"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/95 E., 2023/572 K.
DAVA TARİHİ : 06.11.2018-09.11.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1186 E., 2021/619 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde; kadının geçimsiz ve sabi olduğunu, erkeğe saygı göstermediğini, erkeğe ve ailesine çok ağır hakaretlerde bulunduğunu, başkalarının yanında da bu hakaretleri devam ettirerek küçük düşürdüğünü, maddî konularda tatminsiz olduğunu, son olayda erkeğin kredi çekerek aldığı ev ile ilgili çıkan uyuşmazlıkta taraflar ve ailelerinin bir araya geldiğini ve kadının burada kaba davrandığını ve ağır hakaretlerde bulunduğunu, erkeğin kadın aleyhine bu nedenle 17.10.2018 tarihinde uzaklaştırma kararı aldığını, tarafların daha önceki bir tartışmasından sonra kadının çocuk yanındayken alkollü araç kullandığını, kadının erkeğin iş yerindeki çalışanları arayarak evdeki huzursuzluğu iş yerine taşıdığını, onlara erkeğin şu an nerede olduğunu, ne yapıyor olduğunu sorup şikayet ettiğini, erkeğin bu nedenle işten çıkartıldığını, kadının kıskanç olduğunu, belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 10.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin evlendiği zaman borçlu olduğunu, kadının evin geçimini sağladığını, 2017 yılı Ağustos ayında tarafların erkeğin ailesinin evine gittiklerini, kadının erkeğin annesi ile birlikte erkeğin telefonundan düğün fotoğraflarına bakarken erkeğin eski sevgilisinden mesaj geldiğini, erkeğin annesinin kadını aldatmaması yönünde erkeği uyardığını, hamileliğin üçüncü ayında erkeğin annesinin kadına kadının ailesinin ortak konuta gelmesi halinde erkeğin babasına söylememesi yönünde tembihte bulunduğunu, kadının bunu kabul etmemesi üzerine çıkan tartışma çıktığını ancak barış sağlandığını, kadın hamileyken ve doğumdan sonra erkeğin kadından kaçtığını, günlerce eve gelmediğini, geldiğinde ise nerede olduğunu açıklamadığını, ilgisiz ve sorumsuz olduğunu, kadına evlilik sözleşmesi imzalatmaya çalıştığını, erkeğin kadından para istemesi üzerine kadının hesabından çekerek erkeğe getirdiğini, erkeğe yaptığı harcamalar hakkında bilgi vermesini isteyince erkeğin kadının boğazını sıktığını ve evi terk ettiğini, kadının bunun üzerine ortak konuta aile konutu şerhi koydurduğunu, tarafların barıştırmak için ortak konuta gelenler önünde kadına hakaretlerde bulunduğunu, en son 17 Ekim'de erkeğin ailesi ile birlikte geldiğini, çıkan tartışmada erkeğin babası ve amcasının kadının üzerine yürüyerek dövmeye kalkıştıklarını, daha sonra evden ayrıldıklarını, kadın hakkında şikayetçi olduklarını ve uzaklaştırma kararı alındığını,erkeğin iş yerinde birlikte çalıştığı Tamara isimli kadın ile ilişki yaşadığını, erkeğin yurt dışına bu kadın ile birlikte gittiği ve dönüşlerinde kadının komşusunun oğlu ile birlikte havaalanında beklediklerini, taraflar havaalanından çıktıktan sonra Tamara'nın evine gittiklerini, daha sonra kadının kapının zilini çalması ile erkeğin üzerinde iç çamaşırı ile kapıyı açtığını, sonra hızla kapıyı kapatıp üzerini giydiğini, kadının boğazına saldırdığını, bu olay ile erkeğin sadakatsiz olduğunun ispatlandığını belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe süregelen şekilde hakaret ettiği, erkeğin ailesini küçümsediği, beğenmediği; erkeğin ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadını yalnız bırakarak ilgisiz olduğu, kusur durumuna göre erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının erkeğin davasına itiraz ettiği ancak kendisi de boşanma davası açtığından itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, çocuğun yaşı gereği anne ve ilgisine muhtaç olması, anne yanında kalmasının gelişimine engel olacağı yönünde delil de bulunmadığı belirtilerek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye çıkartılmasına ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davadaki velâyet ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, birleyen davanın ise reddi gerektiğini, istinaf incelemesinde istinaf itirazlarının hiç incelenmediğini ve tartışılmadığını, kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, sadakatsiz davranışın söz konusu olmadığını, bu iddianın kadının kıskançlığı nedeniyle ortaya atıldığını, gerekçede geçen kamera görüntülerinin sadakatsizliğin ispatına yeterli ve elverişle olmadığını, kadının fiziksel şiddet vakıasına dayanmadığını, bu nedenle bu kusurun yüklenemeyeceğini, ayrıca kadının yalnız bırakma ve ilgisizlik yönünden de bir iddiasının bulunmadığını, kadının ruh halinin çocuğun bakımını üstlenebilecek durumda olmadığını, bu nedenle velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi gerektiği, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığı, kadına yüklenen hakaret etme ve aşağılama kusurlarının erkeğin kusurlarına tepki niteliğinde olduğunu, erkeğin tanıklarının soyut beyanda bulunduğunu, kadının erkeğin asıl davasına itiraz ettikten sonra birleşen dava açmasının Mahkemece itiraz hakkını kötüye kullanma olarak değerlendirilmesinin hata olduğunu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının günümüz koşullarına göre çok düşük kaldığını, ayrıca erkeğin kusur durumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve birleşen davanın kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, velâyete ilişkin kararın ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2017 doğumlu Deni Kemal’in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Mine'ye geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.