini küfrederek evden kovması sebebi ile evden ayrıldığını iddia etmişse de dosyada bulunan deliller ve dinlenen tanık beyanları ile ispat edilemediği, erkeğin dava dilekçesi ile kadına altınları nereye götürdüysen oraya git dediği, davalının evden ayrılmasına haklı sebep oluştuğu, erkeğin bu davranışı kadının kusuru sebebi ile oluşan tepki niteliğinde davranış olarak kabul edildiği ve tepki niteliğindeki davranışlar kusur olarak taraflara yüklenemeyeceği, kadının evliliğin bitmesinde evliliğin süresi de gözetildiğinde güven sarsıcı davranışta bulunarak tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 40 yıllık evliliğin kendisine ait altınların yerini söylememesi yüzünden bozulmasının doğru olmadığını, bu altınları satmadığını, eşinin yeniden bozduracağından korktuğu için sakladığını, al altınlarını da bir yerine s.k, evden s.kt.r g.t şeklinde beyanda bulunmuş ve evden kovduğunu, evden kovduğu anda da evin anahtarını ve cep telefonunu bırakta öyle git dediğini, davacının tam kusurlu olduğunu, tam kusurlu olan erkeğin davasının reddinin gerektiğini, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, hükmedilen tedbir nafakası miktarının da az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin dilekçesinde tek dayandığı ve İlk Derece Mahkemesince kusur olarak yüklenilen ziynet eşyalarının nerede olduğunu söylememesi vakıası olduğu, ziynet eşyalarının kadına düğünde takıldığının taraflarca kabul edildiği, ihtilaf olmadığı, bu ziynetlerin borçlar nedeniyle bozdurulup yerine yeniden alındığı, kadının kişisel malı sayılan ziynetlerin, evliliğin süresi ve davalının yaşı da dikkate alındığında yeniden bozdurulacağı korkusu ile eşine yerini söylememesinin güven sarsıcı davranış değerlendirilmesinin hatalı olduğu, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının davalı kadını evden kovmasından kaynaklanmış olduğu, davacı erkek tarafından kadının az da olsa kusurlu bulunduğu ispat edemediği, tarafların fiilen ayrı olması tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirmediği, dosya kapsamında 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkra şartları da oluşmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.