"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/887 E., 2023/317 K.
DAVA TARİHİ : 17.05.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tatvan 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/112 E., 2022/29 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma ve ziynet eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davacı-davalı kadının temyizine konu reddedilen ziynet alacağının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari belirlenen kur üzerinden hesaplanan miktarı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-davalı kadının ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Davalı-davacı erkek kendi davasının reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmemiş olup istinaf edilmeyen bu yön temyiz edilemeyeceğinden erkeğin kendi davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı kadının ve davalı- davacı erkeğin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, davalının çocuk sahibi olamayacaklarını öğrendikten sonra sürekli olarak müvekkilini dışladığını ve baba evine gönderdiğini, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, düğününde kendisine takılan ve davalı erkekte kaldığı iddia edilen 6 adet 25 gram 22 ayar burma bilezik ve 3 adet altın yüzüğün şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının ciddi sağlık problemlerinin olduğunu, müvekkilinin çocuk sahibi olmak istediğini kadın ve ailesi ile konuşulduğunu ancak müvekkilinin yanıltıldığını ve taraflar arasında güvensizlik yaşandığını, davacı kadının tam kusurlu olduğunu ve müvekkiline sözlü şiddet ve psikolojik baskı uygulandığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının kadının uhdesinde kaldığını, ziynet altınların kendisinde olmadığını iddia ederek; kadının asıl davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen davacı- karşı davacı tanıkların beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, davalı-karşı davacının da iddia ettiği hususlarla alakalı tanık dilekçesi bildirmediği görülmekle tarafların boşanma talepleri yönünden boşanmayı gerektirecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ispatlanamadığından asıl ve karşı davanın reddine, kadının çalışmadığı, aylık gelirinin olmadığı, erkek eşin işçi olduğu, aylık gelirinin bulunmadığı, tekstil işi yaptığı ancak şuan çalışmadığı, erkek eşin dava açıldığı tarihte çalışmıyor olsa da kadının erkekten daha yoksul duruma düşeceğinden 27.10.2021 tarihli 2 nolu celse ile hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının 200,00 TL arttırılarak kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin ise kadının ziynet eşyalarının kendisinden eşi tarafından alındığı iddiasıyla alakalı dinlenen tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ziynet eşyalarının erkek tarafından rıza dışı alındığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; her iki tarafın da boşanmak istediğini, müvekkilinin şiddete maruz kaldığını, hastalığı bahanesiyle baba evine yollandığını beyan ederek; reddedilen kadının boşanma davası, nafaka ve tazminat talepleri, ziynet eşyaları alacağı talebi, kusur belirlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların çocukları olmadığı gerekçesiyle fiilen ayrıldıkları ve bu ayrı yaşadıkları dönemde erkeğin kadın ile ilgilenmediğinin ispatlandığı bu maddî vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle; kadın eşin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile, kusur belirlemesi gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkek eşin karşı davasının reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 27.10.2021 tarihli celsede verilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 200,00 TL arttırılarak dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, boşanma kararının kesinleşme tarihinde ödenmek kaydı ile, kadın lehine aylık 500,00 TL'den takdiren toplam 4 yıl karşılığı 24.000,00 TL toplu yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebinin reddine ve kadının sair, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; boşanma hükmü hariç olmak üzere reddedilen ziynet eşyası alacağı davasının reddi ile nafaka miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka yönlerinden kararın bozulmasını, haksız açılan davanın boşanma hükmü hariç olmak üzere reddine, karşı davanın tüm talepleri ile kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı-davacı erkek kendi davasının reddini istinaf etmemiş olup bu yöne ilişkin temyizi incelenemeyecek olup kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
1.Davacı-davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
3.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının taraflara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.