"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/214 E., 2023/404 K.
DAVA TARİHİ : 27.11.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/625 E., 2021/829 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin forex ve borsa bağımlısı olduğunu, sürekli telefon ve bilgisayar başında olduğu için karı koca hayatlarının olmadığını, erkeğin çocuk sahibi olmak istemediğini, agresif biri olduğunu, sosyal hayatlarının olmadığını, sorumsuz, sevgisiz ve ilgisiz olduğunu iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesi ile karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının dayısının oğlu ... ile ilişkisinin olduğunu itiraf ettikten sonra evliliklerinin bittiğini, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, emeklilikten sonra finansal hayata yöneldiğini, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve kadının buna ses çıkartmadığını, erkeğe "mesleğin ve paran için evlendim" dediğini, evden kovduğunu ve yüzüne tükürdüğünü, hakaret ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, zina nedeniyle, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- davacı erkeğin borsa işlemlerine haddinden fazla zaman ayırdığı, erkeğin kadını öldürmekle tehdit ettiği, "seninle mi uğraşacağım" dediği, sinirli ve agresif tutumlarının olduğu, erkeğin sosyal etkinliklere katılmadığı; kadının, ... isimli kişi ile cinsel birliktelik kurduğu iddiasının ispatlanamadığından zina nedenine dayalı davanın reddi gerektiği, ayrıca davacı kadının haysiyetsizce yaşadığına da yeter kanaat elde edilemediği, bununla birlikte kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının; erkeğe, "ben seninle paran için evlendim, defolun gidin" deyip yüzüne tükürdüğü, kadının ailesinin kadına baskı yaptığı ve kadının da buna müsaade ettiği, bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur değerlendirmesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davaların kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, tarafların istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur değerlendirmesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve tarafların tazminat taleplerinin eşit kusur nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karar taraflarca istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf itirazları ayrı ayrı esastan reddedilmiştir. Hüküm yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkemece tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle hüküm verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadına yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasının; erkeğin tanığı Samet'in beyanlarından üçüncü kişi ile erkeğin yaptığı görüşmede söylenen sözlere itibar edilerek verildiği, yine erkek tanığı Sevde'nin beyanlarında belirtilen fotoğraf gösterilmesi olayının da üzerinden uzun zaman geçtiği bu nedenle tanık Samet'in, taraf sıfatı bulunmayan üçüncü kişiden duyduğu sözlerin hükme esas alınamayacağından güven sarsıcı davranış vakıasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı-davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda ... kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut uyuşmazlıkta 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak bu taleplerin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, ... kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, ... kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Elif'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Salih'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliği ile birlikte karar verildi.